Güncelleme Tarihi:
Ünlü Fransız yönetmen Luc Besson ulusal kahramanlarını anlatıyor.
Jean d'Arc... Hakkında çok konuşuldu, hálá da konuşuluyor. Tarihin en önemli kadın kahramanlarından olan Jean d'Arc'ın hayatı pek çok kez de filme çekildi. 15. yüzyılda yaşamış olan bu özgürlük savaşçısının hikayesini Luc Besson anlatıyor bu kez. Profesyonel, Derinlik Sarhoşluğu ve Beşinci Element filmlerinden de tanıdığımız Luc Besson, bu kez Fransa’nın ulusal kahramanın yaşamını getiriyor beyazperdeye.
Filmde, seyircinin birbirinden gözalıcı rollerde görmeye alıştığı başarılı oyuncu Milla Jojovich, Jeanne rolünü üstlenirken, iki kez Oscar alan Dustin Hoffman da Jeanne'ın vicdanını temsil ediyor. Kral VII. Charles rolünde ise daha önce iki kez Oscar'a aday gösterilen John Malkovich oynuyor. Oscarlı oyuncu Faye Dunaway ise Yolande D'Aragon rolünü üstleniyor. Biraraya gelen bu seçkin kadro, kalbine doğan tanrısal ilhamı dinleyerek tarihin akışını değiştiren bir kızın hikayesi olan The Messenger: The Story of Joan of Arc filminin başarılı filmler arasında yer almasını sağlıyor.
15 Haziran 1998'de oyuncu ve yapım ekibinden oluşan 700 kişi Jeanne d'Arc filminin çekimlerini yapmak için Çek Cumhuriyeti'nde biraraya geldi. Çekimler Prag şehrinin 120 mil doğusundaki Bruntal şehrinin harabelerinde yapıldı.
Filmdeki bazı diyaloglar o zamanki biçimleri ile alınarak filme eklendi. Bu türden ayrıntılar, filmin daha gerçekçi olmasını amaçlıyor. Yönetmen Besson, gerçekten var olan birinin hikayesini anlatmanın sanıldığından çok daha zor olduğunu söylüyor.
Lorie nehri kenarında Orleans şehrinde yapılan savaşları canlandırmak için savaşın geçtiği yerlerde aynı sayıda asker figüran kullanıldı. Her şeyin tamamıyla o zamankine benzemesine çalışıldı. Savaşan taraflar tıpkı o zamanlardaki gibi savaş naraları attılar. Öyle ki herkes kendisini 15. yüzyılda sanmaya başladı. Savaş sahnelerinin çok az bir kısmında bilgisayarlı grafik teknikleri kullanıldı. Jojovich bile Jeanne'ın kullandığı kılıcın aynısını kullandı.
Yakılarak durduruldu
eanne d'Arc, 1412 yılında Fransa'da sıradan bir köy olan Domremy'de fakir bir çiftçinin kızı olarak dünyaya geldi. Yüzyıl Savaşları'nın tüm hızıyla sürdüğü o yıllarda Fransa, İngilizler tarafından istila ediliyordu.
O günlerde 13 yaşındaki Jeanne ise en başından, amacının ne olduğu kendisine söylenmişti: Tanrı tarafından Fransa'yı kurtarmak ve Fransa kralı olacak Prens Charles'a yardım etmek üzere seçilmişti. Bunu başarmak için, erkek kıyafetleri giymeli, silah taşımalı ve bir orduyu yönetmeliydi.
Kral Charles ona bir ordu verdi. Bu ordunun başına geçen Jeanne, kralın tahta çıkması gereken kent olan Rheims kentini İngilizlerden kurtardı. Charles için bu kadarı yeterliydi. Fakat Jeanne, savaşa devam edip İngilizleri kesin bir yenilgiye uğratmak istiyordu. Jeanne'ın kulağına Charles'ın kendisine ihanet etmeye hazırlandığı haberleri geliyordu. Ama o herşeye rağmen savaşı sürdürmeye kararlıydı ve Compiegne'ye doğru ilerlemeye başladı. Burada İngilizler için savaşan Burgundianslar tarafından ele geçirildi ve düşmanlarına satıldı.
Tanrıdan ilham aldığı yolundaki iddiadan vazgeçmesini ve bir daha silah kullanmayacağına söz vermesi istendi. Aksi halde yakılarak öldürülecekti. Mahkemenin kararını kabul etmeyen Jeanne, Mayıs 1431'de Rouen'de yakılarak öldürüldü.