Güncelleme Tarihi:
Káğıthane Belediyesi, kültür ve sanat alanlarına bütçe ayırmaktan imtina eden pek çok belediyenin arasından sıyrılıp öne geçiyor. Káğıthane Belediyesi mucizesini Belediye Başkanı Arif Calban ve Basın Danışmanı Hüseyin Irmak'ın uyumlu çalışmaları yaratmış.
Káğıthane kültür ve sanat etkinlikleri açısından İstanbul'un en faal belediyelerinden biri. Son dört yıldır Káğıthane'de özel olarak düzenlenmiş Cirit Alanı'nda yapılan cirit müsabakaları, Káğıthane Cirit Oyunları Fotoğraf Yarışması, 1997-1999 yılları arasında Káğıthane Belediyesi tarafından düzenlenen ve bu yıl Haliç Belediyeleri Birliği'ne devredilen Káğıthane Hıdırellez Roman Şenliği Belediye'nin en çok ses getiren etkinlikleri oldu.
Káğıthane Belediyesi kültür ve sanat alanındaki atılımını ilçenin unutulan tarihini araştırıken yapmış. Bizans döneminde adı Pissa olan bölgede káğıt imalathaneleri olduğu için Osmanlı buraya Káğıthane demiş. II. Beyazıt zamanına kadar burada káğıt üretimine devam edilmiş. Tarihi dokusu çıkarılan ilçenin Osmanlı döneminde Sadabat adı verilen şenlik alanı olduğu biliniyor. Belediye Başkanı Arif Calban ve Basın Danışmanı Hüseyin Irmak ilçenin tarihinin canlandırılmasını ve kültür ortamının günümüz koşullarına uyarlanması konusunda hemfikir olmuşlar. Bugün Sadabat'ın ihya edilme çalışmalarına başlanmış durumda.
1993’te başlayan çalışmalar sonucunda geniş bir kütüphane, eski yazı belge, gravür, kartpostal ve resim arşivi oluşmuş. Belediye şimdi Káğıthane Meydanı'ndaki harap haldeki Sübyan Mektebi'nde kurulacak bir müze binası ve geniş kapsamlı bir Káğıthane Tarihi kitabı hazırlığı içinde. İlçenin Kültür Sarayı'nın ilk ayağı olan Düğün ve Konser Salonu tamamlanmış, açılmayı bekliyor. Bu başarının mimarlarından Hüseyin Irmak'la yaptıkları çalışmaları konuştuk.
Irmak, çalışmaların Belediye Başkanı Arif Calban'ın katkısı olmasaydı kesinlikle gerçekleşemeyeceğini belirtiyor.
Göreve başladığınızda Káğıthane'nin kültür ve sanat çalışmaları ne durumdaydı?
Biz göreve başladığımızda yağlı güreş müsabakaları yapılıyordu. Biz bu müsabakaları düzenli hale soktuk, bir alan belirledik ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan statü alıp Altın Kemer Ödülü koyduk. Asıl hareketlenme öğrencilerin ve üniversiteden gelen araştırmacıların talepleriyle başladı. Bizden Káğıhane hakkında bilgi, belge isteyenler oluyordu. Ama belediyenin bünyesinde bunlar yoktu. Biz de önce sahaflara gittik. Anlaşıldı ki Káğıthane'nin tarihi çok geniş, yapacak çok iş var. İlçenin tarihinde cirit var, okçuluk, Hıdırellez var. Bu etkinliklerin calandırılması fikri böyle doğdu. Ama devamlılık ve belgelemek şart. Cirit'te biz bunu Cirit Konulu Fotoğraf Yarışması'yla çözmeye çalıştık.
Káğıthane'nin tarihi nerelerde ortaya çıktı?
Sahaf geziyoruz, müzayedelere katılıyoruz. Bütün koleksiyonerler, sahaflar bizi artık tanıyor. Hatta Yunanistan'dan nota, Hollanda, Yunanistan, İngiltere'den gravür getirttik. Paris'in antikacıları bile bizi tanıyor. Birçok uluslararası müzayedenin müşteri portföyünde yer alıyoruz. Káğıthane'yle ilgili en zengin koleksiyonun bizde olduğunu rahatlıkla söyleyebilim. Örneğin Káğıthane şarkılarını bu koleksiyonun içinden çıkarttık. Böyle bir derleme yapmasaydık, Káğıthane şarkıları unutulduğu yerde kalacaktı. Bu çalışmaların sonucunda Káğıthane Tarihi CD-ROM'u, Káğıthane Rehberi hazırladık.
Yani Káğıthane'nin tarihine girildiğinde görünüm değişiyor.
Evet, Osmanlı'da burası görkemli ve önemli bir yer. Ancak, Káğıthane'nin geçmişiyle bir bağ kurup bugüne gelmesi gerekiyor. Káğıthane vadisine bakan tüm yamaçlar gecekonduyla dolmuş, imar aflarından sonra eciş bücüş mahalleler doğmuş. İnsanların Káğıthane dendiğinde aklına hemen uğranmaması gereken, keşmekeş içinde binaların bulunduğu bir yer aklına geliyor. Belediye olarak yaptıklarımızda geçmiş ile gelecek arasında köprü kumak gayretinde olduk. Bütün belediyelere veya bütün kurumlara tarihlerini fark etmeleri gerektiğini söyleme ihtiyacı duyuyoruz. Çünkü bunu fark ettiğinde yapacak çok iş çıkacak. Belki Türkiye'de birçok şey değişecek. Belki düşman olarak gördüğün herkesle barışacaksın, birçok acı yaşanmayacak.
Yıllar sonra ortaya çıkan demiryolu
Káğıthane Demiryolu'nun ortaya çıkartılması tamamen bir rastlantı. Hüseyin Irmak, Yıldız Sarayı'da Abdülhamit Arşivi'ni tararken bulduğu bir fotoğraftan Kağıthane'de bir zamanlar bir demiryolu olduğunu öğrenmiş. Ancak ayrıntılı bilgiye ulaşamamış.
Ancak, tesadüfler devam etmiş. Tren tutkunu olan araştırmacı Mert Sandalcı bir kongrede Prof. Dr. Emre Dölen'in Káğıthane'den Karadeniz kıyısına uzanan demiryolundan bahsettiğini duymuş. Sandalcı daha önceki araştırmaları sırasında bu hattın varlığını öğrendiği gibi, 12 fotoğrafını da elinde tutuyormuş. Emre Dölen'in bilgisiyse dedesinin hattın yapımı sırasında fotoğrafları çeken kişi olmasından geliyormuş. Bu ortak konu ikisini bir araya getirmiş. Sandalcı Káğıthane Belediye'sinin tarihi araştırmalara destek verdiğini, hatta bizzat katıldığını öğrendiğinde, Belediye'ye başvurmuş.
1916 sonunda Karadeniz kıyısındaki Ağaçlı ve Çiftalan kömür madenlerinden çıkarılan kömürün İstanbul'a getirilmesi için kurulan hattın adı çeşitli kaynaklarda 'Karadeniz Sahra Hattı' veya 'Haliç-Karadeniz Sahra Hattı' olarak geçiyor. Başlangıç noktası Haliç'in sonundaki Silahtarağa mevkii. Hat Káğıthane Deresi'ni takip ediyor ve Kemerburgaz'da (o zamanki adı Pirgos) ikiye ayrılıyor.Batı kolu Káğıthane Deresi'ni takip edip Ağaçlı mevkiinde Karadeniz'e, Doğu kolu ise Çiftalan'da Karadeniz'e ulaşıyor.
Bu hatla ilgili resimler ve araştırmalar, 1999’da Belediye tarafından, Prof. Dr. Emre Dölen ve Mert Sandalcı'nın yayına hazırladıkları ‘‘Káğıthane-Kemerburgaz-Ağaçlı-Çiftalan Demiryolu (1914-1916)'' başlıklı bir albüm olarak yayımlandı.