ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2009 00:00
Diyarbakır’da 1984-1992 yılları arasında görev yapan emniyetin ünlü istihbaratçı ismi, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, JİTEM’in varlığını doğrulayarak önemli açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır’da görülen JİTEM davası kapsamında geçen ay Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı Edirne’de 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimatla ifade veren Avcı, JİTEM’in ünlü isimleri ve eylemlerini anlattı.
Ersever’e engel oldum
İfadesinde, 1984 sonu ile 1992 Mart ayı arasında Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığını belirten Avcı, JİTEM’in kurucularından Cem Ersever’in kendisine yaptığı ziyareti şöyle anlattı:
Birkaç kişi ile yanıma gelen Cem Ersever HADEP binasında açlık grevi yapıldığını ve bina önündeki polisleri çekmemi istedi. Polislere bir şey olmasını istemediklerini belirten Ersever’e bir saat yönteminin ve yaptığının yanlış olduğunu anlattım. Ersever, boğazına kadar bu işe battığını, eğer yardım etmeyeceksem karışmamamı, bu saatten sonra geri duracak halinin olmadığını söyledi. HADEP binasına bir şey yapılmasına engel oldum.
JİTEM levhası vardı
Diyarbakır’da örgüt kurucusu ve üyeleri olan Arif Doğan (Ergenekon davası sanığı), Cem Ersever, Arif Özer ve kod isimleriyle tanıştırıldığını öğrendiğim bazı kişilerle karşılaştığını anlatan Avcı, Diyarbakır Asayiş Kolordu ve Alay Komutanlıklarında tahsis edilen yerlerde JİTEM levhalarının da bulunduğunu, hatta bu kişilerin asayiş değerlendirmelerine JİTEM Komutanlığı görevlileri sıfatıyla katıldıklarını söyledi.
Üstleri biliyordu
Avcı, Veli Küçük’ün Jandarma Genel Komutanlığı’nda karargáhta olduğunu ve JİTEM’in ona bağlı bölge ve Diyarbakır’da teşkilatlandığını duyduğunu da ifadesinde anlattı.
JİTEM adına yasadışı olarak öldürme ve adam kaçırma gibi faaliyetlerin, bu işleri yapan kişilerin üstlerinin bilgisi dahilinde olmadan işlenmesinin söz konusu olamayacağını belirten Avcı ifadesinde şöyle dedi: "Ancak somut bilgim yok. Ersever ve ekibinin yapmış olabileceği tahmin ettiğim baro başkanının arabasına bomba konulması, Yeni Ülke Gazetesi’nin yakılması, Aydınlık ya da benzer bir derginin basılarak bir kişinin öldürülmesi ve HEP İl Başkanı Vedat Aydın’ın kaçırılıp öldürülmesi olayıdır."
Aydın’ın kaçırılması olayı
Hanefi Avcı, ifadesinde Vedat Aydın kaçırılması olayını şöyle anlattı:
"HEP İl Başkanı Aydın’ın öldürülmesi olayını araştıran Hüseyin Kocadağ, o gün yol kontrolü yapan
trafik ekibinin ’trafik kazası oldu’ anonsuyla buradan çekildiğini söyledi. Böylece Vedat Aydın’ı kaçıranların yoldan rahatça geçişi sağlanmış. Bu kaza ihbarının daha sonra Jandarma Asayiş Kolordu Karargáhı’ndan yapıldığı ortaya çıkmış."