Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayip Erdoğan’ın Kadın Şurası’nda yaptığı konuşmada, "kadın mal mı ki, kota koyalım" sözlerine Ka-Der’den açıklama geldi. Ka-Der üyeleri, "Biz kadınlar, kotayı bir ayrımcılık, kadınları bir 'mal', korunmaya muhtaç bir yaratık durumuna düşürme unsuru veya 'erkeklerin ianesi' olarak görmüyoruz. Kadınların parlamentoda daha yüksek oranda temsilinin sağlanması için fırsat eşitliği açısından erkeklere oranla dezavantajlı olan kadınlar için geçici olarak kota konularak, mecliste kadın sayısının artmasının sağlanmasını istiyoruz" dedi.
Dünyada tam 81 ülkede kota uygulandığını belirten Ka-Der'liler, bu ülkelerden 16’sının kotayı anayasayla, 27’sinin ise seçim yasasıyla düzenlediğini, 43 ülkede kotanın siyasi partilerin tüzüklerine konulan hükümler çerçevesinde ve seçim adaylarını kapsayacak biçimde hayata geçirildiğini bildirdi.
Ka-Der adına Başkan Seyhan Ekşioğlu'nun yaptığı açıklama şöyle devam ediyor:
"Dünyada kota tartışması 1980’lerde başladı. 25 yılda çok yol alındı ve kota uygulamasını hayata geçiren ülkeler 'erkek demokrasi'lerinden kurtuldu. Latin Amerika, Afrika ve Asya’da sürekli yasal düzenleme yapılıyor. Örneğin, Fransa 2000'de anayasada yaptığı değişiklikle kadınla erkeğin eşit temsilini zorunlu kılmıştır. Cinsiyet/kadın kotası uygulaması, artık yalnız sol ve liberal partiler değil, muhafazakar partiler tarafından da başvurulan bir yöntem.
Kadın Adayları Eğitme ve Destekleme Derneği Ka-Der, cinsiyet kotasının Kadının siyasi temsili için gerekli olduğunu savunuyor bu amaçla düzenli olarak cinsiyet kotası eğitimi veriyor.
Ka-Der, 2007 seçimlerinden önce yapılması gerekli yasal değişikliklere ilişkin bir de paket hazırladı. Bu pakette, Anayasa (md:8), Siyasi Partiler Yasası (md:6), ve Seçim Yasası (md: 1)’nda değişiklik öneriliyor. Tüm partilere en az yüzde 30 kadın kotası uygulama zorunluluğu” talep ediliyor.
Kadınların parlamentoda, yüzde 4.4 oranla temsil edildiği Türkiye’de, Siyasi Parti tüzükleri de erkekler tarafından hazırlandığı için yasal düzenlemeyi gidilmesini zorunlu görüyoruz.
AKP programında CEDAW- Birleşmiş Milletler Kadına karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi maddelerinin hayata geçirileceği sözünü vermiştir. CEDAW’ın 4. maddesine göre; kadın ve erkek eşitliğini fiilen sağlamak için taraf devletlerce alınacak geçici ve özel önlemler, iş bu sözleşmede belirtilen cinsten bir ayırım olarak mütalaa edilmeyecek ve hiçbir şekilde eşitsizlik veya farklı standartların muhafazası sonucunu doğurmayacaktır. Bu uygulamalara ancak fırsat ve uygulama eşitliği hedeflerine ulaşıldığı zaman son verileceği de belirtilmiştir.
Karar alma mekanizmalarından uzak tutulan kadınların, Türkiye’de toplam mülkiyetin yalnızca yüzde 8’ine sahip olduklarını; eğitim ve çalışma yaşamında da erkeklere oranla son derece olumsuz bir konumda bulunduklarını göz ardı edemeyiz. Zaten eşitlikten söz etmek mümkün değilken, 'Kota eşitliğe aykırıdır' iddiası gerçekçi olamaz. Toplumun her alanında eşitlik sağlanıncaya kadar geçici olarak kadınlar için özel önlem politikalarının uygulanmasını zorunlu görüyoruz. Gerçek demokrasi eşitliği kabul etmek değil eşit kılmaktır.
Ka-Der, bu nedenle atamayla ve seçimle gelinen her yönetim biriminde bir cinsin yüzde 30’dan az temsil edilmemesi için çalışmalar yürütüyor.
Parlamentomuzun durumu şudur:
· 1935’te ve tek partili yıllarda kadınlar Meclis’de yüzde 4.6 oranında 18 sandalyeyle temsil ediliyordu. Şimdi yüzde 4.4 oran ve 24 sandalye ile.
· 72 yıl önce parlamentomuz, kadın temsilinde Dünya ikincisi idi. Şimdi 167 ülke arasında 163.
· AB ülkeleri ile kıyaslandığında da sonuncuyuz. Raunda meclisinin yüzde 49’u, Malta’nın yüzde 9.2’si kadın.
· 72 yılda Meclis’e 8.294 erkek, 186 kadın girdi. 72 yılda toplam kadın sayısı şimdiki meclis toplamının yarısı dahi olamadı.
· 2002 seçimlerinde meclise giren siyasi parti listelerinin ilk 3 sırasında sadece 7 kadının adı vardı.
Temsilde cinsiyet eşitliğini sağlamak için beklentimiz, başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilerin bu konudaki niyeti ve samimiyetini göstermek için önlemler almaları ve bunları bir an önce kamuoyuna açıklamalarıdır.
Kaldı ki, Ak Parti’nin '81 ilde 81 kadın' kampanyasının da bir çeşit kota uygulaması sağladtığına inanıyoruz. Bu kampanya hedefi, dünyadaki uygulamalarda 'Sabit Kota' diye adlandırılan, bir çeşit kotadır. Yani, 81 kadın milletvekili çıkarmayı hedefleyerek biz bu açıklamanızı asgari kadın temsili sözü olarak kabul ediyoruz- partiniz adına yüzde 14.7 oranında bir kotayla kadın temsili sağlayacağınızı öngörüyoruz. Umudumuz ve dileğimiz, bu oranın aday listeleri hazırlanırken yükseltilmesidir.