Güncelleme Tarihi:
Aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu çok sayıda sanığın bulunduğu dava nedeniyle yaklaşık 1500 polis akşamdan itibaren Bayraklı'daki Adliye Sarayı'nın çevresinde önlem aldı. Adliye çevreresindeki caddelerde araçlar park ettirilmedi, binanın çevresine demir bariyerler yerleştirildi.
Adliye binasına isimleri bulunanlar alınmadı. Tutuksuz yargılanan bazı sanıkların isimlerinin veri tabanında yer almaması zaman zaman tartışmalara yol açtı. Kimlik kontrolü nedeniyle girişte uzun kuyruklar oluştu.
Sabah erken saatlerden itibaren çoğunluğu İşçi Partisi ve TGB üyesi yaklaşık 2 bin kişi adliyeçevresinde toplanmaya başladı. Polis protestocuları adliyeye yaklaştırmadı.
2 BİN KİŞİ ADLİYE ÖNÜNDE TOPLANDI, POLİS YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ ALDI / Foto Galeri
AVUKATLARDAN TEPKİ: GAZ SIKILDI
Adliye Sosyal Tesisleri’nin özel olarak hazırlanan duruşma salonunda davanın başlaması için sanıkların getirilmesi beklenirken, bu kez avukatlardan tepki geldi. Duruşma başlamadan önce bazı avukatlar, içerideki meslektaşlarına seslenerek kontrol noktasında arkadaşlarının darp edildiğini, biber gazı sıkıldığını bu nedenle salonu terk etmelerini istedi. Buna uyan bazı avukatlar, salonu terk etti. Avukatlar bir süre sonra salona geri döndü.
TUTUKLULAR OTOPARKTAN SALONA ALINDI
Cezaevinden getirilen sanıkları taşıyan araçlar sabah erken saatlerde adliyenin alt katındaki otoparka girdi. Tutuklular otoparktan duruşma salonuna çıkarıldı.
DURUŞMA GEÇ BAŞLADI
Tutuklu sanıklar saat 08.00'dan itibaren salona alındı ancak duruşma saat 10.20'de başlayabildi.
Sanık avukatlarının duruşma salonunun dışında meslektaşlarının darp edildiği iddiasını dile getirmesi üzerine, mahkeme başkanı Atilla Rahman, salona öncelikle tutuklu sanıkların avukatlarının alındığını, yer kalması durumunda diğerlerinin de alınabileceğini söyledi. Bunu duyan sanıklar alkışladı, avukatlar ise “Avukatlar darp ediliyor” diye bağırdı. Rahman, avukatlara gerekli suç duyurusunda bulunabileceklerini söyleyerek tartışmayı sonlandırdı.
Avukatların ısrarlı tutumları üzerine Başkan Rahman, “Bizim yer belirlememiz, bina yapmak gibi bir durumumuz yok. Protesto edecekseniz, iktidara, Adalet Bakanlığı’na şikayetlerinizi iletebilirsiniz” dedi. Başkan Rahman, ayrıca sanık avukatlarına mağdur avukatları için ayrılan sahnenin sağındaki yerde de oturabileceklerini söyledi.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı duruşma girenler X-ray cihazından geçtikten ve üzerleri arandıktan sonra kimlik kontrolü yapılarak salona alındı. Listede ismi bulunmayanların salona girmesine izin verilmedi.
SANIKLARDAN ALKIŞLI DESTEK
Adliye dışında toplananların gerçekleştirdiği protesto eylemlerinden yükselen seslerin ulaştığı duruşma salonunda da sıkı tedbirler alındı. Çevik Kuvvet timinin kapısında beklediği duruşma salonuna girişte, avukatlar ve basın mensupları x-ray cihazlarından geçirildi, tek tek kimlik tespitleri yapıldı. 400 kişilik salona ilk olarak sanıklar alındı, kadın askerlerin de bulunduğu kare şeklindeki metal korkulukla çevrili bölümde oturtuldu. Sanıklar için duruşma salonundaki en ön koltuklar ayrıldı. Sanık kadınların belirli bir noktada toplanıp yan yana oturduğu gözlendi. Duruşma başlamadan önce avukatların sanıklarla görüşüp görüşmemeleri konusunda avukatlar ile jandarmalar arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Sanıklar da avukatlara alkışlı destekte bulundu. Sanıkların sadece verilen aralarda ihtiyaçlarını gidermesi de kendilerine belirtildi. Duruşma başlamadan önce sanıklar ile yakınları, birbirlerine el salladı, selamlaştı.
BARO BAŞKANI’NDAN TEPKİ
Duruşma salonuna alınacak olan avukatlar arasında listede adı olmayan avukatlar, duruşma salonuna alınmayınca polisle aralarında gerginlikler yaşandı. İzmir Barosu Başkanı Avukat Sema Pekdaş ve yönetim kurulu üyeleri de davanın görüldüğü, polisin x-ray cihazıyla arama yaptığı yere gelip, polis ile avukatlar arasındaki gerginliği yatıştırdı. Baro Başkanı Sema Pekdaş, yargılamanın adil yapılmadığını söyledi.
Pekdaş, “Bu kadar bol sanıklı dava açılıyorsa, alt yapısı da yapılmalıdır. Avukatlara tebligat çıkartılıp duruşman var diye çağırıyorsun. Ama buraya gelince de listede adın yok diye içeri almıyorsun. Talimatla ifadesi alınan sanıkların duruşmaya gelmemesi gibi bir lüksü olmaz. Talimat ifadesi alınırken, mahkemede de ifade vermek istiyorum dediyse, burada da dinlenmek zorunda. Tutuklu sanıkların ne dediklerini, duruşmaya gelip dinlemek zorundadır. Bu yargılama adil bir yargılama değildir. Ceza mahkemesindeki yargılamalar alenidir. Kimsenin hakkı kısıtlanamaz. Duruşma bütünlüğü ihlal edilmesi söz konusudur. Bu kabul edilebilir bir durum değildir”
CHP'Lİ VEKİLLER DE DURUŞMAYI İZLİYOR
Duruşmayı, CHP İzmir milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Erdal Aksünger, Musa Çam, Alaattin Yüksel, Hülya Güven, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Çorum Milletvekili Tufan Köse, Manisa Milletvekili Özgür Özen de izledi.
Girişte milletvekilleri adına açıklama yapan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özen, “Biz CHP Milletvekilleri olarak bu davayı izlemeye geldik. İlk günden itibaren du davayı takip ediyoruz. Bu davanın Balyoz, Ergenekon, 28 şubat gibi diğer siyasi davalardan farklı olarak bir son hesaplaşma, kapanış davası olarak görüldüğünü düşünüyoruz. Bu davadaki 350 sanığı 90’a yakın tutukluya ve genişleme alanına bakılarak, içinde ismi geçen 3 bin 500 bürokrata bakılarak bu davanın diğer siyasi davalarla ortak bir kesişiminin olmaması artık Ergenekon, Balyoz 28 şubat, tutuklu öğrenciler ve avukatlar davalarıyla erişilemeyenlere erişilmekle ilgili bir adım olarak görüyoruz. Bu dava diğerlerinden farklı olarak dijital delillerin üzerine kurulu. Asker, sivil, yaşı genç, devrelerinden önce terfi almış, geleceğin kuvvet komutanları, kurmay başkanları, görev yaptıkları bakanlıklarda, kurullarda gelecekte en ileri görev alacak bürokratlara operasyon yapılıyor. Bu operasyonunun diğer davalarda olduğu gibi kişilerin adil yargılama hakkına tecavüz ettiğini, kamuoyu ilgisi çekilmezse Türk siyasi tarihinin en ağır hukuksuzluklarının birinin işleneceğini düşünüyoruz. Birbirlerini hiç tanımayan kişilerin evlerinden aynı deliller, CD’ler çıkıyor. Henüz özel yetkili mahkemelerinin elinin deymediği herkesin de tehdit altında olduğunu görüyoruz” dedi.
Milletvekili Alaaddin Yüksel ise, davadaki sanıkların tutukluluk sürelerinin istenilen cezalardan fazla olduğunu, “bu hukuksuzluğu tarihin yazacağını” söyledi.
ÖRGÜT LİDERİNİN AYLIK GELİRİ 100 BİN LİRA
Davanın ilk duruşmasında, avukat yoklaması tamamlandı. Ardından duruşmaya gelen tutuklu 78 sanık, kendilerini mahkemeye heyetine tanıttı. Tutuklu sanıkların kimlik tespitinde çıkar amaçlı suç örgütünün lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Bilgin Özkaynak, sabıkası bulunmadığını, evli, iki çocuğu bulunduğunu, denizcilikle ilgili her şeyle uğraştığını, aylık gelirinin 100 bin TL’nin üzerinde olduğunu dile getirdi. Özkaynak, rahatsızlığı nedeniyle kravat takamadığını da mahkeme heyetine belirtti. Diğer lider olduğu ileri sürülen Narin K. da bekar, üniversite öğrencisi olduğunu, aylık geliri ve sabıkası bulunmadığını söyledi.
SANIK TÜMGENERAL DE KATILDI
Tutuklu sanıkların çoğunun kimlik tespitlerinde sabıkasız olmaları dikkat çekti. Sanıklar içerisinde, duruşmaya gelen en yüksek rütbeli olarak tutuksuz Hava Kuvvetleri Komutanlığı Dışişlerinden Sorumlu Hava Pilot Tümgeneral Atilla Öztürk de salonda hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar arasında bir askeri başsavcı ile tutuklular arasında yine bir askeri savcı da yer aldı.
'GÖZALTINDAYKEN İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİM'
Tutuksuz sanıklardan Dilek Günal da gözaltındayken intihara teşebbüs ettiğini, mağdur olduğunu, bu olaya adını karıştıran Bilgin Özkaynak ile herkesten davacı olduğunu, çok korktuğunu, çocuklarının bile kendisine saygı göstermediğini dile getirdi, dilekçesini mahkeme heyetine sundu.
'İDDİANAMENİN HEPSİNİ Mİ OKUYACAKSINIZ?'
İddianamenin okunmasına başlanacağı sırada, bir avukatın “Hepsi mi okunacak” sorusuna mahkeme başkanı Atilla Rahman, “Yargıtay Dokuzuncu Dairesi’nden görüş aldık. Bizce de çok doğru değil bu çağda, ama okunması gerektiği öngörülüyor. Burada milletvekilleri de var, izliyorlar. Çok arzu ediyorlarsa bir yasa değişikliğiyle bunu çözebilirler” dedi. Söz alan avukat Şakir Balcı, mahkeme heyetinin başka davalara bakmamasını talep etti. Diğer avukatlar da usülle ilgili taleplerini mahkeme heyetine iletti.
Denizli CHP Milletvekili İlhan Cihaner de diğer CHP milletvekilleri arasında yerini aldı.
AVUKATLARDAN ORTAK AÇIKLAMA
Duruşmanın yapıldığı sosyal tesislerin önünde Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu açıklama yaptı. Grup adına konuşan Avukat İrfan Koçana, “Atatürk ilke ve devrimlerinin, büyük Türk milletinin anayasadan çıkartılmayla çalışıldığı, TC ibaresinin kamu kurum ve bakanlık tabelalarından silindiği, terör örgütünün anayasa yaptığı günümüzde açıkça anayasa suçu işlenmektedir. Bu tarihsel koşullarda kamuoyunda askeri casusluk davası olarak adlandırılan dava, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Kafes gibi adlarla adlandırılan davalarla birlikte değerlendirildiğinde bu davanın amacı çok daha iyi anlaşılacaktır. BOP eş başkanlığının yürüttüğü, TSK'nın etkisizleştirme, itibarsızlaştırma ve savaşmadan teslim alma planı yeni bir aşamaya gelmiştir. Bu davalardaki hukuksuzluklar artık örtülememektedir. Sanıkların adil yargılama hakkı açıkça çiğnenmektedir. Bizler Mustafa Kemal Atatürk'ün, gençliği hitabesinin ve Türk subayına mesajının suç delili olarak gösterilmesini asla kabul etmiyoruz. Masumiyet ilkesi ihlal edilerek, ahlaksızca iftira ve karalamalarla daha yargılama başlamadan suçlu ilan edilen onurlu Türk subayının adil yargılama hakkını savunacağız” dedi.
Duruşma salonuna girmek istediği sırada Avukat Nuriye Kadan'ın da cüppesinin yırtıldığını söyleyen Koçana, mücadelelerinin süreceğini dile getirdi
KONFERANS SALONU DURUŞMA SALONU OLDU
Sanık ifadelerinin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) alınabilmesi için salona 4 dev ekran konulduğu, avukatlar için masalara bilgisayarlar yerleştirildiği, tesislerin otopark bölümünde ise tutuklu sanıklar için nezarethaneler inşa edildiği bildirildi.
2 BİN SAYFALIK İDDİANAME 5 GÜNDE OKUNACAK
315 klasörden oluşan davanın 2 bin sayfayı bulan iddianamesi TRT spikerleri tarafından okunacak.
Davaya bakan 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Atilla Rahman imzasıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen üç sayfalık yazıda, duruşma salonuna kimlerin ne şekilde alınacağı, davanın hangi gün ve saatlerde görüleceği, hangi güvenlik tedbirlerinin alınacağı belirtildi.
Atilla Rahman gönderdiği yazıda, bugün görülmeye başlanacak 2013/9 esas sayılı davanın saat 09.00'dan itibaren başlanacağını ve iddianamenin okunması tamamlanana kadar haftanın 5 günü süreceğini, iddianame okunması tamamlanmasından sonra ise Mayıs ayının sonuna kadar haftanın 4 günü görülmeye devam edeceğini, resmi tatillerde davanın görülmeyeceğini bildirdi.
DAVAYI 10 GAZETECİ İZLEYECEK
Yazısında, CMK 182. maddesi uyarınca duruşmaların herkese açık olduğunu ancak mahkeme tarafından gerekli görülmesi halinde yargılamaların kapalı yapılmasına karar verilebileceğini belirten Rahman, sesli, görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletlerin duruşma salonuna alınmayacağını, sıfat ayrımı yapılmaksızın üst aramasından geçirilecek kişilerde bulunan bu tür elektronik cihazların duruşma sonrası teslim edilmek üzere emanete alınacağını kaydetti.
Rahman yazısında, sanık, mağdur, müşteki, sanık yakını, avukatlar, kamu davasını izleme amacıyla gelen milletvekilleri ve 10 gazeteci dışında ilgisiz şahısların salona ve yakın çevresine alınmaması için gerekli güvenlik önlemlerinin oluşturulması talebinde bulundu.
357 SANIK YARGILANIYOR
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. Maddesi ile görevli Savcı Zafer Kılınç'ın hazırladığı iddianamede, 49'u muvazzaf asker 79'u tutuklu, toplam 357 sanık hakkında dava açılmıştı.
İddianamede adı geçen aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu 196 müşteki ve 831 mağdurdan bir çoğunun suç örgütü tarafından fişlendiği ileri sürülüyor.
Sanıklardan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek” suçlarından müebbet ve 9'ar yıl hapis cezası isteniyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak”, “Yasaklanan bilgileri temin etmek” suçlamasıyla 2 ile 6 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.