Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, hem cuma namazı sonrası hem Şırnak’ta konuştu:
HUKUKİ GİRİŞİMDE BULUNACAĞIZ (The Times’taki ilan)
Bunlar düşüncelerini, fikirlerini kiraya vermiş tipler. Eğer bunlar demokrasiye gerçekten inanmış tipler olsa, bu ülkede düşünün artık yüzde 50 oyla iktidar olmuş bir partinin liderine diktatör deme ahlaktan yoksunluğunu gösteremezlerdi. Bu danışmanımın da ifade ettiği şekliyle dört dörtlük bir densizliktir. Sen bizi nereden tanıyorsun, Tayyip Erdoğan’la kaç kere görüştün. Nasıl bir diktatör ki bütün şu an Türkiye’de öyle medya grupları var ki ağza alınmayacak ifadelerle her türlü küfrü ve hakareti yapıyorlar. Bunları rahatlıkla yaparken, şu anda kalkıp mesela ‘Medya Türkiye’de mahkûm’ diyorlar. ‘Gazeteciler içeride’ diyorlar. Bu nasıl içeride olan gazeteciler ki, bu yayınlarını bu kadar rahat yapıyorlar. Bu tür yayın organlarının yaptığı yayınlar ortada. Nasıl hakaret ettikleri ortada ki bunların birçoğu yalan, yanlış haberler. Ama Türkiye’yi tanımadıkları için, Türkiye’yi bilmedikleri için bu tür haberleri yapıyorlar. İftira at, tutmazsa iz bırakır mantığıyla bunu yapıyorlar. Parayla, Times kendi sayfasını kiraya veriyor. Bu Times’ın da ciddi bir ahlaki zaafıdır. Biz şu anda Times’la ilgili de gerekli olan arkadaşlarım hukuki girişimlerde bulunacaklar. Diğerleriyle de ilgili hukuki girişimlerde bulunacak.
MİT KENDİLERİNİ UYARACAK (PYD Başkanı’nın Türkiye’ye gelmesi)
Suriye sınırındaki son gelişmeler ve bu konuda alınan bir karar gereği Milli İstihbarat Teşkilatımız kendileriyle gerekli olan görüşmeleri yapıyorlar ve yapacaklar. Attıkları adımların yanlış, tehlikeli adımlar olduğu noktasında da kendilerine gerekli uyarılar yapılacak. İşin çerçevesi budur.
YOL HARİTAMIZI ÇIKARACAĞIZ (Suriye’deki çatışmalar)
Geçen hafta içerisinde dar çerçeve bir toplantı yaptık. Şu anda gerek Genelkurmay gerek Dışişleri gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız bir çalışma içerisindeler. Bu hafta içerisinde zannediyorum salı günü tekrar biraraya geleceğiz. Oradaki gelişmeleri masaya yatırmak suretiyle atacağımız adımları tekrar tespit edip, böylece yol haritamızı çıkaracağız.
BARAJ İNMEYECEK (Yüzde 10’luk seçim barajı)
Benim barajlarla ilgili kanaatim, düşüncem, partimizin kanaati, düşüncesi bellidir. Bu konuda bizim şu anda barajla ilgili herhangi bir oynama tasarrufu gündemimizde yok. Çünkü bir; baraj bizim dönemimizin çıkardığı bir yasa değildir. İki; barajla ilgili bizim düşüncemiz şudur, buna Batı özellikle dahildir. Barajların olmadığı sistemde güven ve istikrar diye bir şey bulamazsınız.
HABERLER HAYALİ (Demokratikleşme paketi)
Daha ortada açıkladığımız herhangi bir şey yok. Şu anda çalışma safhasındadır ve bu çalışma safhasında arkadaşlarımla bir toplantıyı bizzat kendim yönettim. Bir ekip çalışması halinde şu anda çalışma devam ediyor. Çalışma bitirildikten sora arkadaşlarımız tekrar bu paketi önümüze getirecekler. Ondan sonra da kamuoyuna biz bu demokratikleşme paketimizi
açıklayacağız. Şu anda gazetelerde çıkan haberlerin hepsi bana göre hayalidir. Sızma veya sızdırma haberlerdir. Bunun yalnız bir ipucunu vereyim. Son yaptığımız bizim büyük kongremizde aslında bunun çok önemli ipuçlarını orada verdik. Kongremizde demokrasiyle ilgili adeta bir manifesto açıkladık. O manifesto çevresinde yine yürüyecektir. Son çalışmalarla adeta biz bunu güncelleyeceğiz. Güncellemek suretiyle de tekrar açıklamalarımızı yapacağız.
OSCAR’LILARA: SÖZDE ÜNLÜ ŞAHISLAR
Başbakan Erdoğan, havalimanı açılışındaki konuşmasında The Times’ta yayınlanan mektuba imza atan Hollywood ünlülerine sert çıktı: “Haritada, Türkiye’nin yerini gösteremeyecek olan sözde ünlü şahısların, mektubun içeriğine bakmadan, mektubun içindeki kelimelerin, kavramların hassasiyetine bakmadan, Türkiye’deki olayların iç yüzünü hiç anlamadan, böyle bir mektuba imza atmalarını biz esefle karşıladık. Bu kadar ünü olan, uluslararası boyutta bu kadar tanınan isimlerin, altına imza attıkları metinleri iyi okumaları, iyi anlamaları gerekir. Bu mektuba imza atanlar, çok ciddi şekilde aldatılmış, çok ciddi şekilde yanıltılmışlardır. Böyle bir mektup, Türkiye’nin saygınlığına zerre kadar leke getirmez ama böyle hezeyanlarla iftira ve ithamlarla dolu bir mektup, onu yayınlayan gazetenin, ona imza atan kişilerin saygınlığına gölge düşürür. Acaba kaça bu mektubu yayımladınız Times? İşte senin bedelin o. Bu ülke başbakanına diktatör diyen bir anlayış, demek ki bu ülkeyi hiç tanımıyorlar. Bu ülkede her gün kendisine küfredilen ve bunu sabırla karşılayan bir başbakan var ve bunu basın özgürlüğü adına bunu yapıyorlar.”
HEDİYE HATIRASI
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Mimar Sinan Camisi’nde cuma namazını kıldıktan sonra Ataşehir Müftülüğü’nde bir süre dinlendi. Erdoğan buradan ayrılırken kendisine sevgi gösterisinde bulunan çocuklara oyuncak dağıttı. Sevinç içinde oyuncakları kapışan çocuklar, Erdoğan’la fotoğraf da çektirdi.
APRONDA İFTAR
Havalimanı açılışının ardından Başbakan Erdoğan, apronda verilen iftar yemeğine katıldı. Erdoğan, iftarda, 28 Aralık 2011 tarihinde Uludere’deki bombardımanda ölenlerin bazılarının yakınlarıyla bir araya geldi. İftara hayatını kaybedenlerin yakınlarından Zeki Tosun (Mehmet Tosun’un babası), Sadık Alma (Nadir Alma’nın babası), Emine Ürek (Yüksel Ürek’in annesi), Emek Encü (Erkan Encü’nün annesi), Veli Encü (Serhat Encü’nün kardeşi), Reşit Ant (Adem Ant’ın babası) katıldı. Erdoğan, iftarın ardından da Uludereli ailelerle özel görüşme yaptı. Aileler daha önce iftara katılmayacaklarını açıkladı ancak BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın devreye girmesiyle aileler iftar konusunda ikna edildi.
Uludere aileleri: Roboski için adalet istedik
Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından Uludereli aileler, kısa bir açıklama yaptı. Aileler adına konuşan Veli Encü ile Zeki Tosun, Başbakan Erdoğan’dan ölen çocukların faillerinin bulunmasını istediklerini belirtti. Zeki Tosun görüşmeye ilişkin şunları söyledi:, “Memnun kalmak gibi bir şey söylemek istemiyoruz. Sonucu bekliyoruz. Başbakan kendisi açıklama yapacak. Biz açıklamayı ona bırakıyoruz. Başbakanla sadece çocuklarımız için konuştuk. 1.5 yıl oldu. Çocuklarımıza yapılan katliamla ilgili her zamanki gibi Başbakan’dan, Adalet Bakanı’ndan adalet istedik. Türkiye için, Roboski (Ortasu Köyü) için her zaman adalet arayışı peşindeyiz. Çocuklarımızın faillerinin bulunmasını istedik. Dosyamızın üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasını istedik. Genelkurmay’a gönderilen Roboski raporunun geri iade edilmesini ve yeniden gözden geçirilmesini istedik. Başbakan da elinden geleni yapacağını ve sabırlı olmamızı istedi. Ölenler için üzüldüğünü söyledi. Bizim kadar üzüldüğünü söyledi.”