Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2003 00:00
BU yılın başından beri, birkaç hafta hariç, her pazar günü kadın matematikçilerden birinin kısa hayat hikayesini bu köşede yazdım.Amacım, ne feministlik yapmak, ne de haddim olmayarak matematiksel konularda ahkam kesmekti. İlginç hayat hikayelerini anlatarak matematiğe insanların ilgisini çekmek istedim. Özellikle genç okuyucularımdan yazılarıma aldığım tepkilerden biraz başarılı olduğumu da düşünüyorum.Matematik insanlara mantıklı düşünmeyi öğretir. Hislerimize kapılıp farklı alanlardaki çeşitli düşüncelerimizin birbiriyle çelişkili olmaları olasılığını asgariye indirir. Çelişkilerin ortaya çıkmasına insana yardımcı olur. Beynimizi daha az çelişkili çalışması konusunda eğitir. Matematik, beynimizin disiplinli çalışmasına yardım eder.MATEMATİK EĞİTİMİMatematik bir amaç değil, araçtır. Öğrendikçe güzelleşir. Uğraştıkça zevk alınmaya başlanır. Korkulacak bir konu değil, derinleştikçe kendine bağlayan bir uğraşıdır. Matematiğin öğrenme yaşı yoktur. Bilmece çözer gibi, her yaşta matematikle zaman geçirmek mümkündür.Toplum olarak matematiğe uzağız. Okullarımızda küçümsenmeyecek derinlikte matematik okutuluyor. Ama, öğretim sistemi, sanki matematiğin bir araç değil de, amaç olduğu yönünde şekillenmiş. Öğrenciler matematiği anlayıp içlerine sindirmekten çok, öğretilenleri ezberlemeye çalışıp dersi geçmeye çok daha fazla önem veriyorlar. Dolayısıyla, matematikte öğrendikleri, düşünce sistemlerinin bir parçası olamıyor. Bu konuda da şapka çıkarılacak gelişmeler yok değil. Milli Eğitim Bakanlığı'nın neyi neden öğrettiği belli olmayan matematik kitapları yerine, şimdi kitapçılarda Matematik Gezegeni adıyla ilk ve orta öğrenimde kullanılabilecek matematik kitapları var. ‘‘İşte, matematik böyle öğretilir, böyle öğrenilir’’ dedirten cinsten kitaplar bunlar. Bu çeşit kitapları yaygınlaştırdığımız zaman çok daha iyi yerlere gelebileceğimiz şüphesizdir.Her düzeyde, mantıklı düşünen değil, hisleriyle hareket eden bir toplum oluşturuyoruz. Tepkilerimiz aşırıya kaçabiliyor. Düşüncelerimiz, çoğu zaman farkına varmasak da, çelişkilerle dolu oluyor. Çözümü amaçlayan değil, tribünlere oynamayı seven bir topluma dönüşüyoruz. Eğitimimizde matematiği ciddiye almamamızın bunda rolü var diye düşünüyorum.HAKSIZLIKBirçok örnekte görüldüğü gibi, kadın matematikçiler erkeklerin dünyasında kapıları kırarak önemli başarılar elde ediyorlar. Bütün bu hikayeleri okuduktan sonra, akıllarda kalan ise neyi başardıkları değil, başardıklarını nasıl başardıkları oluyor.Yani, onlara bir kez daha haksızlık ederek profesyonel başarılarını değil, çektikleri zorlukları öne çıkarmak durumunda kalıyoruz. Yaptıklarıyla değil, çektikleriyle akıllarda kalıyorlar. Ama, gerçek bu. Bu gerçek de, kadın matematikçiler hakkında çok özgün ve bitmeyen bir mücadelenin öyküsünü oluşturuyor.Bu hikayeyi bir kitap haline getirmeyi düşündüm. Pazar günleri bu köşede çıkan kadın matematikçilerin çok daha fazlası bu kitapta kadınların matematikte verdikleri bitmeyen mücadelenin kahramanları olacak. O nedenle, pazar günleri kadın matematikçilerin hayat hikayelerini yazmaya son veriyoruz.
button