Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2000 00:00
Prof. Dr. Feridun Yenisey, Japonya'da açılan kamu davalarının yüzde 99'unun, Almanya'da açılanların yüzde 93'ünün, Türkiye'de açılanların ise yüzde 53'ünün mahkumiyetle sonuçlandığını belirterek, "Bu oran Türkiye'deki kamu davalarının eksik delille açıldığını gösteriyor" dedi.
Ankara Jandarma Bölge Komutanlığı'nca, Güvercinlik Jandarma Eğitim Komutanlığı Salonu'nda, subay, astsubay ve uzman çavuşlara yönelik olarak 'İnsan Hakları' konulu seminer düzenlendi. Seminere, Prof. Dr. Feridun Yenisey konuşmacı olarak katıldı.
Seminerde en çok ihlal edildiği düşünülen 'şahıs, bina, mesken arama, yakalama işlemleri, gözaltına alma, nezarete alma, ifade alma, sevk ve nakil ile toplumsal olaylar' konuları üzerinde duruldu.
Ankara Jandarma Bölge Komutanlığı Harekat Asayiş Eğitim Şube Müdürü Kıdemli Albay Fevzi Yıkılmaz, konuşmasında, seminerin amacının insan hakları konusunda personeli bilinçlendirmek ve insan hakları ihlallerini azaltmak olduğunu kaydetti.
İnsan hakları kavramının oluşumuna değinen Kıdemli Albay Yıkılmaz, AİHM'e Türkiye aleyhine 5000 civarında başvuru yapıldığını söyledi.
Jandarmaya 159 dava
Jandarmayla ilgili 170 başvuru yapıldığını, 159 dava açıldığını kaydeden Kıdemli Albay Yıkılmaz, "Bu davalardan 20'si sonuçlandı. 18 dava aleyhte, 2 dava lehte sonuçlanırken, 3 başvuru dosyası da dostane çözümle bitti. Türkiye davalarda toplam 2.8 trilyon lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Bu tazminatın 1.1 trilyon lirası jandarmayla ilgili davalara ait" diye konuştu.
'Keyfi şüphe' insan hakları ihlali
Prof. Dr. Feridun Yenisey de konuşmasında, kolluk kuvvetlerinin yetkileri, hakları, yetkilerin sınırı, yakalama ve ifade alma gibi konularda bilgiler verdi.
Prof. Dr. Yenisey, yetkinin 'önleme' ve 'adli' olarak ikiye ayrıldığını, hakkın sınırının yetkiyi oluşturduğunu ifade etti.
Şüphe olmadan yetkinin kullanılamayacağını belirten Prof. Dr. Yenisey, "Şüphenin makul bir şüphe olması gerekir. Makul şüphe olmadan yapılan arama keyfi bir aramadır. Keyfi şüpheyle davranmak ise insan hakkı ihlalidir" dedi.
Bir olayda toplanan delillerin o kişinin mahkum olacağını yüzde 90 gösterdiği takdirde savcının kamu davası açabileceğini anlatan Prof. Dr. Yenisey, "Buna 'yeterli şüphe' deniyor. Japonya'da açılan kamu davalarının yüzde 99'u, Almanya'da açılanların yüzde 93'ü, Türkiye'de açılanların ise yüzde 53'ü mahkumiyetle sonuçlanıyor. Bu oran Türkiye'deki kamu davalarının eksik delille açıldığını gösteriyor. Ayrıca Türkiye'deki davalar uzun sürüyor. Davaların yüzde 17'si zaman aşımı nedeniyle düşüyor" diye konuştu.
'Sağlam delillerle çalışın'
Kolluk kuvvetlerinin yakalama, tutuklama yetkisi için kuvvetli şüphe olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yenisey, Türkiye'de basit şüphelerle insanların yakalandığı, yakalandıktan sonra şüphenin kuvvetlendirilmeye çalışıldığını ifade etti.
Prof. Dr. Yenisey, kolluk kuvvetlerinin yakalama oranını düşürmesi, ancak yakaladıkları kişinin tutuklanması, tutuklanan kişinin de mahkum edilmesi gerektiğini söyledi.
Kolluğun delil toplamada ihtisaslaşmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Yenisey, "Teknik, hukuki, sağlam delillerle çalışmamız gerekiyor. O zaman insan hakları ihlali ortadan kalkar. Şüpheliden delile gitmek, hak ihlaline götürür" diye konuştu.
Seminerin ikinci bölümünde Ankara Jandarma Komutanlığı'na bağlı Bartın, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak illerinin jandarma komutanlarının takdim yapacağı belirtildi.
Bu arada, seminer görüntülerinin cd haline getirilerek, Ankara Jandarma Bölge Komutanlığı'na bağlı tüm il ve ilçe komutanlıklarında izletileceği kaydedildi.