Güncelleme Tarihi:
KENDİ HALKINA SALDIRMAYI REDDEDEN ASKERLER ÖLDÜRÜLDÜ
Askerlerin, Kaddafi’ye ait askeri güçlerin Bingazi’den kaçmadan önce, Libya liderinin emirlerine uymadıkları için öldürüldükleri düşünülüyor. Askerlerin Bingazi’deki en büyük askeri tesis olan El Hatiba’da dövüldükten sonra yeraltındaki bir hücreye kapatıldıkları belirtildi.
Kaddafi’ye karşı gelen askerlerin kapatıldıkları hücrede geçirdikleri son günleri, isyan güçlerine teslim olarak saf değiştiren Libyalı bir subay anlattı. Subay, öldürülen askerlerden bazılarının isimlerini verse de kömürleşmiş diğer cesetlerin kimliğini tespit edemedi.
Bingazi’deki El Cala hastanesinde görevli Muhammed El Targi, “Normalde yanan cesetlerde kişilerin kim olduğunu ortaya çıkaracak hücreler bulunur. Ancak aynı şey bu cesetler için geçerli değil… Hepsinin eşi, çocukları, aileleri vardı. Askerlerin çocukları hastaneye ağlayarak geldi. Bir anne, çocuğunun kimliğini tespit edemedi ve hepsinin artık kendi çocuğu olduğunu söyledi” diye konuştu.
Hastanenin müdürü Fatih Elami, “Onların hepsi şehit. Kendi halkları için hayatlarını feda ettiler” ifadesini kullandı.
‘İMKANIM OLSA SAVAŞIRDIM’
Bingazi’de hayat yavaş yavaş normale dönerken, isyanın ilk günlerinde yaşanan vahşet de ortaya çıkmaya başladı. Ancak Libya’da vahşet tek taraflı yaşanmadı. Hastanede protestoculara saldıran üç Afrikalı paralı askerlerin cesedi de bulunuyor. Kafa ve gövdelerine ağır darbeler alan paralı askerlerin cesetlerinin kimlikleri tespit edilemedi.
Hastanede tedavi gören protestoculardan Amraca Farkaş, isyanın ilk günü güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu ölen kuzenlerinin cenazesinde vurulmuş. Sol tarafı felç olan şoför Farkaş artık mesleğini icra edemeyecek. Farkaş, “Beni kimin vurduğunu bilmiyorum. Ama hükümetin sorumlu olduğunu biliyorum. Eğer savaşacak gücüm olsaydı, bir dakika düşünmezdim. Çok kızgınım” dedi.
Bingazi'deki El Cala hastanesinin morgunda çekilen fotoğraf. |
http://twitter.com/HurriyetPlanet