Esma ÇAKIR
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2002 02:07
18 yaşındaki B. iş görüşmesine gittikten sonra kayıplara karıştı. Bu sırada eve esrarengiz telefonlar geldi. 3 gün sonra ortaya çıktığında otobüs durağından 4 kişi tarafından kaçırılıp, uyuşturucu satmaya zorlandığını, bir eve kapatılıp işkence yapıldığını söyledi.
‘Bu bir senaryo’ diyenlere kızan genç kız, kaybolduğu 3 günü erkek arkadaşıyla geçirdiğini bir hafta sonra itiraf etti.
AVCILAR Ticaret Meslek Lisesi'nden bu yıl mezun olan 18 yaşındaki B.Ö., stajını yaptığı işyerinden 3 ay önce ayrıldı. Gazete ilanlarından iş arıyordu. 18 Haziran'daki gazetelerde, ‘‘Merkezi Londra'da bulunan İngiliz şirketinin Türkiye temsilciliği için eğitim danışmanı. Seçilecek adaylara ücretsiz lisan eğitimi verilecektir’’ ilanını gördü. Genç kız, annesi Fatma Harşit'e, ‘‘Bu iş tam bana göre’’ diyerek, başvurunun yapılacağı adrese gitmek için Küçükçekmece'deki evinden yola çıktı. Aradan saatler geçmesine rağmen kızından hiçbir
haber gelmemesi üzerine endişelenmeye başlayan anne, hemen arkadaşlarını aradı. Ama aldığı cevap hep aynıydı: ‘‘Onu görmedik.’’
Esrarengiz telefonlar
Anne hemen karakola başvurdu, evin telefonları dinlenmeye alındı. Uykusuz geçen ilk gece gelen esrarengiz telefonlar Fatma Harşit'i korkuttu. Telefon eden ancak açılınca bir süre hiç konuşmadan bekleyip kapatan kişi, anneyi iyice endişeye sürükledi. İkinci gün saat 18.55'te çalan telefonun ucundaki, kısık sesle ve ağlayarak konuşan B. idi. ‘‘Zor durumdayım. Kaçırıldım’’ dedi, ardından telefon kapandı. Kızının yaşadığını öğrenen Fatma Harşit biraz rahatlamıştı. 3 saat sonra B. yine aradı, ‘‘Seni çok özledim. Kaçmaya çalışacağım. Nerede olduğumu bilmiyorum’’ diyordu. İki uykusuz gecenin sonunda gelen telefonda ise ‘‘Yoldayım, geliyorum. Bana
yemek hazırlar mısın?’’ diyordu genç kız.
Gözlerimi bağladılar
Anne kızın kavuşması sırasında evde sevinç yaşanırken genç kız sır dolu üç gününü şöyle anlattı: ‘‘Otobüs beklerken, durağa plakasını 34 UJ diye hatırladığım beyaz renkli Kartal marka bir otomobil yaklaştı. İçinden çıkan biri uzun boylu, uzun saçlı 2 kişi, kollarımdan sürükleyerek, beni otomobile bindirdiler. Aracın ön tarafında, iki kişi daha vardı. Hemen gözlerimi bağladılar. Ellerindeki bıçakları karnıma dayadılar. ‘Bırakın beni' dedim. ‘Kes sesini. Seni, uyuşturucu satman için kaçırıyoruz. Taşkınlık yaparsan, aileni bir daha göremezsin' dediler. Camlar siyah olduğu için bizi kimse göremiyordu. 45 dakika sonra ormanın içinde, 2 katlı harabe bir eve geldik. Beni, ikinci kattaki odaya kilitlediler. Evde, 10 ile 13 yaş arasında 5-6 tane daha çocuk vardı. Onları da benim gibi barlarda uyuşturucu satmaları için dövüyorlardı. Yemek yoktu, sadece su ve çay veriyorlardı.’’
Saçlarımdan sürüklediler
Kendisini kaçıranların sabahlara kadar içki álemi yaptığını söyleyen B.Ö., şöyle anlattı: ‘‘Sarhoş olan bir tanesi yanıma gelerek, ‘Benimle yatar mısın?' dedi. Saçlarımdan sürükleyerek, beni tartakladı. Dışarı çıktığında, sarhoş olduğu için odamın kapısını açık unuttu. Bu benim için bir fırsattı. Hemen yan odada bulunan telefona koştum. Anneme telefon açtım. Beni telefonun başında yakalayıp dövdüler. 3 saat sonra yine bir fırsat bulup, annemi yine aradım.’’ B.Ö., kaçış planını anlatırken şöyle dedi: ‘‘Odanın camları, tahtalarla kaplıydı. Tahtaları söküp, balkondan atladım. Yarım saat koştuktan sonra tabelalardan anladığım kadarıyla Kavacık'a çıktım ve ilk otobüse binip oradan uzaklaştım. Hemen eve geldim.’’
Polisler inanmadı
Eve döndüğü gün B. annesiyle, Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ifade vermeye gitti. Başından geçenleri anlatan genç kız, polis yetkililerini şaşırttı. Anlatılanlara inanmayan Başkomiser Şükran Aras, ‘‘Uyuşturucu tacirlerinin barlarda, güvendikleri adamları vardır. Çocukları satıcı olarak kullanmazlar. Ayrıca adam kaçırmanın suçu ağırdır. Böyle bir riski göze almazlar. Telefon kayıtlarını çıkartıp, bahsettiği evin yerini tespit edeceğiz’ dedi. Bir hafta sonra, kızının erkek arkadaşıyla birlikte olduğunu öğrenen Fatma Harşit, şaşkınlığını şu sözlerle dile getirdi: ‘‘Endişeli bekleyişin ardından kızımın bana yalan söylediğini öğrenmek, çok daha üzücü. Bana erkek arkadaşı olduğunu söyleseydi, ona yardımcı olurdum.’’