Kaddafi'nin sahip olduğu gücün mimarı: Musa Kusa

Güncelleme Tarihi:

Kaddafinin sahip olduğu gücün mimarı: Musa Kusa
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2011 10:38

Libyalılar ona başkaldırmadan önce, Muammer Kaddafi Batı’nın takdirini kazanmak için para ve iyi zamanlanmış diplomatik girişimleri kullandı. Bu sayede Bush, Blair ve Berlusconi’yle çok güçlü ilişkiler kurmayı başardı. Bugün, ona sahip olduğu gücü kazandıran kişi, Kaddafi’nin iktidarı sarsılırken perdenin arkasında beklemeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor

 

Libya’nın bir numaralı casusu Musa Kusa, Aralık 2003’te Londra’da ABD’li ve İngiliz istihbarat yetkilileriyle bir araya geldi. Yapılan görüşmedeki amaç, Kusa’nın patronu Kaddafi’nin dünya sahnesindeki imajını yenileyecek bir anlaşma koparmaktı.

 

Bugün Libya’nın Dışişleri Bakanı olan Kusa, Kaddafi’nin markalarından biri haline geldi. 1970’lerde Michigan State Üniversite’sinde eğitim gören Kusa, 1990’larda kendisiyle çalışan ABD’li bir istihbarat yetkilisinin ifadesine göre, “ABD’nin tarzından anlayan biri.”

 

Haberin Devamı

KADDAFİ’NİN SİHİRBAZI

Kusa’nın, Kaddafi’nin kabul görmesini sağlayan ilk kişi olması, onun Batının yöntemlerini iyi bilmesinden kaynaklanıyor. Kusa özürler tezgahlıyor, özürleri savuşturuyor, uzlaşmalarla çıkageliyor ve böylece Kaddafi’yi, o halkına ve dünyaya karşı nasıl bir suç işlemiş olsa da iktidarda tutmayı başarıyor.

 

Ancak en rahatsız edici şey, Kusa’nın bazı dünya liderlerini Kaddafi’yi kabul edilebilir kılmak için yardım etmeye ikna etmesi oldu. Bu isimlerden bazıları, İngiltere’nin eski Başbakanları Tony Blair ve Gordon Brown, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve hatta ABD’nin eski Başkanı George W. Bush.

 

Bu isimler bir zamanların ve geleceğin uluslararası firavunuyla işbirliği yapmaya nasıl ikna edildi? CIA’in eski direktörü George Tenet’e göre, Kusa, 1988’de İskoçya’nın Lockerbie kasabası üzerinde infilak eden ve 270 kişinin ölümüne neden olan Pan American Havayollarına ait uçağın bombalanmasından sorunlu olan kişiydi. Ancak 2003 yılında Londra’da yapılan görüşmede, Batılı istihbarat servislerinin Kusa’nın teklifine bakışı tamamen farklıydı.

 

Haberin Devamı

BATI’YA KAPILARI AÇAN TEKLİF

Bu, hiçbirinin karşı koyamayacağı bir teklifti. Libya’nın petrol yatakları Batıya tamamen açılacak, AB ve Avrupa bankaları ve şirketleri Libya’nın gelir akışına ortak olacaktı. Dahası, Kaddafi nükleer programının sona erdirildiğini açıklayacaktı. Irak’ta var olmayan silahların peşine düşen Bush yönetimi, en azından Libya’daki çabaların sonuç verdiğini öne sürebilecekti. Kusa’nın planı herkes için bir anlam ifade ediyordu. Yani, Libya halkı dışında herkes için.

 

Kusa’nın rehabilitasyon stratejisi, şu ana kadar tüm katılımcılar için harika işledi. ABD’nin petrol şirketi Occidental, Libya’nın tüm şirketlerinden daha çok keşif arazisi elde etti. Ancak asıl kazananlar İngiliz petrol devi BP ve İtalyan devlet petrol şirketi ENI oldu. Libya petrolünün yaklaşık yüzde 80’ini satın alan İtalya’nın lideri Berlusconi, Roma’ya yaptığı 11 resmi ziyarette Kaddafi’ye çok sıcak karşılamada bulundu.

Haberin Devamı

 

Kaddafi ve ailesi, 2006 yılında Libya Yatırım Kurulu adı altında devlet fonu oluşturarak, Finacial Times ve Economist’in sahibi yayımcı kuruluş Pearson’dan, büyük bankalara ve hatta İtalya’nın Juventus futbol kulübüne kadar birçok alanda yatırımlara yöneldi.

 

RÜYA SONA ERİYOR

Ancak yıllar sonra, Kusa’nın oynadığı kartlardan inşa ettiği ev yıkılmaya başladı. İlk belirtilerden biri 2007’de geldi. Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam, Newsweek dergisine, “babasının yeni seçilen Sarkozy hükümetinden istediğini elde etmek için rüşvete başvurduğunu” açıkça ifade etti. Söz konusu tartışmanın ucunda, 400 Libyalıya bilerek AIDS bulaştırdıkları iddiasıyla sekiz yıl hapse çarptırılan beş Bulgar hemşire ve Filistinli bir doktor vardı.

Haberin Devamı

 

Seyfülislam, Sarkozy’nin, tutuklu hemşireler ve doktorun özgürlüğü için verdiği teklifle diğer Avrupalı liderleri geride bıraktığını söyledi. Nakit ödemeler, dev tıbbi tesisler, bir nükleer reaktör, uranyum madenciliği ve askeri donanımın, önerilen paketin içinde olduğunu belirtti.

 

İki yıl sonra, Lockerbie bombacısı olarak bilinen Abdülbaset El Megrahi’nin, kanser teşhisi konularak ömür boyu hapis cezasının kaldırılması, bardağı taşıran son damla oldu. Megrahi, İskoçya’da tutulduğu hapishaneden salıverildiği ve bir kahraman gibi karşılandığı Trablus’a döndüğüne, BP’nin dondurulan 900 milyon dolarlık anlaşması da kurtarılmış oldu.

 

KUSA NE PLANLIYOR?

Haberin Devamı

Seyfülislam, dönen pazarlıkları yine gizleme gereği duymadı. 1988’de Megrahi’nin patronu olan Kusa’nın bu anlaşmadaki rolü ise belirsiz. 2009’da Dışişleri Bakanı olan Kusa, bugün, yanına çektiği müttefiklerin her ilerleyen saatte karşı tarafa geçtiğine tanık oluyor.

 

İsyan hareketinin ilk günlerinde İngiliz mevkidaşı William Hague’dan gelen telefonlara çıkan Kusa, ABD’li yetkililerin belirttiğine göre artık telefonlara cevap vermiyor. Yoksa, ABD ve Avrupa onunla hala konuşmak mı istiyor?

 

Bir ipucu: ABD Hazine Bakanlığı, Kaddafi ve yakınlarının varlıklarını dondurdu. Ancak Kusa’nın malvarlığına dokunan olmadı. Kaddafi’nin bu kadar uzun süre ayakta kalmasını sağlayan adam zamanında gizli bir anlaşma koparmış olabilir mi?

 

http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet

Planet'i Twitter'da takip etmek için:        
http://twitter.com/HurriyetPlanet
  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!