Güncelleme Tarihi:
Dost ve kardeş ülke Japonya'nın zarif sanatçıları neler yapıp ediyorlar? Eğer işlerini merak ediyorsanız elinizi biraz çabuk tutun, çünkü Fındıklı'daki Mimar Sinan Tophane-i Amire Binası'ndaki sergiyi sadece bugün görebilirsiniz. Konusu ‘‘Oryantalizm'' olan ‘‘Türk Japon Çağdaş Sanat Dünyası 2000'' sergisi şehrimizde ilk kez düzenleniyor.
Serginin adına aldanmayın, çağdaş sanat deniliyor ama Japon sanatçıların eserleri son derece klasik, hatta serginin çokça geleneksel Japon sanatını yansıttığı bile söylenebilir. Asahi Art Corporation adlı Japon Sanatı Sergi ve Yayın Kuruluşu tarafından her yıl dünyanın çeşitli başkentlerinde düzenlenen resim, kaligrafi ve minyatür sergisinin İstanbul ayağı ne yazık ki sadece üç gün sürebiliyor.
Bu serginin düzenlenmesine katkıda bulunan Viking Turizm yetkilileri İstanbul'dan sonra Ankara'ya gidecek serginin süresinin bu kadar kısa tutulmasının sebebini serginin dünyanın her yerini dolaşmasına bağlıyorlar. Daha önce Japonya ve Uzakdoğu ülkelerinde de düzenlenen ve tam 11 yıldır devam eden sergi, son yedi yıldır başta Avrupa şehirleri olmak üzere dünyanın her yerinde konaklıyor.
Açılışı Japonya'nın İstanbul Başkonsolosu Akio Wada ve Türk Japon İş Konseyi Başkanı Şarık Tara tarafından yapılan sergide toplam 270 eser yer alıyor. Japon sanatının bütün renklerini yansıtmak gibi bir amacı olan bu sergide ağırlığı tuval resmi oluşturuyor ama heykeller, cam işleri, haikular, rölyefler, kumaş boyamalar, fotoğraflar, kağıt kesme tekniğiyle yapılmış işler, seramikler ve hatta origami kuşlar, çiçekler ve böcekler de görülebilir.
244 sanatçının eserinin bulunduğu sergide bizim pek tanımadığımız Japon resminin ünlü isimlerinin eserleri var. Aralarında bu isimlerden Tokiko Nasuno, Teiko Naruişi, Yoko Ambe, Yoko Otani, Momoo Katahira'nın bulunduğu 15 sanatçı ve minik high-tech fotoğraf makineleri İstanbul'daki serginin açılışına katıldı.
Mimar Sinan Üniversitesi tarafından desteklenen sergide Japon sanatçıların yanı sıra Türk sanatçıların da işleri var. Ancak bu 55 eserden hiçbiri bu sergiye özel yapılmış değil, çünkü bu resimler Güzel Sanatlar Müzesi Koleksiyonu'ndan seçilmiş. 1840-1940 arası doğan sanatçıların eserlerinden oluşan bu sergide İbrahim Çallı, Osman Hamdi, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Fikret Mualla, Nuri İyem, Nazlı Ecevit, Mehmet Güleryüz, Devrim Erbil, Turan Erol ve Neşe Erdok gibi isimlere rastlanıyor.
Anlayacağınız bu sergi sayesinde bir taşla iki kuş vurabileceksiniz; Japon sanatçıların rengarenk, uçucu ve tebessüm vaadeden işlerinin yanı sıra, minik bir Türk resmi retrospektifi de görebileceksiniz.
Juho Hamada
Daha önce hiç rastlamadığımız teknikte resim yapan sanatçı, fırça yerine parmak ve tırnaklarını kullanıyor. Birkaç yüzyıl öncesine ait bu tekniği bütün dünyaya tanıtmak isteyen sanatçı boyaya doğrudan temas etmenin kendisini çok mutlu ettiğini söylüyor. Resimlerdeki ana çizgileri tırnaklarıyla, daha geniş alanları avuç içleriyle yapan sanatçı ‘‘yubiga'' adlı bu tekniği dönem dönem yaşadığı Çin'de öğrenmiş.
Yaşamını Osaka'da sürdüren Hamada, İstanbul'daki sergiye Çin'in ulusal çiçeği ‘‘peony''yi tasvir ettiği ‘‘The Best Perfume of Peony'' ve bir tür lale resminin bulunduğu ‘‘Botan'' adlı iki eseriyle katılıyor.
Miura Tatsuhiko
Sergiye ‘‘Beautiful Turkey'' ve ‘‘Beautiful Japan'' isimli alçıdan kabartma pastel renkli iki resimle katılan sanatçının Türkiye hakkındaki bilgisi Japonya'da çok bilinen ‘‘Üsküdar'a Gideriken'' gibi Türk şarkılarına dayansa da Türkiye'ye büyük sempati beslediğini söylüyor.
İşlerini Japonya'da binaların dışını süslemek için kullanılan bir teknikle hazırlayan Tatsuhiko'nun asıl mesleği mimarlık olduğu için işini ve sanatını birleştirebilmiş. Fukuoka Kyusushu adlı bir adada yaşayan sanatçı alçıdan yaptığı rölyeflerin geleneksel Japon resminin üç boyutlu yorumu olduğunu söylüyor.