Güncelleme Tarihi:
İŞTE ÇILGIN PROJE'NİN GÖRÜNTÜLERİ / WEB TV
İŞTE ÇILGIN PROJE KANAL İSTANBUL'DAN KARELER
PROF. DR. AHMET VEFİK ALP:
Olumlu bulup destekliyorum. Ancak bazı çekincelerim var. İnsanların tepkisi özellikle bölgede yaşayanların reaksiyonları ölçülecek. Böyle bir doğaya bu kadar ciddi bir müdahale yapılacaksa çok derinlemesine çalışmak gerekir.
KABUS ŞEHİR OLUR
Ben İstanbul'un daha fazla büyütülmesini tehlikeli buluyorum. Bu proje yeni inşaat alanları açmasın diyorum. Çok ciddi bir girişim. Doğa sonra çok ciddi tepkiler verebiliyor. İstanbul'un daha çok büyümesi çok tehlikesi
Kuzeyde görülen son akciğerlerde yok olacak. Mevcudu korumak gerekir. Bu gibi projeler İstanbul'un büyümesini tetiklememeli. Başbakan'da seçim heyecanı da var tabii. Bu süreç doğru işlenmezse İstanbul 30 milyona dayanır ve İstanbul kabus şehir olur. Yaşanmaz, yer bulunamaz, güvenliği sağlanamaz bir şehre dönüşürüz.
İSTANBUL SERBEST MİMARLAR DERNEĞİ BAŞKANI OĞUZ ÖZTUZCU:
Bu kanalın şehre getireceği etkiler önemli unsur. Soru işareti Karadeniz’den giriş olacka. İstanbul’un ormanlarının ve su havzalarının bulunduğu bölge. Bunun mutlaka etkisi olacaktır. Bu kontrol altına alınacak mı? Bu meçhul. Elimizde plan yok. Nereden geçtiği, ne olduğu hakkında elimizde bilgi yok. Projenin çıkış noktası mantıklı ama soru işaretleri var.
İSTANBUL UMUM EMLAK KOMİSYONCULARI ODASI 2. BAŞKANI NİZAMETTİN AŞA
Başbakan iki yarımada bir ada olacak. Anadolu Yakası’nda ada oluşacak dedi. Böyle bir ifade bence batıyı işaret etmez. Lokasyon olarak ben daha doğuyu düşünmeye başladım. Emlak piyasası açısından önemi Kanal İstanbul’un kentsel dönüşüme büyük etkisi olacağını söyledi Başbakan.
Bu çok büyük bir emlak hareketine neden olacak. Bunun hangi açısından bakarsanız bakın o bölgede çok büyük emlak hareketi olacak. Ve bu spekülasyona çok açık. Spekülatif hareketler hemen başlayacaktır. Bunun önlenmesi gerek şimdi. Bunun bir de çevresel yönü var. Batıdan da doğudan da geçecek olsa simülasyondaki alan ormanlık araziyi işaret ediyor. O bölgede mutlaka ağaçlıklı yapı sözkonusu. Bunun korunması çok önemli. İşgal ve gecekondulaşmanın o bölgedeki çok önemli.
Bunu bilen planlayan kim varsa üzerine baskı oluşacaktır. Bunun bir de çevresel yönü var. Batıdan da geçecek olsa, doğudan da geçecek olsa. Videoda gördüğümüz gibi ormanları gösteriyor. O bölgede mutlaka bir ağaçlık yapı söz konusu. Bunun korunması çok önemli. Bu bölgedeki işgal ve gecekondulaşmanın önlenmesi çok önemli.
Bu çok büyük bir emlak hareketine sahne olabilecek bir proje. Vatandaşlar dikkatli olsa da zaten oraya bir akın başlayacak.
İSTANBUL ŞEHİR PLANCILARI ODASI BAŞKANI:
İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman: Bu bir çılgın proje mi, evet çılgın proje ve dünyayı ilgilendiriyor. Lozan'ı yeniden yazmak gerekiyor. Proje alanı olarak Avrupa Yakası'nda yeni bir alan olacak ve yeni bir yerleşim alanı yaratılacak. Ayrıca bu proje bir havalimamı ile ilişkilendiriliyor. Bu durumda projenin Silivri civarında olacağı söylenebilir. Güzergah olarak Terkos ve Büyükçekmece aksı birleştirilebilir. Topografik olarak Hadımköy ve üstü böyle bir kanal geçişine imkan verir. Oradaki vadi bu anlamda bu proje için uygun gözüküyor.
MÜSİAD GENEL BAŞKAN BAŞKAN YARDIMICISI MİMAR MURAT KALSIN:
Çılgın projenin kesin olarak nerede yapılacağı konusunda elimizde kesin veri yok ama çok da fazla alternatif yok. Daha önce gündeme gelen Haliç olmayacak. Haliç'in uzatılması söz konusu değil. Burada amaç Boğaz'ı korumaksa zaten Haliç doğru yer değil. Büyükçekmece ve Terkos Gölleri birleştirilip Karadeniz'e açılabilir.
Bu durumda şehrin yoğunlaşması batıya kaymış olacak. Ayrıca şehrin ikiye bölünmesi de söz konusu. Ama göç artabilir bu bölgeye. Bir de
Marmara'da ciddi bir fay hattı var. Bu fay hattı, depremde tsunami olduğunda 150 metre genişliğindeki bir kanalda ciddi riskler ortaya çıkarabilir. nedenle 2 yıllık etüd süresinde çok iyi çalışmalar yapılmalı ve siyaseti düşünmeden herkes bu projeye katkı vermeli.
İSTANBUL MİMARLAR ODASI:
İstanbul Mimarlar Odası Sekreter Üyesi Sami Yılmaztürk bugün depremi bekleyen İstanbul için hazırlanan kanal projesini 'Şaşırtıcı bir proje' olarak değerlendirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Topbaş'ın İstanbul'un yüzde 60'ının deprem tehdidi altında olduğunu geçtiğimiz günlerde açıkladığını hatırlatan Yılmaztürk, Türkiye'nin kaynaklarının gerçekçi olmayan bir projeye harcanacağını açıkladı. Yılmaztürk şöyle devam etti:
"BU proje ile ilgili bütün uzmanlardan görüş alındığını sanmıyorum. O bölgede ormanlar ve su havzaları yok edilecek. Bölgenin milyonlarca yılda oluşmuş yapısını bozacaksınız. Kaldı ki İstanbul'un böyle bir projeye ihtiyacı var mı? Gerçekten sorgulamak gerek. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı haliyle 150 metre genişliğinde bir kanaldan iki büyük geminim yanyana geçmesi imkansız. Bu konuda denizcilerden de bilgi alınmış olsaydı bu gerçeklere göre bu projenin yapılamayacağı anlaşılırdı."
O TOPRAKLA KAPATACAK ÇUKUR İSTANBUL'DA YOK
Harfiyat ile ilgili de açıklamalar da yapan Yılmaztürk, "Bu kanalın harfiyatından çıkacak olan topraklar ile tas ocaklarının doldurulacağı söyleniyor. 25 metrelik derinliğinde 150 metre genişliğindeki 45 km'lik bir kanaladan çıkan toprakla doldurulacak çukur İstanbul'da yok. Metro kazılarından bile çıkan harfiyatı nereye atacaklarını şaşırdılar. Proje ile ilgili söylenecek en önemli şey, bu haliyle doğaya ve canlılara zarar verecek bir proje olduğu ve uzmanlara danışılsaydı sağlıksız bir proje olduğu ortaya çıkardı" şeklinde konuştu.
GREENPEACE: "ARAP EMİRLİKLERİNE ÖZENİLMİŞ"
Greenpeace projeyi Dubai'deki projelere benzeterek ilginç tespitlerde bulundu.
Greenpeace'den yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Bu proje Arap Emirlikleri Projelerine çok benziyor. Oraya bir özenme var sanki. Ancak bakıldığında orası kişi başına en çok kirlilik yaratan ülke.
Bu İstanbul için de ciddi problemler yaratacak. Bu aşamada projelere zincir olarak bakmak gerekir. Doğal kaynakların kullanımı alanı yani ekolojik olarak nasıl bir etki yaratacak? Konusu çok önemli. Acaba bu proje oluşturulurken ekolojik sistemi nasıl etkileceği üzerine bir araştırma yapıldı mı?
Biz gerçekten merak ediyoruz ve bu durumdan dolayı kuşkuluyuz. Proje ile Boğaz'daki baskı azaltılmak isteniliyor ancak bu çözüm değil. Maddelerin petrolün nasıl ne ölçüde kullanılacağı üzerine çalışma yapmak gerekiyor."