Kaçıran telefon

Güncelleme Tarihi:

Kaçıran telefon
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2005 01:38

Alaattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçış sürecini, Bodrumlu müteahhit Hakkı Süha Şen’in 26 Nisan 2004 günü, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile yaptığı görüşmenin ardından açtığı telefon başlattı.

Şen’in Başkan’dan aldığı haber kötüydü: 15 kişinin yaralandığı Karagümrük Spor Kulübü Lokali’nin taranması davasında Yargıtay’dan Çakıcı’nın umduğu tashihi karar çıkmadı. Dosya sonuçlandı, karar postaya verilmek üzereydi. Çakıcı’nın tutuklanması ihtimali vardı. Hakkı Süha Şen, Yargıtay Başkanı Özkaya ile konuştuktan hemen sonra Alaattin Çakıcı’yı aradı, tedbirini almasını söyledi. Çakıcı, bir hafta sonra 3 Mayıs günü yurtdışına kaçtı. İstanbul 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde önümüzdeki ay görülecek olan Çakıcı’nın firarı davasına, Yargıtay Başkanı ile Çakıcı’nın aracısı müteahhit Hakkı Süha Şen’in 26 Nisan tarihli iki telefon konuşmasının zabıtları da kanıt olarak sunuldu.

Çakıcı-MİT-Yargıtay skandalı

GEÇEN ağustos ayında Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’nın, MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu ve Alaattin Çakıcı ile ilişkisi konusundaki iddialar tartışma yarattı. Özkaya, yazılı açıklamada, ‘Alaattin Çakıcı’yla direkt ya da dolaylı hiçbir bağlantım olmamıştır’ dedi. Özkaya, Kozinoğlu’nun MİT Müsteşarı’nın izniyle kendisine geldiğini söyleyerek istişari mahiyette, Çakıcı’nın elindeki bilgileri almak istediğini, bu kişi yurtdışına çıktığı veya hapse girdiği taktirde alamayacağını, bu nedenle hakkındaki davanın uzatılıp uzatılamayacağını sorduğunu söyledi. Kozinoğlu ile Bodrum’daki kooperatif inşaatını bitiren müteahhit Hakkı Süha Şen tarafından tanıştırılan Özkaya, iddialar nedeniyle çok sıkıntılı günler geçirdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, soruşturma açılmasını istedi. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, soruşturması açılmaması kararı aldı. Özkaya, 1 aralıkta yaş haddinden emekliye ayrıldı.

Gelince kararı sana veririm

Arayan: Hakkı Süha Şen

Aranan: Eraslan Özkaya (Başkan)

Tarih: 26 Nisan 2004

BAŞKAN: Sühacığım buyur.

SÜHA: Rica ederim başkanım.

BAŞKAN: Bugün kararı da getirdiler.

SÜHA: Tamam Başkanım.

BAŞKAN: Bu onama falan değil, bozmuş bu.

SÜHA: Bir tanesini bozmuş Başkanım.

BAŞKAN: Hee bir tanesini, daha doğrusu bir tanesi değil bir yönden onamış bir yönden bozmuş.

SÜHA: Evet efendim

BAŞKAN: Pek öyle içeri alınma falan filan gibi durumu yok o hepsi birleşir beraber olur, savcının şeyine uygun karar verilmiş, karar bende, geldiğinde.

SÜHA: Evet, tamam Başkanım.

BAŞKAN: Ve savcının tebliğnamesine uygun tashihi karar yok.

SÜHA: Peki.

BAŞKAN: Postaya verilmek üzereymiş. Mahalli mahkemeye gönderilmek üzereymiş.

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Onu bir gelince görüşürüz.

SÜHA: Şey dediniz tutuklanma kararı olmayabilir mi dediniz?

BAŞKAN: Yok yok daha şimdi şu anda öyle bir şey yok.

SÜHA: Mahalli mahkemeye gidince.

BAŞKAN: O da daha şey değil, gelince kararı veririm ben sana.

SÜHA: Tamam Başkanım.

Artık bundan sonra dönüş yok

Arayan:
Hakkı Süha Şen

Aranan: Eraslan Özkaya (Başkan)

Tarih: 26 Nisan 2004

BAŞKAN: Sühacığım kusura bakma.

SÜHA: Deminki konuda da anlayamadım bir şey söylediniz tutuklanma durumu olmaz mı dediniz Başkanım.

BAŞKAN: Kendilerinden sordum, bu ikisi birbirine bağlıdır diyorlar.

SÜHA: Hııı...

BAŞKAN: Efendim şudur budur diyorlar, hatta bi dakika ben sen şu kararı getirdim çantamda.

SÜHA: Evde misiniz Başkanım?

BAŞKAN: Ben evdeyim.

SÜHA: Yani tashihi karar olmuyor değil mi Başkanım?

BAŞKAN: Yok mümkün değil çünkü tebliğnameye uygun.

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Karar verilmiş, şimdi bana şöyle kararı getirdi üç sayfalık bir bozma, bir çok kimse var.

SÜHA:Evet.

BAŞKAN: Bu şuymuş, şimdi bir adamı göndermiş, şu soyadındakilerin hepsini temizleyin, diğerlerini de bacağından vurun demiş.

SÜHA: Hıı...

BAŞKAN: Onlar da 15 kişiyi yaralamış

SÜHA: Evet

BAŞKAN: 15 kişi yaralamak suçlarından kurulan hükümlerin tebliğnamedeki düşünceyi onanmasına...

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Yaralama suçundan.

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Iıı, şimdi şeyde ise diğerinde ise başka bir suç bu da, şeyin yaralama falan filan filan, ancak öldürmeye teşebbüs suçlarından kamu davası, falan filan diğerlerinden bozmuşlar, anlatabildim mi?

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Bu bir hüküm, şimdi bunun bu savcının takdirine kalıyor. Onanan suçtan dolayı gelin bu kadar şeyiniz vardır der mi, demez mi? Yoksa bütün ilam bir bütün olduğuna göre.

SÜHA: Evet

BAŞKAN: Bekleyebilir diyor, büyük ihtimalle diyorlar, anlatabildim mi?

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Bu savcının takdirine kalmış diyorlar. Karar yazılmış ki ben birini aldım.

SÜHA: Evet,

BAŞKAN: Ve savcılığa verilmiş, postalanmak üzere savcılıkta bunu postalama hazırlığına girmiş.

SÜHA: Evet.

BAŞKAN: Yani artık bundan sonra şey yok, dönüş yok.

SÜHA: Anladım Başkanım

BAŞKAN: Yeni kısa zamanda mahalline gider.

SÜHA: Peki yani savcının takdirine kalmış.

BAŞKAN: Tabii.

SÜHA: Tutuklayıp tutuklanmayacağına.

BAŞKAN: Tabii tutuklama değil de, onanan kararın infazı cihetine gider mi, bütün kararın onanmasını mı bekler, onu o artık.

SÜHA: Oradaki görüş ne?

BAŞKAN: Vallaha bunun kararının tamamını şeyini bekler diyorlar.

SÜHA: Anladım.

BAŞKAN: Çünkü birbiriyle bütün diyorlar.

SÜHA: Anladım Başkanım, tamam yapacak bir şey yok.

BAŞKAN: Hee şimdi şey edecek, ben şeyde sana da geldiğinde veririm ben bunu.

SÜHA: Tamam Başkanım teşekkür ediyorum, çok zahmet oldu Başkanım.

‘Puro’ şifre mi

ÇAKICI
gibi Trabzonlu olan MİT Dış İlişkiler Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu, ‘tanık’ olarak ifadesi alındığı firar soruşturmasında, daha sonra ‘sanık’ olarak dosyada yer aldı. Çakıcı’nın firarıyla ilgili adı ortaya çıkınca o dönemde DGM Başsavcılığı’nca ifadesi alınan Kozinoğlu’na soruşturmayı yürüten savcılar Muzaffer Yalçın ve Turan Çolakkadı telefon dinlemelerine takılan konuşmalarında geçen ‘puro’ ve ‘pijama’nın şifre olup olmadığını sordu. Kozinoğlu ifadesinde, şöyle cevap verdi: ‘Hakkı Süha Şen ile yaptığım telefon görüşmelerinde geçen bazı terimler gerçek anlamda kullanılmamıştır, bir nevi şifreli kullanılmıştır. Çakıcı’dan bilgi alınması için kullanılmış şifredir. Bunların dışında herhangi bir talep söz konusu değildir. İletişim tutanaklarında yazılı olan puro, gerçek bildiğimiz purodur, ben puro kullanırım. İstanbul’da oturan kızkardeşimde bıraktığım pijamamın, puromun gönderilmesini istemiştim.’

Beni puroya boğ

Arayan: Kaşif Kozinoğlu (Komutan)

Aranan: Hakkı Süha Şen

KOMUTAN: Evet evet tabi ki şimdi yarın geliyor mu benim purolarım murolarım?

SÜHA: Yarın kesinlikle, definitely (kesinlikle’nin İngilizce’si)

KOMUTAN: Definitely, eee aynı zamanda bu hani alt üst bişeyler alacaktın ya akşam şey yapmak için.

SÜHA: Ha ona bakamadım ya ona bakarım bugün şimdi bu Akmerkez’e geçer bakarım.

KOMUTAN: Bi bak sana zahmet olacak.

SÜHA: Yarın gelmez yarın veriyoruz çarşamba günü orda oluyor biliyorsun.

KOMUTAN: Tamam çarşamba alırız koçum.

SÜHA: Tamam.

KOMUTAN: Çarşamba alırız purodan beni mahrum etmeyin.

SÜHA: Seni boğacam puroyada, bi daha hiç sesin çıkmasın.

KOMUTAN: Evet boğ beni puroya, kutusu da geliyor mu?

SÜHA: Ee beraber, herhalde beraber

KOMUTAN: Ay inanmıyorum, başka şeyler de var herhalde, bu kadar alışveriş yaptığına göre?

SÜHA: Olabilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!