"Kademeli emeklilik Anayasa'ya aykırı"

Güncelleme Tarihi:

Kademeli emeklilik Anayasaya aykırı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2001 15:02

Anayasa Mahkemesi`nin Sosyal Güvenlik Yasası`nın bazı maddelerinin iptali, bazılarının da reddine ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazete`de yayınlandı. Mahkeme, Sosyal Güvenlik Yasası`nın yürürlüğe girdiği 8 Eylül 1999`dan sonra işe giren kadınların 58, erkeklerin 60 yaşında emekli olmalarını Anayasa`ya aykırı bulmamıştı. Yüksek Mahkeme, 5 sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak Yasa`nın yürürlüğü girdiği tarihte çalışanlara kademeli emeklilik getiren düzenlemeleri ise iptal etmişti.

Haberin Devamı

Okuyan: Çalışmalara başladık
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Anayasa Mahkemesi`nin emeklilikte kademeli geçişin iptaline ilişkin gerekçeli kararının ışığında, yeni bir düzenleme için çalışmalara başladıklarını, yeni düzenlemenin yılbaşından sonra hazır olabileceğini bildirdi. Okuyan, Anayasa Mahkemesi`nin emeklilikte kademeli geçişin iptaline ilişkin gerekçeli kararının Resmi Gazete`de bugün yayımlandığını belirterek, gerekçeli kararı ilgili kişilere havale ettiğini söyledi. Okuyan, şöyle konuştu: ``Arkadaşlar buna göre yeni bir düzenleme için çalışmaya başladılar. Daha önceden hazırlıklarımız da vardı. Bu hazırlıkları gerekçeli hükmün ışığında tamlayıp en kısa sürede önce Bakanlar Kurulu`na daha sonra da TBMM`ye kanun tasarısı olarak sevk edeceğiz. Yeni bir düzenleme için 6 ay süre verilmiştir. Yeni geçiş süreleriyle ilgili yeni yasa yürürlüğe girene kadar mevcut yasa aynen yürürlüktedir. Emeklilik işlemleri mevcut yasaya göre devam ettirilecektir. Orada herhangi bir tereddüt söz konusu olmamalıdır. Geçiş süresiyle ilgili yasa tasarısının nasıl olacağı konusu arkadaşlarımızın gerekçeli hüküm ışığında yapacağı çalışmalar sonucunda belirlenecektir. Yeni düzenleme yılbaşından sonra hazır olur.``
Kademeli geçişi düzenleyen 5 maddenin iptal kararı, bugünden başlayarak 6 ay sonra yürürlüğe girecek.

GEREKÇELİ KARAR

Gerekçeli kararda Anayasa Mahkemesi, kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaşında emekli olma hakkı getiren düzenlemeye onay verirken, Türkiye`de ortalama yaş süresinin yükseldiğine dikkati çekti. 

Yüksek Mahkeme, sosyal güvenlik kuruluşlarının işlevlerini yerine getirebilmeleri için belirtilen olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacıyla çalışanların emekli yaş haddi ve prim ödeme gün sayılarının belirli bir ölçü ve denge gözetilerek yükseltilmesinin sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıran veya onu kullanılamayacak ölçüde sınırlayan bir düzenleme olarak nitelendirilemeyeceğine işaret etti.

Anayasa Mahkemesi, yasa çıktığında sigortalı olanların emekliliğine getiren kademeli geçişi ise ``adil, makul ve ölçülü`` bulmayarak, iptal etti.

Anayasa Mahkemesi, kapatılan FP`nin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu`nun 33 maddesinin iptali ve bazı maddelerin yürürlüğünün durdurulması istemiyle açtığı davayı 23 Şubat 2001`de sonuçlandırmıştı.

Yüksek Mahkeme`nin gerekçeli kararında, Yasa`nın yürürlüğe girdiği tarihte emeklilik yaşını kadınlarda 58`e erkeklerde ise 60` a çıkaran hükmün iptal isteminin reddine ilişkin gerekçesinde, bu düzenleme yapılırken zorunlu prim ödeme süresinin ve emeklilik yaşının yükseltildiği dünya standartlarının altında kalan bu koşulların düzeltilmediği takdirde sorunların daha da büyüyeceğinin belirtildiği ifade edildi.

Hukuk devletinde yasa koyucunun yasaların yalnız Anayasa`ya değil,evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğu ifade edilen gerekçeli kararda, son yıllarda mevzuatta yapılan düzenlemelerle çalışanların emekli olabilme koşullarının çok sık değiştirilerek kurumların büyük bir finansman sorunuyla karşı karşı bırakıldığının bir gerçek olduğunun altı çizildi.

Resmi belgelere göre Türkiye`de ortalama yaş süresinin yükseldiği kaydedilen gerekçeli kararda, sosyal güvenlik kuruluşlarının işlevlerini yerine getirebilmeleri için belirtilen olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacıyla çalışanların emekli yaş haddi ve prim ödeme gün sayılarının belirli bir ölçü ve denge gözetilerek yükseltilmesinin sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıran veya onu kullanılamayacak ölçüde sınırlayan bir düzenleme olarak nitelendirilemeyeceği vurgulandı.

“DAHA ÇOK ÇALIŞAN DAHA FAZLA AYLIK ALIR”

Gerekçede, erken yaşta çalışmaya başlayanlarla daha sonra işe başlayanların emeklilik için öngörülen koşulları yerine getirerek emekli olabileceklerse de daha fazla sigorta primi ödediğinden erken yaşta çalışmaya başlayana bağlanacak yaşlılık aylığının daha fazla olması nedeniyle aleyhte bir sonuç doğmayacağından eşitlik ilkesine aykırılıktan da söz edilemeyeceği belirtildi.

Yüksek Mahkeme, bu gerekçeyle Yasa`nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra işe başlayan kadınlar için 58, erkekler için de 60 yaşında emekli olma düzenlemelerini Anayasa`ya aykırı bulmadı ve iptal istemini reddetti.

Anayasa Mahkemesi, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte emekliliğine iki yıl ve daha az kalanların eski yasa hükümlerine göre emekli olmalarına olanak tanıyan düzenlemenin iptal istemini ise reddetti.

Bu düzenlemenin ret gerekçesinde ise bunun kadın ve erkek sigortalının hak kaybına uğramalarını önlemek için getirildiği belirtilerek, bunda adaletli bir toplum ve hukuk düzeni kurmanın amaçlandığında kuşku bulunmadığı bunun için Anayasa`ya aykırılık taşımadığı kaydedildi.

KADEMELİ GEÇİŞ

Gerekçeli kararda, yasa yürürlüğe girdiği tarihte sigortalı hizmeti bulunan ve emekliliğine 2 yıldan fazla kalanlar için sigortalılık süresine bağlı olarak emekli olabilecekleri yaş ve prim ödeme sürelerinin kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı olmak üzere yeniden düzenlendiği hatırlatıldı.

Önceki sistemde kadınların 38, erkeklerin ise 43 yaşında emekli olabilme olanağına sahipken, yeni düzenleme ile getirilen kademelendirme sonucu kadınlara 52, erkeklere ise 56 yaşına kadar oldukça geniş bir aralık içinde emekli olabilme olanağı getirildiği ifade edilen gerekçeli kararda, kademelendirmede sigortalılık süresinin esas alınması sonucunda süreleri aynı diğer koşulları değişik olan kişilerin aynı yaş haddine tabi olurken, ya da tüm koşulları aynı sadece sigortalılık süresi farklı olan kişilerin farklı yaş haddine bağlı tutulduğu belirtildi.

BİR GÜNLÜK FARK

Kararda, şöyle denildi:

``Aynı işyerinde aynı tarihte işe başlayan ve 14 yıl birlikte çalışan iki erkek sigortalıdan birisinin 18 yıl öncesine ait bir günlük sigortalılığı olması durumunda 43 yaşında, diğeri ise ancak 56 yaşında emekli olabilecektir. Ya da 20 yıl sürekli çalışmış 7200 gün prim ödemiş bir sigortalı 50 yaşında emekli olabilecek iken, 23 yıl sigortalılık süresi olan ancak 14 yıl çalışmış bir sigortalı 43 yaşında emekli olabilecektir.

Sigortalık süresi yönünden yapılan kademelendirmeler arasında adil olmayan geçişler yapılmıştır. Sigortalılık süresi bir günlük farkla alt kademeye indirildiğinde yaşlılık aylığına hak kazanabilmek için iki yıl daha beklemek zorunluluğu doğmaktadır.

Sigortalılık süresi 10 yıldan az olan kadın ile sigortalılık süresi 15 yıldan az olan erkek sigortalılar kendi aralarında kademelerinde yapılmayarak bir günlük sigortalılık süresi olan kişiyle aynı yaş grubuna bağlı tutulmuşlardır.

Sigortalılık süresi kademelendirilirken ikişer yıllık dilimler öngörülmüş olmasına karşın asgari emeklilik yaşı kademelerinde dilimler bazen 2 yıl, bazen de bir yıl farklılık göstermektedir.``

SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI

Kararda, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlette hukuk güvenliğinin sağlanmasının hukuk devleti ilkesinin ``olmazsa olmaz`` koşulu olduğu vurgulandı. Kararda, şöyle devam edildi:

``Yaşlılık gerçekleşmesi yönünden diğer sosyal risklerden ayrı özelliğe sahiptir. Yasalarda emeklilik yaşının kesin olması nedeniyle sigortalı yarınını bu güvenlik içinde planlamaktadır. Sosyal devlet sosyal adaletin, refahın ve güvenliğini gerçekleşmesini sağlayan devlettir. Sosyal güvenlik kuruluşları çalışanların geleceğine ilişkin güvenini sağlamak durumundadır. Bu sağlanamadığı takdirde sosyal güvenlik kavramından da bahsedilemez. Bu nedenle sosyal güvenlik sisteminde yapılan değişikliklerin hukuk devletinde olması gereken hukuk güvenliğini zedelemeyecek biçimde adil, makul ve ölçülü olması zorunludur.``

Yüksek Mahkeme, 5 sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışanların emekliliğinde kademeli geçişi öngören düzenlemeleri``makul, adil ve ölçülü`` bulmadı ve Anayasa`nın 2, 5 ve 60. maddelerine aykırı bularak Başkan Mustafa Bumin, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Ertuğrul Ersoy ve Tülay Tuğcu`nun karşı oylarıyla iptal etti.

Gerekçeli kararda, Emekli Sandığı Kanun`da yapılan değişiklikten önce eski emeklilerle yeni emekliler arasında herhangi bir eşitsizlik doğmasının engellendiği, yeni düzenlemeyle emekli aylıklarındaki artışın gösterge ve ek göstergelerdeki artışa göre hesaplanması esasından vazgeçildiği kaydedildi.

Kararda, aylığın enflasyon oranındaki artışa göre hesaplanmasının kabul edildiği, böylece çalışan memurların maaş artışı ile emekli memurların maaş artışı arasında olduğu gibi daha önce aynı görevlerde bulunan eski ve yeni emeklilerin maaşları arasında da büyük farkların ortaya çıkmasına neden olacak bir sistemin getirildiği vurgulandı.

Gerekçede, bu durumun Anayasa`nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtilerek, buna ilişkin düzenleme iptal edildi.

Emekli Sandığı Kanunu`na göre fiili hizmet sürelerine zam yapılanların, yaş hadlerinden eklenilen bu sürenin 3 yıldan çok olmamak üzere yarısının indirileceğine ilişkin düzenlemeyi de iptal eden Yüksek Mahkeme, düzenlemenin kendi içinde adaletsiz olduğuna dikkati çekti.

6 AY SÜRE

Anayasa Mahkemesi, Yasa`nın diğer maddelerinin iptal istemini ise Anayasa`ya aykırı bulmayarak reddetti.

Yüksek Mahkeme, 5 sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışanların emekliliğe hak kazanmada kademeli geçişi öngören düzenlemelerin iptaliyle doğan hukuksal boşluğu ``kamu düzenini tehdit ve kamu yararını ihlal edici`` nitelikte bularak, bu kurallara ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete`de yayımlandığı bugünden itibaren6 ay sonra yürürlüğe girmesini de kararlaştırdı.

Kademeli geçişin iptaline karşı çıkan Başkan Mustafa Bumin, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Ertuğrul Ersoy ve Tülay Tuğçu karşı oy yazılarında, geçiş hükümlerine esas alınan kademeler arasındaki süreyi doldurmalarına çok az bir zaman kalmış olanların, bir üst kademelerdekine göre hak kaybına uğramalarının statü değişikliğine ilişkin bu tür düzenlemelerde geçişi bir noktada durdurma ya da belirli süre ile sınırlandırma zorunluluğundan kaynaklandığını kaydettiler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!