Kaan denizlerde yaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Kaan denizlerde yaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2001 01:29

Türk Ordusu'nun yeni kullanmaya başladığı hücumbotların arkasında hüzünlü bir öykü var. Bu, 22 yıla sığan müthiş bir başarının da öyküsü.

İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrencisi Kaan Onuk, talihsiz bir trafik kazasına kurban gittiğinde 22 yaşındaydı. Onun öğrencilik yıllarında konseptini oluşturup, dizaynını çizdiği 18 hücumbot şimdi sahillerimizde fırtınayla yarışıyor.

Kaan sınıfı hücumbotların hikayesi, 1985 yılında, İTÜ Makine Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü mezunu Ekber Onuk'un, ortağı Şakir Yılmaztürk ile birlikte dünyaca ünlü tekne yapımcısı Magnum Marin firmasının temsilciliğini almalarıyla başladı. Kaan o zamanlar henüz 11 yaşındaydı. Babası Ekber Onuk, otomotiv sektöründe pişmişti. Teknelerle ilgili ellerindeki tüm bilgi birikimi, Şakir Yılmaztürk'ün deniz sevgisi ve özel bilgisiydi.

1986'da yüksek süratli tekne teknolojisini tanımak için ABD'ye gitti Ekber Onuk:‘‘Hiç de gözümüzde büyüttüğümüz gibi değildi. Teknolojileri eski bile sayılabilirdi. Uçak ve otomotivdeki merak, tecrübe ve ilişkilerimiz, bu işi başarabileceğimize olan inancımızı güçlendirdi.’’

UZAY TEKNOLOJİSİ

Magnum Marin, birlikte imalat projesini sürekli erteleyince, 1986'da Yonca-Onuk ortaklığıyla Tuzla'da kendi teknelerini yapma kararı aldılar. Su altı formu ve mühendislik için, askeri standartta açık deniz performansına sahip bir tekne tasarlamayı yerleştirdiler. Kaan 15'in ağabeyi Yontech 45, yapısında, karbon, kevlar ve cam lifleri bulunan, uzay teknolojisinde kullanılan kompozit malzeme kullanılarak yapıldı. Çelikten daha hafif, alüminyumdan daha sağlam ve korozyona dayanıklı olduğu için kompozit tercih edilmişti. Kompozit yapı hasar görmedikçe, bakım, onarım gerektirmiyordu. Tamiri ise, basit marangoz aletleriyle yapılabiliyordu. Projeye, Kevlar'ın imalatçısı Du Pont firması da destek verdi.

Yontech 45'i, 1989 mayısında tamamladılar. 40 knot hıza ulaşan tekne, 1990 yılında yapılan tadilatlarla önce 55 ardından 57 knot hızı yakaladı.

1989 yılında, Eralp Noyan, Hüseyin Şiddetoğlu ve Kaan Onuk'un oluşturduğu ekip, savunma sanayii için Yontech 45'in üstü kapalı modelini geliştirdi. Maketi, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na verildi. 1992 yılında, Yontech 45 gibi, kompozit yapıya sahip, 31 metre boyundaki Yontech 105'i tamamladılar. Buradan edindikleri tecrübeyle, aynı yıl Milli Savunma Bakanlığı'na, kompozit tekne inşaati konusunda bir takdim yaptılar.

KAAN'I ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİLER

1993 yılında, 13 metrelik Yontech 45'i iki metre daha uzatıp, askeri görevler için silahlı bir uygulama projesi başlattılar. Multi Rale Tactical Platform/Çok Amaçlı Taktik Platform (MRTP) adını verdikleri proje, 1996'nın ocak ayında Kaan Onuk'un trafik kazasında yaşamını yitirmesiyle durduruldu. Aynı yıl, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na 6 bot alımı için, uluslararası katılıma açık ihale açınca, kolay olmadı ama çoğunu Kaan'ın arkadaşlarının oluşturduğu genç takım işbaşı yaptı. Kaan'ın arkadaşları, her ölümlünün adının anısı, eseri son kez anılıncaya kadar yaşayacağına inanıyor.

DENİZ KURTLARINI GEÇTİ

İhalaye, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'nın sektördeki lider firmaları katıldı. Denizlerde kurt olmuş dünyaca ünlü firmaları geride bırakan Onuk MRTP 15 projesi ihaleyi kazandı. 15 Haziran 1998'de denize indirilen, yerli tasarım ve yerli imalat ilk tekne, tam yükle 54.65 knot hıza ulaştı. 3 kuvvetinde denizde 50 knot hız yapan tekne sınıfına, Sahil Güvenlik Komutanlığı, anısını yaşatmak için Kaan'ın adını verdi.

BİR ÇILGINLIK YAPTILAR

Ekber Onuk, ihaleyi kazanmalarını bakın nasıl yorumluyor:‘‘Yabancı hayranlığının çok etkili olabileceği bir ortamda, dünya çapındaki isimlerin bile ütopik diye vasıflandırdıkları bir performans zarfını garanti ettiğini söyleyen, adı duyulmamış bir Türk yapımcıyı seçebilmek, cesaret değil, görünüşte biraz çılgınlıktı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı, kabul etmeliyiz ki, kendileri için oldukça yeni bir konuda, derinlemesine bir değerlendirme sonucu, hesaplı bir risk almış oldular. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı,bizlere bu altın şansı tanıyarak, iddialarımızı kanıtlama imkanı vermişlerdir. Hiç bir zaman kendilerine şans verilmeyen bir takımın, kendilerini kanıtlama imkanı zaten yoktur.’’

1994 yılında İsveç Donanması'nın hayalet korvet Visby'i yaratmasının ardından, Kaan ve arkadaşlarının geliştirdiği, radara yakalanmayan MRTP 29, 1998 yılında açılan ihaleyi kazanarak Kaan 29 sınıfına dahil oldu.

Sahil Güvenlik Komutanlığı emrinde şu anda 16 Kaan 15 ve su jetiyle tahrik edilen 2 Kaan 29 görev yapıyor. 28 günde bir imal edilen Kaan 15'in son iki siparişi yakında tamamlanacak. 3 tane Kaan 29 ve yeni geliştirilen, 33 metre boyundaki 5 Kaan 33 ise imalat için sırada.

Hedefi 12'den vurdu

Henüz 13-14 yaşlarındayken, Tuzla'daki tersanede, hayalini kurduğu teknelerin resimlerini çizen Kaan Onuk, St Joseph Fransız Erkek Lisesi'ni matematik birincisi olarak bitirdi. Kaan, Fransa'daki Universite Paul Sabatier'e kabul edilen ilk Türk öğrenciydi. Burada iki yıl uzay ve uçak teknolojisi eğitimi aldıktan sonra, 1995-96 ders yılında İTÜ Uzay ve Uçak Mühendisliği Fakültesi'ne transfer oldu. Babası gibi otomobil yarışlarına meraklıydı. Ralli pilotuydu. 1996'nın ocak ayında, Boğaziçi Köprüsü girişinde, buzlanma nedeniyle kayarak direğe çarpan otomobilinde yaşamını yitirdiğinde 22 yaşındaydı. Kısacık yaşamına, yepyeni bir tekne konseptinin eskizlerini sığdırdı Kaan. Ona göre kıyıları, uyuşturucu kaçakçılarına, kanunsuz giriş çıkış yapanlara, korsanlara karşı korumak için, küçük, hızlı, boyları 8-40 metre arasında değişen teknelere ihtiyaç olacaktı.

KENDİ YAPTIĞI ARABALARLA GEZERDİ

Bugün onun ilk adımlarını attığı projelere babasının başını çektiği bir ekip hayat kazandırıyor. O ekibin içinde çok yakın üç arkadaşı da var. Ekber Onuk'un asistanlığını yapan uçak mühendisi Melih Er, Planlama ve İşletme müdürü Armağan Ortaç ve Makina Dizayn şefi Demir Sümer. Özellikle Melih ve Demir teknoloji tutkusunun en yakın tanıkları. Demir Sümer anlatıyor: ‘‘İmtihanlara bile oto sanayiinden gelirdi. Uzun geçen gecelerden sonra biz yatarken o erkenden kalkar, Oto Sanayii'ne gider, kendi yaptığı bir parçayı yaptırır arabasına takardı. Kendi yaptığı arabalarla gezmekten büyük zevk alırdı. Bir çok karting yarışına katıldık. Yemeğimizi bile pistte yerdik. Zaten okul yıllığına bile yazmışlardı: Herkes kız arkadaşlarıyla gezerken Kaan Oto Sanayii'ndedir diye’’.

ABD'li komutana brifing

Bill Clinton, 1999 yılında İstanbul'a geldiğinde, Kaan 29 tipi Sahil Güvenlik botu dikkatini çekti. Kaan 29'un radara yakalanmadığını öğrenince, incelenmesi için talimat vermiş. ABD Sahil Güvenlik komutanı Oramiral James Loy, geçtiğimiz yıl 9 Mayıs'ta Türkiye'ye geldi. Kaan 29'un üretildiği Tuzla'daki tersanede iki gün boyunca incelemelerde bulundu. Ekber Onuk, ‘‘ABD ile bir bağlantı kuruldu mu?’’ sorusunu, ‘‘Biliyorsunuz onlar dünyanın en bilinçli alıcısı. Görüşmelerimiz sürüyor’’ dedi.

MARSTAN GELMİŞ YEŞİL ADAMLAR

İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda Cumhurbaşkanı Sezer'in de katıldığı törende, Kaan 15'in maketini görünce ‘‘İyi tekne’’ yorumunu yapan yabancı bir heyeti ‘‘İyi değil, en iyisi’’ diye uyarak Ekber Onuk (önde ortada), bu konuda mütevazılıktan yana değil. Hedeflerine, ‘‘Yabancı tasarım ofislerinde Mars'tan gelmiş yeşil adamlar yoksa, bizlerden iyi olmalarını peşinen kabul edemeyiz’’ diyecek kadar kilitlenmiş. Ekber Onuk, fotoğrafını çekeceğimiz zaman, çevresine mutlaka teknik ekibi ya da tasarımcı ve mühendislerinin olmasını istiyor. İş başında beyaz gömlek, kravat yerine, beyaz tişört kot pantalonu tercih ediyor. Geçtiği her birimde aile havası estiriyor. Kadro ortalama 28 yaşında olduğundan, ekibin kariyerinden bahsederken gözleri parlıyor.

HAYALET HÜCUMBOT

Kaan 29 sınıfı hücumbotlar, radara yakalanmıyor. Bir başka deyişle hayalet tekne. İsveç, dünyanın ilk hayalet gemisi Visby'i yarattığında ortalık ayağa kalkınca, 21 yaşındaki Kaan'ın ‘Biz de yaparız’ deyip ilk eskizlerini çizdiği hücumbot. 29 metre boyundaki, hayalet hücumbot bizim de katıldığımız deneme sürüşlerinde 47.9 knot hıza ulaştı. Shock crash testleri inanılmazdı. 90 tonluk Kaan 29, yaklaşık 90 kilometre hızla giderken, boyunun iki katı mesafede durabiliyordu. (Fotoğrafta solda) Kaan'ın hayal ettiği hücumbotlar, Kaan 15 sınıfı 15 metrelik hücumbotlar, rakiplerini, 2-4 knot gerilerde bırakıp 57 knot (104 kilometre) hıza ulaşabiliyor. Üstelik, rakiplerinden 2 ton daha hafif. Açık denizde, kötü hava koşullarında seyire uygun. Manevra kabiliyetleri yüksek. Sığ sularda seyir yeteneğine sahip. (Fotoğrafta sağda)

Anadol STC 16 Timinden

Yonca-Onuk ortaklığında Yönetim Kurulu Başkanı 53 yaşındaki Ekber Onuk’un porföyünde, St. Joseph Fransız Lisesi ve İTÜ Makine Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nün hem lisans, hem lisans üstü diplomaları var. Doktorasını, Nato Von Karmann Istu-itute For Fluid Dynamics'de tamamlayıp, Otosan'da, Anadol otomobillerin spor versiyonu STC 16 ekibinde, dizayn mühendisi olarak çalıştı. 1976-80 yılları arasında THY motor revizyon atölyesi, ömür takip bölümü kurulmasında, gaz tribünleri eğitimi ve revizyonunda, strateji planlama bölümünde mühendis ve yönetici olarak görev yaptı. Anadolu Hava Taşımacılık Strateji Planmala bölümünde Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. ABD şirketi Rust International'e, anahtar teslimi sanayi tesisleri yaptı. Honeywell Marin ve helikopter gaz tribünleri Türkiye temsilciliğini yürüttü. Şu günlerde bir taraftan Kaan sınıfı teknelerin üretimini sürdürürken, diğer taraftan da spor otomobil tasarımları ve deneme imalatı üzerine çalışıyor.

Hızlı ve konforlu

Büyükdere'deki İstanbul sahil Güvenlik Komutanlığı emrindeki, Kaan 15 sınıfı hücumbotun 16'ncısı, İstanbul'un en hızlısı. 54 knot hızla, arkasında 1,5 metre yüksekliğinde su izi bırakarak boğazda süzülen botta, buzdolabından, mikrowave, televizyondan, sıcak sulu banyoya kadar her türlü konfor var.

Seyir Başçavuş İbrahim Özlü, Kıdemli Üstçavuş Hasan Döker, onbaşı Metin Şen ve er Muhammed Diktaş'tan oluşan personelin, Türk yapımı hücumbata güveni tam.

Seyir Başçavuş İbrahim Özlü'nün yerine vekalet eden Kıdemli Başçavuş Hasan Karabıyık, dalgaların 2,5 mitreye kadar yükseldiği, 5 kuvvetinde denizde bile Kaan 15 sınıfı tekneyle, güven içinde seyir yapabildiklerini söylüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!