İzmir'de iki çocuklarını yangında kaybeden çift dehşet gecesini anlattı

Güncelleme Tarihi:

İzmirde iki çocuklarını yangında kaybeden çift dehşet gecesini anlattı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2015 13:49

İzmir'in Buca İlçesi'nde beş kardeşten 9 yaşındaki Helin Çelen ile 1 yaşındaki Emir Çelen'in tek katlı binada henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangında hayatlarını kaybetmesinin ardından gözaltına alınıp sevk edildikleri adliyede serbest bırakılan baba Ferhat Çelen (37) ile anne Arife Çelen (31), yaşadıkları geceyi anlattı.

Haberin Devamı

Geçen pazar gece saatlerinde henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangında, Çelen ailesinin en büyük çocuğu 9 yaşındaki Helin Çelen, kardeşleri Baran Çelen (7), Arda Çelen (5) ve Ata Çelen'in (3) evden çıkmasını sağladıktan sonra en küçük kardeşi 1 yaşındaki Emir Çelen'i kurtarmak üzere tekrar girdiği evde, alevlerin arasında kalarak minik Emir ile hayatını kaybetti.

İzmirde iki çocuklarını yangında kaybeden çift dehşet gecesini anlattı



Olaydan sonra, olay sırasında kocası Ferhat Çelen ile Menderes'te bulunan Arife Çelen ve yangını çıkartmış olabileceği düşünülen Kadir K. (31) Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Çelen çifti tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Kadir K. tutuklandı. Dumandan etkilenen ve yan sokaktaki Özel Tınaztepe Hastanesi'ndeki tedavilerinin ardından taburcu edilen üç kardeş ise devlet korumasına alındı.

İzmirde iki çocuklarını yangında kaybeden çift dehşet gecesini anlattı


Haberin Devamı

'ALLAH KİMSEYE YAŞATMASIN'

 

Olayla ilgili konuşan Ferhat Çelen, bir oto yıkamacıda çalıştığını, kazandığı paranın bir kısmını eşine verdiğini anlattı. Büyük üzüntü içinde olduklarını kaydeden talihsiz adam, "Bizim hakkımızda yanlış yorumlarda bulunulmasını istemiyoruz. Bazı gazetelerde tutuklanan kişi benmişim gibi gösterilmiş. İnsanların buna karşı tepkisi çok büyük, kapıdan dışarıya çıkamaz oldum. Benim yaşadıklarımı, o gece kendi evime gidip gördüklerimi, Allah kimseye yaşatmasın, evlat acısı çok büyük bir şey. O gün Gaziemir'deydim, eşime telefon açtım, harçlıkları kalmadığı için eşimi yanıma çağırdım. Para verdikten sonra beni eve çağırmak istedi ben de Menderes'te yanında kaldığım arkadaşımın evine gideceğimi söyledim. Bunun üzerine kendisi de gelmek istedi. Çocukları sorduğumda, evde mum yaktığını, Helin'in uyanık olduğunu yatarken de mumu söndüreceğini söyledi. Daha sonra Menderes'e gittik. Saat 05.00 sıralarında polis aradı, 'Eviniz yanıyor siz neredesiniz çabuk gelin' dedi. Biz de hemen taksiyle yola çıktık. Geldiğimizde her şey kül olmuştu. Sosyal hizmetlerden gelen yetkililer daha önce eşimden çocukları istemiş, daha iyi bakılacağını ve eğitim alacaklarını söylemişler, eşim de 'Eşimle boşanma aşamasındayız, çocuklar benim her şeyim onları veremem, oturabileceğim bir ev ve bir maaş istiyorum' demiş çocukları vermemiş. Eşime maaş bağlandı ve bu ay para alacaktı, ancak başımıza gelen olaydan sonra hiç birinin önemi kalmadı. Yangından sonra çocuklarımı gördüm sağlık durumları çok iyi ve devlet bizden daha iyi bakacaktır. Annem çocuklarla yurda gitti. Orada onlara güzel bir ortam sağlandı, biz de kendimizi düzeltinceye kadar orada kalacaklar" dedi.

Haberin Devamı

'ÇOK PİŞMANIM, KEŞKE BEN YANSAYDIM'

Gözyaşlarına hakim olamayan Arife Çelen çocuklarını yalnız bıraktığı için çok pişman olduğunu söyledi. Alevlerin arasında can veren minik Helin'in normalde yatak odasında uyumadığını ancak o gün kardeşinin yanında uyumak istediğini belirten anne Çelen, "Çocuklarımı veremedim ama gelip aldılar. İki çocuğumu toprağa koymadan düştüğümüz hal ortada. 'Anne bizi verme oradan kaçarız' dediler içim dayanmadı, devlet korumasına veremedim. Keşke verseydim. Elektrik ve su borçları ödenmediği için kesikti. O gece sarılıp öpüyordum, oynuyorlardı, evi aydınlatması için yaktığımız mumları söndürmesi konusunda kızımı tembihliyordum. O da 'Tamam annecim sen merak etme annecim' dedi. Yatak odasında yatıyorlardı. Aslında orada yatmıyorlardı, o gün 'Anne ben kardeşimin yanında yatmak istiyorum' dedi ben de izin verdim. Nerden bilebilirdim böyle olacağını? Ben çocuğumun verdiği ifadeye inanıyorum o ne diyorsa odur. Bizimle kimsenin alıp veremediği yoktu. Ben sadece eşimin yanına gidip para alıp dönüyordum, sadece o gün için dönmedim. Keşke dönseydim, keşke ben yansaydım. Keşke bırakmasaydım, pişmanım, çok pişmanım. Bundan sonra bir iş bulup çocuklarımı yanıma almak istiyorum. Çocuklarımı kendi ellerimde götürüp yazdırdım okula. Komşularımın da yardımı oldu ama sosyal hizmetlerden gelen yetkililer almasın diye okula yazdırdım iki çocuğumu" diye konuştu.

Haberin Devamı

EVİN KİLİDİ BOZUKMUŞ

Olaydan sonra boşanmaktan vazgeçtiklerini kaydeden baba Ferhat Çelen şunları söyledi; "Olaylardan sonra boşanmaktan vazgeçtik. Bundan sonra düzgün bir yaşam istiyoruz. Devletimizin de bize yardım etmesini istiyoruz. Evimizin yakınında bir eczane var, oranın sahibinin desteği çoktur. Her anlamda eşime ve çocuklarıma sahip çıktı, eşime yardım edip Baran'la Helin'i okula kaydettirdiler. O evde 2 yıldır oturuyorduk, oto yıkamacısıyım. Günlük 50 TL kazanıyorum. Hava kötü olursa izin yaparız, her gün kazancımın bir kısmını eşime veriyordum. Ya o geliyordu ya da ben götürüp veriyordum. Benim çocuğum mangal gibi yürekliydi. Oğlum verdiği ifade, uyudukları sırada eve gelen sakallı bir kişinin, gazeteleri masanın üstünde toplayıp ateşe verdiğini söyledi. Evin kapısı kapalı ama kilit bozuk olduğundan, dışardan biri geldiğinde hafif bir itmeyle kapı açılıyordu. Elektrik ve su kesik olduğundan dolayı ev sahibi evi müteahhide verdiğini söyledi. Biz de maddi imkanımız olmadığı için süre istedik. Bu süre içinde, ev sahibi kira almaya devam etti. 350 TL kira veriyorduk. Ev sahibi bana telefon açtı 'Ya evi boşaltın ya da evi başınıza yıkacağım' dedi. Bu konuşmadan sonra da evin camlarını kırdı. Şimdi kapı ve penceresi kırık bir eve başlarında bir büyük olmadığı bilinirse herkes girip bir şeyler yapabilir. Bu işin altında başkalarının da olduğunu düşünüyorum" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!