Güncelleme Tarihi:
Covid-19 pandemisinin ilk gününden bu yana enfeksiyonun en bilinen belirtilerinden biri yüksek ateş. Bu nedenle, özellikle aşıların yaygınlaştığı dönemden önce, kapalı yerlere girişte ateş ölçümü oldukça yaygındı. Mümkün olan noktalarda termal kameralarla, mümkün olmayan yerlerde de temassız ateş ölçüm cihazıyla yapılan kontrollerle, virüsün yayılımı önlenmeye çalışılıyordu.
Omicron virüsü bu konuda ezberin bir nebze olsun bozulmasına neden oldu. Zira Omicron'la enfekte olan hastaların önemli bir kısmında koku ve tat kaybı, yüksek ateş gibi klasik semptomlar görülmüyor.
Diğer yandan yüksek ateşin kaç derece olduğuyla ilgili tartışmalar da mevcut. ABD'de geçtiğimiz günlerde yapılan bazı çalışmalar, bu konuda kesin bir standart belirlemenin zorluğuna ışık tuttu.
37 DERECE KİMİN NORMALİ?
Normal vücut sıcaklığı Celsius (C) ölçeğiyle 37, Fahrenheit (F) ölçeğiyle ise 98,6 derece olarak kabul ediliyor. Ancak bu kabule karşın, sağlıklı bir kişinin vücut sıcaklığı neredeyse hiçbir zaman 37 derecede sabit durmuyor.
Geçtiğimiz günlerde ABD'de bulunan Stanford Health Care isimli sağlık kuruluşundan 10 yılı aşkın süre boyunca ayakta tedavi alan 150.280 yetişkin hastanın verileri incelendi. Ortalama vücut sıcaklığı erkeklerde 98F (36,7C) kadınlarda ise 98,2F (36,8C) olarak hesaplandı.
96 yetişkinle yapılan bir diğer araştırmada ortalama vücut sıcaklığı 97F (36,1C) çıktı. 2017'deki bir başka araştırmada ise 35.488 yetişkinin ortalama vücut sıcaklığı 97,9 (36,6C) oldu.
Bu sonuçlar iki önemli noktaya işaret ediyor: Birincisi vücut sıcaklığı oldukça değişken. İkincisi de ortalama bir vücut sıcaklığı varsa bile bu geleneksel kabul edilmiş 37 derecenin çok altında.
NEREDEN ÇIKTI BU STANDART?
Peki neden 37 dereceyi standart kabul ediyoruz? Bu sorunun cevabını Stanford Üniversitesi Tıp Okulu'nda bulaşıcı hastalıklar uzmanı olarak görev yapan Dr. Julie Parsonnet verdi. Washington Post'a konuşan Parsonnet, "37 sayısı 19'uncu yüzyılın ortalarında yapılmış bir araştırmadan geliyor" dedi ve ekledi: Bu araştırmayı yapan Alman doktor Carl Wunderlich, binlerce hastadan 1 milyon ateş ölçümü sonucunu toplayıp bir ortalama elde etti. 1851'de yayımladığı ortalama değer 37 dereceydi.
Maryland Üniversitesi Tıp Okulu'nda fahri profesör olan ateş ve vücut sıcaklığı uzmanı Philip Mackowiak ise, "Wunderlich alanında bir devdi" derken Alman doktorun 37 dereceyi "ortalama" olarak belirlediğini ancak hiçbir zaman "normal" ifadesini kullanmadığını vurguladı.
Gerçekten de birçok doktor bir kişinin vücut sıcaklığının günün saatlerine ve yaşa göre değiştiğini ifade ediyor. Parsonnet bu olguyu, "Vücut sıcaklığınız sabah saatlerinde en düşük seviyesindedir. Kadınlar erkeklere kıyasla daha sıcaktırlar ve yaş ilerledikçe vücut sıcaklığı düşme eğilimindedir" ifadeleriyle açıkladı.
Mackowiak ise vücut sıcaklığının çok sıcak ya da çok soğuk ortamlarda değişiklik gösterebileceğini, egzersiz gibi aktivitelerin de sonucu etkileyeceğini belirtti. Üstelik "vücut sıcaklığı" ifadesinin yanıltıcı olduğunu da belirten Mackowiak ağız, kulak, kol altı ve rektum gibi farklı bölgelerden farklı sonuçlar elde edileceğini sözlerine ekledi.
Mackowiak, bütün bunlara rağmen 37 derece standardının geçerli olmasını ise "İnsanlar soru karmaşık bile olsa cevapların basit olmasını istiyor" diye özetledi.
HER YÜKSELEN ATEŞ YÜKSEK ATEŞ MİDİR?
Peki yüksek ateş ifadesi neye tekabül ediyor? 37 derecenin üzerindeki her ölçüm yüksek ateş sayılır mı? Çocuğunuzu okula göndermeme ya da işe gitmeme kararını alacağınız ölçüm kaç derece olmalı? 37,2? 37,5? Dünyada birçok kurumun bu konuda standart kabul ettiği vücut sıcaklığı 37,8.
Bir soru daha: Madem günümüzde vücut sıcaklık ortalamaları 37 derecenin altında, Wunderlich zamanında farklı olan neydi? Termometreler mi değişti? Wunderlich zamanında uygulanan kol altı ölçümlerinin yerini ağız ölçümlerinin alması mı etkili oldu? Yoksa insanlar mı değişti?
Parsonnet ve ekibi bu soruya yanıt bulabilmek için üç ayrı veri setini inceledi. Bunların birincisi Amerikan İç Savaşı'ndan 1930'a kadar geçen dönemdeki ordu mensuplarına aitti. İkinci veri seti 1970'lerin başında ABD genelinde yapılan bir anketle toplanmıştı. Üçüncüsü ise Parsonnet'in 2007'den itibaren Stanford kliniklerinden topladığı ölçüm sonuçlarıydı.
Bu üç veri setinin analiziyle ortalama vücut sıcaklığının aradan 1800'lerin ikinci yarısından günümüzde düzenli olarak azaldığı ortaya çıktı.
NEDEN ESKİYE GÖRE DAHA 'SOĞUĞUZ'?
Bugünün insanlarının geçtiğimiz yüzyılın insanlarına kıyasla daha sağlıklı oldukları kesin. Daha uzun süre yaşıyoruz, boy ortalamalarımız atalarımıza kıyasla daha yüksek, en önemlisi de bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için çok daha fazla araca sahibiz.
Parsonnet, "Eskiden oldukça yaygın olan tüberküloz, sifilis ve çocukluk hastalıkları bugün çok daha az görülüyor" diye konuştu.
Vücut sıcaklığı metabolizmanın bir yan ürünü. Çeşitli araştırmalarda ortalama metabolizma hızının geçtiğimiz 100 yılda düşüş yaşadığına dair de kanıtlar elde edildi.
Parsonnet'in teorisine göre, yaşam koşullarındaki ve tıptaki ilerlemeler, temizlik standartlarının ve ağız hijyeninin iyileşmesi, insanların vücutlarındaki enflamasyonun genel olarak düşüşünü beraberinde getirdi. Bu da metabolizma hızlarının ve ortalama vücut sıcaklıklarının düşmesini sağladı.
BENİM YÜKSEK ATEŞİM BAŞKASININ YÜKSEK ATEŞİNDEN FARKLI MI?
Bu konuda bir diğer çarpıcı çalışma da British Columbia Üniversitesi'nde bilişsel nörobilim uzmanı olarak çalışan Adele Diamond'a ait. Diamond kendi vücut sıcaklığını düzenli olarak takip ettiğinde ortalamanın 37'nin altında kaldığını fark etti. Fark ettiği bir diğer noktada da laboratuvarda birlikte çalıştığı kadınların erkeklere kıyasla daha yüksek ortam sıcaklığı istiyor olmasıydı.
Bunun üzerine bir araştırma tasarladı. Katılımcılar iki hafta boyunca günde iki kez vücut sıcaklıklarını ölçtü. Nihayetinde katılımcıların yüzde 77'si, ortalama vücut sıcaklıklarının 37 derece standardının en az 0,5 derece altında olduğunu bildirdi. Tıbbın hızla kişiselleştiği bir dönemde, doktorların halen sabit ve geçmişte kalmış bir sayıyı standart kabul etmeleri Diamond'ı oldukça şaşırttı.
Üstelik burada yukarıda da değindiğimiz bir soru yeniden ortaya çıktı: Yüksek ateş nedir? Ortalama vücut sıcaklığı 36,4 derece olan bir kişinin ateşi 37,2'ye çıktığında bu yüksek ateş sayılabilir mi? 37 derecenin standart, 37,8 derecenin ise yüksek ateş kabul edildiği bir durumda, 0,8 derecelik bir artış herkesin kişisel ortalamasına uygulanabilir mi?
Parsonnet ve Mackowiak'a göre, evet. İki uzman da "ateş yükselmesi" denen olgunun, vücut sıcaklığının normal aralığın üzerine çıkması olarak tanımlanması gerektiğini ifade ediyor. Üstelik iki uzman da ateşin hastalık belirtilerinden sadece biri olduğunu vurguluyor.
Parsonett, "Genel kabullere göre ateşiniz normal olsa bile kendinizi hasta hissediyorsanız hastasınızdır" dedi. Sağlık kuruluşlarında ateş ölçümüne boğaz kültürü, idrar analizi, kan sayımı gibi testler de eşlik ettiğinden daha net bir sonuç elde ediliyor.
Buraya kadar vücut ısısıyla ilgili kalıpların nasıl oluştuğunu gördük. Peki, Covid-19 ile daha da önem kazanan vücut sıcaklığı etkili bir hastalık göstergesi mi? Vücut sıcaklığına dair tüm merak edilenleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatma Nurhayat Saydam ile konuştuk.
DÜŞMEYEN ATEŞ KÖTÜ SEYREDEN HASTALIK GÖSTERGESİ
Pandeminin ilk zamanları ateş ölçmek çok yaygındı ama hala yapan yerler var. Buna göre; vücut sıcaklığı etkili bir Covid-19 göstergesi mi?
Covid-19 hastalığının hem teşhisi hem de hastalığın seyri açısından yüksek ateş hala önemini korumakta. Aslında pandeminin özellikle ilk 6 ayında yüksek ateş ve öksürük, Covid-19 enfeksiyonunda çok daha ayırt edici bir özellikti. Teşhis kriteri olarak ilk sorduğumuz soru, yüksek ateş ve öksürük varlığı oluyordu. Bugünlerde ise yüksek ateşi hastalarda daha nadir görüyoruz. Hastanede yatırarak takip ettiğimiz hastalarda ise düşmeyen ateş, hastalığın kötü seyretme olasılığının bir göstergesi.
Covid-19 ile birlikte riskli görülen vücut sıcaklığı seviyesi değişti mi?
Covid-19 tanısında olsun, diğer herhangi bir enfeksiyon hastalığında olsun, yüksek ateşin tanımı ve kabul edilen en düşük düzey değişmedi. Her zaman kabul edilen ateş tanımı neyse, Covid-19 enfeksiyonu için de aynı kurallar ve tanımlar hala geçerli.
Bir kişinin ateşinin olması ne demek?
Vücut sıcaklığının belli bir derecenin üzerinde olması, yüksek ateş olarak tanımlamak için yeterli. Ateş, vücut merkez ısısının normal sayılan değerlerin üzerine yükselmesi olarak tanımlanır. Aslında ateş bir hastalık değil, vücudumuzun bir hastalığa karşı fizyolojik yani doğal bir yanıtı ve enfeksiyonla savaşta faydalı etkileri de var.
ÖLÇÜM YAPILAN YERE GÖRE NORMAL ISI DEĞİŞİR
Vücut sıcaklığı pek çok faktöre göre değişebiliyor. Örneğin şapka taktıktan veya koştuktan sonra kafadan ölçülen ateş daha yüksek çıkabilirken, yaşlılarda vücut sıcaklığı daha düşük olabiliyor. İdeal vücut sıcaklığı neye göre belirleniyor? Riskli sayılabilmesi için eşik değeri nedir?
Yüksek ateşin tek bir tanımı olmaz. Bu konuda çok sayıda çalışmalar yapılmış ve bazı ortak kararlar alınmıştır. Normal vücut sıcaklığı 36,2 ile 37,5 derece arasında olur. Vücutta ölçüm yaptığınız yere göre normal ısı değeriniz değişir.
Örneğin, koltuk altından yapılan ölçümde normal vücut sıcaklığı 36,5 iken, ağızdan (oral) ölçtüğünüzde 37 derece, rektal yolla yani anüsten ölçümde ise 37,5 dereceye kadar normal kabul edilir. Buna göre yüksek ateş diyebilmek için, koltuk altından ölçümün 37 dereceyi, oral ölçümün 37,5 dereceyi, anüsten ölçümün de 38 dereceyi aşması gerekir.
En doğru ateş ölçümünü hangi alet ile sağlayabiliriz?
Aslında standart termometre olarak kabul edilen cıvalı termometreler, günümüzde cıvanın zehirleme riskinden dolayı artık tercih edilmiyor. Elektronik termometreler ise pahalı ve duyarlılıkları düşük. Hastanedeki öteki elektronik malzemeler ve cep telefonları ile etkileşiyor. Bu termometreler ile koltuk altı ölçüm önerilmiyor.
İnfrared (kızılötesi) termometreler; temas gerektirmeyen, yayılan termal radyasyon aracılığıyla hedef yüzeyin ısısını ölçen cihazlar. İnfrared kulak zarı (timpanik) termometreleri kulak zarından yayılan kızılötesi ışınımı ölçer. Bu termometrelerle birkaç saniyede sonucu okumak mümkün. Vücut ısısını en doğru şekilde yansıttıkları ileri sürülüyor. Ancak timpanik termometrelerin yoğun bakım hastalarında, çok küçük çocuklarda, kulak kanalına doğru yerleştirilmediğinde ve kulakta patoloji olan durumlarda yanlış ölçüm verebileceği unutulmamalı. Bu termometreler anüsten (rektal) veya oral yolla ölçüm yapılamadığı durumlarda öneriliyor.
İnfrared termometrelerin alından ısı ölçen temporal arter versiyonları da mevcut. Temporal arter termometrelerinde sensör başlık alında hareket ettirilerek kulak arkasına yerleştiriliyor. Bu sırada saptanan tüm sıcaklıklar içinde en yüksek olanı ekrana yansıtılıyor. Çok pratiktir, çocuklarda kullanımı öneriliyor.
Ama şunu bilmek önemli: Efor veya yemek sonrasında, kadınlarda yumurtlama döneminde, gebeliğin ilk dört ayında, endokrinolojik bozuklukları olanlarda, vücut kitle indeksi yüksek kişilerde ve duygusal bazı durumlarda ateş daha yüksek ölçülebilir.
Günümüzde pek çok yere girişte alından ateş okuma yapılıyor. Peki bu doğru sonucu verebilir mi? En doğru sonucu almak için nereden ölçülmeli ve hangi tip termometre kullanılmalı?
Temporal arter termometreleri denilen, alından ateş ölçümü yapan cihazlar gerçekten çok pratik ve hızlı. Çocuklarda kullanımı uygun olsa da aynı şey maalesef erişkinler için her zaman geçerli değil. Erişkinlerde saçlar, alındaki makyaj, yağ kalıntıları, parfüm vs. nedeniyle yanlış ölçüm olabilir.
Binalara girişte mutlaka ateş ölçümü yapılacaksa, en pratik yol olarak alından ölçüm yapılması uygun görünüyor. Zaten diğer ölçüm yöntemleri çok vakit alır ve girişlerde yığılmalara neden olur. Yetişkinlerde yukarıda saydığım ölçüm hatası verebilecek birçok nedenin yanı sıra, havanın aşırı sıcak ya da soğuk oluşu, kişinin terlemesi ya da yürüyerek aşırı ısınması gibi faktörler de ateş ölçümünü olumsuz etkiler.
Zaten kapılarda ateş ölçümünün Covid-19 vaka tespitinde ne kadar etkin olacağı en başından beri tartışılıyor ve biz enfeksiyon hastalıkları uzmanları tarafından uygun görülmüyor. Aslında yaygın aşılama ve maske-mesafe-hijyene maksimum uyum sağlanması halinde bu tür uygulamalara ihtiyaç dahi kalmaz.