Eda Ebru NANECİ- Gökçe ADAR- Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2020 10:17
EGE Deniz'inde İzmir'in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde çöken Rıza Bey Apartmanı’nın en alt katında dükkanı bulunan Fırat Şeyben (24), “Biz kendi canımızı kurtardık ama oradaki insanlar bizim canımızdı” dedi.
Bayraklı ilçesindeki Rıza Bey Apartmanı, Seferihisar açıklarındaki 6.6 büyümklüğündeki depremde yıkıldı. Apartmanda 4 senedir dükkan işleten Fırat Şeyben, iş yerine girmek üzereyken gözlerinin önünde binanın yıkıldığını gördü. Deprem sırasında dükkanda olan babası Suat Şeyben (54) için enkaza doğru koşan Fırat Şeyben’i arkadaşları tuttu. Babasını kapıda ağlarken bulduğunu söyleyen Fırat Şeyben, “Babam beni ilk gördüğünde olayın şokundaydı. Babam son anda kendini dışarı atmış ve dükkanın önünde ağlıyordu. İlk sözü çay demledim oldu. Sonra da bana maskeni tak dedi. Ne dediğinin farkında değildi. Babam durup durup ağlıyor. 3 yaşındaki Ayda her sabah dükkana geldiğinde babama hayırlı işler dileyen bir çocuk. Hayatlarını kaybeden Sayra ve Çınar ise uzaktan akrabamızdı. Onlar bambaşka çocuklardı” ifadelerini kullandı.
'SARSINTI BAŞLADIĞINDA ŞİDDETİ AZ SANILDI'Sarsıntı başladığında depremin şiddetinin küçük olduğunun düşünüldüğü için ilk basta insanların binayı terk etmemiş olabileceğini söyleyen Fırat Şeyben şu ifadeleri kullandı:
“Ofis bölümünde otururken sandalyemi cama doğru yaslayarak otururum. Daha önce meydana gelen iki depremde de camların çatırdadığını hissettim. Böyle durumlarda bina sakinlerinin bir kısmi aşağıya iner bir süre sonra yukarı tekrar çıkardı. Herkes için normal bir
İzmir depremiydi. Bina sakinleri 3-4 saniye önce çıksalar bir faydası olacaktı. Şoktan hatırladığım kadarıyla deprem bitti. Bina 2-3 saniye sonra yerle bir oldu. Binanın tek çıkışı olduğu için herkesin oraya koştuğunu tahmin ediyorum, ama kolonlar çıkışı kapatmıştı. En son orası açıldı. Bina başka bir yere bir devrilse, çökmese daha çok insan çıkabilirdi.”
'KENDİ CANIMIZDAN ÇOK APARTMANDA OTURANLARI DÜŞÜNDÜK'Olay sırasında sokakta olduğunu ve şans eseri dükkanda olmadığını belirten Fırat Şeyben, “Binanın yıkıldığını görünce o sırada dükkanda olan babamı kurtarmak için enkaza doğru koşmaya başladım. Babam çıkmış. ‘Baba’ diye bağırarak koşarken beni arkadaşlarım tuttu. Ben orada deprem olduğu günden enkaz kalkana kadar en önde bekledim. Biz kendi canımızı kurtardık ama oradaki insanlar bizim canımızdı. Selam vermeden geçmezlerdi. Büyüdüklerini gördüğümüz çocuklarımız hayatını kaybetti. 2- 3 günü babamla neredeyse hatırlamıyoruz. Kesik kesik hatırladığım anlar var. Kendi canımızdan çok apartmanda oturanları düşündük. Hepsini tanıyorduk. Her gün, her sabah, her gece selamlaşırdık. Çayımızı içmeyen yoktur” diye konuştu.