Jane Campion'dan üç kısa film

Güncelleme Tarihi:

Jane Campiondan üç kısa film
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2005 00:00

Oscar Ödüllü Yeni Zelandalı yönetmen Jane Campion'ın Türkiye'de daha önce gösterilmemiş üç kısa filmi Osmanlı Bankası Müzesi Sineması'nda sanatseverlerle buluşacak. Campion'ın üniversitedeyken çektiği Peel, Sydney Film Festivali’nde En İyi Deneysel Film Ödülü’nü kazanan "Passionless Moments" (Tutkusuz Anlar) ve yönetmenin son kısa filmi "Bir Genç Kızın Öyküsü".12 Mayıs saat 19:30'dan itibaren izlenebilecek. 1982 yılında, daha üniversitedeyken çektiği ilk kısa filmi “Peel”la ile ilk ödülünü Altın Palmiye’de Kısa Film dalında alan Campion, 1984 yılında da Sidney Film Festivali’nde En İyi Kısa Film Ödülü’nü kazandı.1993 yılında “The Piano/Piyano” filmi ile “En İyi Özgün Senaryo” dalında Oscar ödülünü aldı ve aynı yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü kazanan ilk kadına yönetmen oldu.   12 Mayıs Perşembe akşamı Osmanlı Bankası Müzesi’nde, yanlış anlaşılmış kadınlar, aile içi şiddet, sıradan gerçekliği olgunluk ötesi bir hayal gücüne dönüştüren ürkütücü, tuhaf ve son derece dışavurumcu filmler çeken günümüzün en ünlü bağımsız yönetmenlerinden biri olarak nitelenen Jane Campion’dan üç kısa film var.“Pell/Meyva Soymak”. Sıcak bir Avusturalya yazında, şehir dışında bir Pazar günü geçirmek için yola çıkan inatçı, çilli ve kızıl saçlı üç kişilik bir ailenin hikayesinin anlatıldığı Peel üçlemenin ilk filmi. Filmin ilerleyen dakikalarında aile bunun çok da iyi bir fikir olmadığını anlayacaktır. Jane Campion’a Sydney Film Festivali’nde En İyi Deneysel Film Ödülü’nü kazandıran, “Passionless Moments / Tutkusuz Anlar”. Sineması, David Lynch’in sinemasına benzetilen ve bu benzerliğin en yoğun olarak hissedildiği film olan Tutkusuz Anlar, “Sessiz Sean ve Arnold”, “Scotties: Evrenin Büyük Planının Bir Parçası”, “Angela Et Yer”, “Seks…Şey”, “Pazar Günü Ütü Yapmak”, “Uykulu Pantolon”, vb. gibi parçalardan oluşuyor. Jane Campion’dan seçilen son kısa film ise, Campion’un sinema için çektiği son kısa filmi “Bir Genç Kızın Öyküsü”. Bu filmde yönetmen kendi gençliğine göndermeler yapıyor ve 60’lı yıllara bir saygı duruşunda bulunuyor. Beatles hastalığı, 60’lar ve büyüyen bir genç… Ailenin garipsendiği, yetişkinliğin yalnız ve masumiyetin sapkın olduğu, genç kızlık hakkında birkaç hikâye…
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!