Utku BOLULU/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2008 17:11
TÜRKİYE'deki bazı başka illerde de içme suyunda arsenik oranı yüksekliği tespit edilmesine karşın, iki aydır AKP hükümeti ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Melih Gökçek'in CHP'li Aziz Kocaoğlu'nun Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu İzmir'le ilgili açıklama ve eleştiriler yapması olayı siyasi tartışmaya dönüştürdü.
Başkan Kocaoğlu, “Başbakan ve ilgili bakanlar diğer illere verdikleri desteği İzmir'den esirgemesin. İzmir gözardı edilecek, köşeye sıkıştırılarak siyasi manevra yapılacak kent değildir” dedi.
İzmir'in üç ilçesinde Haziran ayında ortaya çıkan arsenikli su krizi, Ağustos ayı sonunda susuzluğun çaresiz bırakması nedeniyle, arsenikli kuyuların devreye alınmasıyla tüm kenti etkiledi. Musluktan akan suyun içilmemesi ve yemeklerde kullanılmaması uyarısı yapılması, İzmirlilerin uzun kuyruklara girip aldıkları memba suları ve damacanalı sularla konu krizden kaosa dönüştü. Büyükşehir Belediyesi, Ağustos ayından geçerli olmak üzere suyun ton fiyatını konutlarda 0-13 ton arası kullanımda 1.19 YTL'den 10 YKr'ye düşürerek, suyu damacanayla alacak abonelerin bütçesine katkı yaptı.
AKP hükümetinin farklı bakanlıkları ile İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin arası önce kuraklığa önlem olarak belediyenin yapmak istediği barajlara onay verilmemesi, ardından da arsenikli su kriziyle açıldı. Büyükşehir Belediyesi'nin 2.15 milyon metreküp kapasiteli Çamlı Barajı projesinin ÇED raporu verilmedi. Ayrıca, 6.5 milyon metreküp kapasiteli Değirmendere ve 3 milyon metreküplük Bostanlı barajları için Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı arazi tahsisleri yapmadı. Kocaoğlu, Bakanlıklara başvurularını yinelerken, öte yandan da İzmir kamuoyuna AKP'nin bu yaklaşımını şikayet etti.
Su tartışması Göksu ve Sarıkız kuyuları kaynaklı arsenik oranı yüksekliği, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Melih Gökçek'in, Kızılırmak'tan Ankara'ya getirdiği sudaki krizi unutturan “İzmir'in suları arsenikli” açıklamasıyla sürdü. İçişleri, Sağlık, Çevre ve Orman Bakanları ortak toplantılarda, İzmir'deki arsenik oranlarına dikkat çekti. Türkiye'deki diğer arsenikli suyun şebekelere verildiği illeri kamuoyuna açıklamadılar. Bu da arsenik ve susuzlukla ilgili tartışmaları, CHP-AKP arasında siyasi atışmaya dönüştürdü. CHP ve AKP milletvekilleri konuyu TBMM çatısı altına da taşıdı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, küresel ısınmaya karşı tasarrufa başlayan, proje üretin, yeni barajlar ve ishale hatları öneren, müracatlarda bulunun ilk belediye olduklarını açıkladı. Kocaoğlu, “Ancak, Biz belediyeyiz. Yukarıda Hükümet var. Onların imzalaması, onaylaması gerekin işler, tahsis etmesi gereken yerler var. 2006 yılından itibaren uğraşmamıza karşın Çamlı Barajı'nın ÇED'ini vermediler. Arazi tahsislerini yapmadılar. Orman arazilerinin tahsisileri de yapılmadı. Değirmendere ve Bostanlı Barajlarının da arazi tahsislieri yapılmadı” dedi. Manisa'da yapımı süren ve su tutulduktan sonra 60 milyon metreküp suyu İzmir'e verilecek Gördes barajının isale hattı ve arıtma projesininin bir an önce bitmesi için devreye girdiklerini söyledi. DSİ'nin isale hattını da belediyenin üstlenmesini isteğini belirten Kocaoğlu, bu işi de yapabilecek güçte olduklarını söyledi.
Kocaoğlu, İzmir'e yeterli desteğin verilmediğini söyledi. Hükümetin İstanbul'a Melen suyunu getirdiğini, DSİ'ye arsenik arıtması yapılması için talimat verildiğine dikkat çeken Kocaoğlu, “Bu desteği İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden, İzmir'de yaşayan 3.5 milyon insandan esirgememesi gerekir. Umutla bekliyorum. Başbakan'a ve bakanlara bu konuda adil davranması için çağrıda bulundum” dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın İzmir'den kat ve kat yüksek olan illerdeki arsenik oranın açıklamak zorunda olduğunu söyleyen Kocaoğlu, “Çünkü bu illerde İl Sağlık Müdürleri'nin gücüyle, tedbirleri almak zorundardır. Kamuoyuyla paylaşmak zorundadır. Malum şahıs (Melih Gökçek) tarafından başlatılan bir süreç var. Ben, devlet geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti'nde, Başbakanlık, bakanlık, belediye başkanlığı düzeyinde politik davranmanın, siyasi rant peşinde hem de devlet eliyle, hükümet, belediye eliyle koşmanın yanlış olduğu kanaaitindeyim” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'na bağlı 57 belediyeden 15'nin AKP'li olduğunu belirten Kocaoğlu, lütfedip başkanlara kendisinin kişi, kurum ve siyasi parti ayrımı yapıp yapmadığını sormalarını istedi. Kocaoğlu, “Ayrım yapmamak gerekir. İzmir'in başka Büyükşehir Belediyesi yok. Türkiye'nin başka Sağlık Bakanı yok. Başka Başbakanı da yok. İzmir gözardı edilecek, köşeye sıkıştırılacak, köşeye sıkıştığırıldığında siyasi manevra yapılacak kent değildir. İzmirliler böyle insanlar değildir. İzmir halkı siyasi oyunlardan dolayı zorlanamaz” dedi.
GEÇ KALMADIKBaşkan Kocaoğlu, İzmir'de arseniklu su için önlemlerde geç kalındığı eleştirilerinin doğru olmadığını söyledi. Arsenik oranı daha yüksek illerde DSİ'nin arıtma yapması için talimatın yeni verdiğinli, İzmir'de ise ilk ihalenin yapıldığını 15 kasım-1 Aralık tarihleri arasında devreye gireceğini açıkladı. Kocaoğlu, “Biz mi geç kalmışız! Hiç bir çalışma başlamamış iller var. Geç kalmadık. İZSU her gün kente 7 bin litre/sn veriyor. Araştırma yapmadan, incelemeden üniversiteler ve bilim adamlarından destek almadan arıtma yapmak, bizim işimiz değil. Bilimsel raporlarla hareket ediyoruz. Geç kaldığımıza inanmıyoruz. Çalışmalar sürüyor. Arıtmalar bitince sorun da bitecek. Okullar açılmaya başladığında öğrencilerin içme suyu sorunu çözeceğiz” dedi.
Kocaoğlu, Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre litrede 10 mikrogram arseniği geçen suların içilmemesi, yemekte kullanılmamasının öngrölüdüğünü, bu kıstasın da 23 Ocak 2008'den itibaren geçerli olduğunu hatırlattı. Daha önce standartın litrede 50 mikrogram arsenik olduğuna dikkat çeken Kocaoğlu, “Sağlık Bakanlığı İzmir'in suyundan kat ve kat yüksek olan illerin arsenik oranlarını açıklamıyorsa demek ki, 50 mikrograma kadar sağlığa zararlı olup olmadığı konusunda sayın Sağlık Bakanı'nın kafasında da soru işaretleri var. İzmirlilerin sağlığıyla yakından ilgilenen Sağlık Bakanı diğer illerdeki vatandaşların da sağlığıyla yakından ilgilenmelidir. İçilemeyeceği,
yemek yapımında kullanılamayacağı ibareleri futara yazılmalıdır. Abonelere bilgi verilmelidir. Biz basın kanalıya açıklamasını yaptık. 1 milyon el ilanını da kapı kapı dağıtıyoruz. Yönetmeliklere uyuyoruz” dedi.
İZMİRLİLER MAĞDUR
Yetkilililerin açıklamaları damacana ve menba suyu içmeye başlayan İzmirlileri de etkiledi. Menba suyu kuyruğundaki İzmirlilerin bir kısmı sudaki arseniği Melih Gökçek'ten öğrendiği için Büyükşehir Belediyesi'ne kızgın olduğunu söyledi. Bazı vatandaşlar ise Aziz Kocaoğlu'nun sorunu çözeceğine inandığını belirtti. Ortak nokta ise menba suyu kuyraklarında beklemekten, damacanalı suyun da pahalılığı oldu. Pek çok İzmirli, musluktan akan suyu içmediklerine dikkat çekerken, kimi ise yemek yapımında da bu suyu kullanmalarının bütçelerini sarsacağından yakındı.