İzmir depremleri hakkında ön rapor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2005 11:16
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM), 17-21 Ekim tarihleri arasında İzmir Sığacık Körfezi ile Seferihisar'da meydana gelen depremlere ilişkin ön değerlendirme raporu hazırladı.
UDİM'den alınan bilgiye göre, ön değerlendirme raporunda, bölgede 17 Ekim 2005 tarihinde saat 08.45'te büyüklüğü 5.7 olan depremle başlayan etkinliğin aynı gün saat 12.46'da büyüklüğü 5.9 olan depremle devam ettiği ve bu zaman diliminde yüzlerce hafif ve çok hafif şiddette depremler meydana geldiği hatırlatıldı.
Depremlerin dış merkezinin Sığacık Körfezi olduğu anlatılan raporda, şöyle denildi: “Depremler, Seferihisar İlçesi ve Uzunkuyu'ya hemen hemen aynı mesafededir, dış merkezlere en yakın ve en büyük yerleşim yeri Seferihisar İlçesi'dir. Depremlerin Seferihisar'a olan uzaklığı ortalama 27 kilometre civarındadır. Dış merkezin İzmir iline yakın olmasından dolayı özellikle İzmir ve ilçeleri, Manisa, Aydın, Balıkesir ve Ege adalarında hissedilmiştir. 17 Ekim depremlerinde can kaybı olmamakla birlikte, özellikle Seferihisar ve Urla'da bazı kötü yapılarda kısmen hasar meydana gelmiştir.”
Raporda, 21 Ekim'de saat 00.40'ta gerçekleşen 5.9 büyüklüğündeki depremin gece olması, özellikle İzmir ile çevresinde kuvvetli bir şekilde hissedilmesi, halkın da paniğe ve korkuya kapılması nedeniyle
birçok kişinin yaralandığı anımsatıldı.
BÖLGENİN DEPREMSELLİĞİ VE TEKTONİK KARAKTERİ
Bölgenin özelliklerine ilişkin de bilgi verilen raporda, şunlar kaydedildi: “Bölge, depremsellik açısından oldukça yoğun bir yöremizdir. Bölge, Batı Anadolu ve Ege'nin genel tektonik rejimi içinde değerlendirilir. Özellikle Seferihisar-Sığacık Körfezleri, Urla, Karaburun Açıkları ve Sakız Adası civarı, yoğun deprem etkinliğiyle dikkat çekmektedir. Ancak bölgede bulunan faylar, genel anlamda büyüklükleri 5.5-6.0 arasında depremler üretirler. Özellikle Karaburun civarındaki depremlerde, deprem oluş düzeni 'deprem dizileri' şeklinde meydana gelmektedir.”
BÖLGEDEKİ ÖRNEK DEPREM DİZİLERİ
Yakın tarihte benzer büyüklükte depremler gerçekleşen bölgedeki örnek deprem dizilerinden birinin “Sakız-Karaburun-Ege Denizi depremleri” olduğu belirtilen raporda, şöyle denildi: “6 Mayıs 1984 tarihinde başlayan deprem dizisi, bölgede haziran sonuna kadar etkili olmuştur. Önce büyüklüğü 5.0 olan deprem, Sakız Adası, İzmir, Midilli ve çevresinde etkili olmuştur. 17 Haziran'da olan 5.0 büyüklüğündeki deprem, yine Sakız Adası'nda, Sisam'da, Midilli, Edremit Körfezi ve İzmir'de etkili olmuştur. 26 Haziran'da ise büyüklüğü 4.9 olan deprem meydana gelmiştir ve deprem etkinliği bir süre daha devam etmiştir.”
Raporda, 12 Kasım 1992 tarihinde Ege-Karaburun'da 4.4 büyüklüğündeki depremin de Midilli, Sakız Adası, Karaburun, İzmir ve civarında etkili olduğu, bölgede büyüklüğü 4.1-4.5 arası 6 deprem meydana geldiği ve bu etkinliğin aralık ayına kadar yoğun olarak devam ettiği kaydedildi.
24 Mayıs 1994 tarihinde Ege Denizi-Karaburun'da 5.0 büyüklüğündeki bir sarsıntı ile başlayan deprem dizisinin ise aynı gün 5.0 ve 4.8 olan 2 depremle devam ettiği, aktivitenin de ağustos ayına kadar sürdüğü belirtildi.
Raporda, 14 Kasım 1997'de Sakız Adası Açıkları-Ege Denizi'nde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin İzmir, Edremit, Burhaniye, Akçay, Ayvalık, tüm Ege ve Marmara bölgesini etkilediği, hemen ardından da yoğun artçı aktivite meydana geldiği ifade edildi.
SON YÜZYILDAKİ ÖNEMLİ DEPREMLER
Bölgede son yüzyılda meydana gelen önemli depremlere de değinilen raporda, bu depremler ve büyüklükleri şöyle sıralandı: “2 Mayıs 1953 Karaburun depremi 5.6, 16 Aralık 1977 İzmir depremi 5.3, 14 Haziran 1979 Karaburun depremi 5.7, 6 Kasım 1992 Seferihisar Körfezi depremi 6.0, 14 Kasım 1997 Sakız Adası Açıkları-Ege Denizi depremi 5.8, 10 Nisan 2003 Urla-İzmir depremi 5.8.”
Aynı bölgedeki deprem etkinliğinin “deprem dizileri” biçiminde sürdüğü ve bu dizilerin genellikle içlerinde birçok diri fay parçası barındıran fay zonlarında görülen bir deprem oluş düzeni olduğu vurgulanan raporda, “Ülkemizde son yıllarda değişik yörelerde bu tür deprem oluş düzenleri görülmektedir. Bunlar 31 Temmuz 2005 Bala (Ankara) deprem dizilerini ve yakın tarihteki Gökova (Muğla), Aşkale-Kandilli (Erzurum) ve Doğubayazıt (Ağrı) deprem dizileridir” denildi. Raporda, deprem dizilerinin bu tür fay zonlarında günlerce, hatta aylarca sürebildiği kaydedildi.
(İSTANBUL (A.A)
Depremlerin dış merkezinin Sığacık Körfezi olduğu anlatılan raporda, şöyle denildi: “Depremler, Seferihisar İlçesi ve Uzunkuyu'ya hemen hemen aynı mesafededir, dış merkezlere en yakın ve en büyük yerleşim yeri Seferihisar İlçesi'dir. Depremlerin Seferihisar'a olan uzaklığı ortalama 27 kilometre civarındadır. Dış merkezin İzmir iline yakın olmasından dolayı özellikle İzmir ve ilçeleri, Manisa, Aydın, Balıkesir ve Ege adalarında hissedilmiştir. 17 Ekim depremlerinde can kaybı olmamakla birlikte, özellikle Seferihisar ve Urla'da bazı kötü yapılarda kısmen hasar meydana gelmiştir.”
Raporda, 21 Ekim'de saat 00.40'ta gerçekleşen 5.9 büyüklüğündeki depremin gece olması, özellikle İzmir ile çevresinde kuvvetli bir şekilde hissedilmesi, halkın da paniğe ve korkuya kapılması nedeniyle
birçok kişinin yaralandığı anımsatıldı.
BÖLGENİN DEPREMSELLİĞİ VE TEKTONİK KARAKTERİ
Bölgenin özelliklerine ilişkin de bilgi verilen raporda, şunlar kaydedildi: “Bölge, depremsellik açısından oldukça yoğun bir yöremizdir. Bölge, Batı Anadolu ve Ege'nin genel tektonik rejimi içinde değerlendirilir. Özellikle Seferihisar-Sığacık Körfezleri, Urla, Karaburun Açıkları ve Sakız Adası civarı, yoğun deprem etkinliğiyle dikkat çekmektedir. Ancak bölgede bulunan faylar, genel anlamda büyüklükleri 5.5-6.0 arasında depremler üretirler. Özellikle Karaburun civarındaki depremlerde, deprem oluş düzeni 'deprem dizileri' şeklinde meydana gelmektedir.”
BÖLGEDEKİ ÖRNEK DEPREM DİZİLERİ
Yakın tarihte benzer büyüklükte depremler gerçekleşen bölgedeki örnek deprem dizilerinden birinin “Sakız-Karaburun-Ege Denizi depremleri” olduğu belirtilen raporda, şöyle denildi: “6 Mayıs 1984 tarihinde başlayan deprem dizisi, bölgede haziran sonuna kadar etkili olmuştur. Önce büyüklüğü 5.0 olan deprem, Sakız Adası, İzmir, Midilli ve çevresinde etkili olmuştur. 17 Haziran'da olan 5.0 büyüklüğündeki deprem, yine Sakız Adası'nda, Sisam'da, Midilli, Edremit Körfezi ve İzmir'de etkili olmuştur. 26 Haziran'da ise büyüklüğü 4.9 olan deprem meydana gelmiştir ve deprem etkinliği bir süre daha devam etmiştir.”
Raporda, 12 Kasım 1992 tarihinde Ege-Karaburun'da 4.4 büyüklüğündeki depremin de Midilli, Sakız Adası, Karaburun, İzmir ve civarında etkili olduğu, bölgede büyüklüğü 4.1-4.5 arası 6 deprem meydana geldiği ve bu etkinliğin aralık ayına kadar yoğun olarak devam ettiği kaydedildi.
24 Mayıs 1994 tarihinde Ege Denizi-Karaburun'da 5.0 büyüklüğündeki bir sarsıntı ile başlayan deprem dizisinin ise aynı gün 5.0 ve 4.8 olan 2 depremle devam ettiği, aktivitenin de ağustos ayına kadar sürdüğü belirtildi.
Raporda, 14 Kasım 1997'de Sakız Adası Açıkları-Ege Denizi'nde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin İzmir, Edremit, Burhaniye, Akçay, Ayvalık, tüm Ege ve Marmara bölgesini etkilediği, hemen ardından da yoğun artçı aktivite meydana geldiği ifade edildi.
SON YÜZYILDAKİ ÖNEMLİ DEPREMLER
Bölgede son yüzyılda meydana gelen önemli depremlere de değinilen raporda, bu depremler ve büyüklükleri şöyle sıralandı: “2 Mayıs 1953 Karaburun depremi 5.6, 16 Aralık 1977 İzmir depremi 5.3, 14 Haziran 1979 Karaburun depremi 5.7, 6 Kasım 1992 Seferihisar Körfezi depremi 6.0, 14 Kasım 1997 Sakız Adası Açıkları-Ege Denizi depremi 5.8, 10 Nisan 2003 Urla-İzmir depremi 5.8.”
Aynı bölgedeki deprem etkinliğinin “deprem dizileri” biçiminde sürdüğü ve bu dizilerin genellikle içlerinde birçok diri fay parçası barındıran fay zonlarında görülen bir deprem oluş düzeni olduğu vurgulanan raporda, “Ülkemizde son yıllarda değişik yörelerde bu tür deprem oluş düzenleri görülmektedir. Bunlar 31 Temmuz 2005 Bala (Ankara) deprem dizilerini ve yakın tarihteki Gökova (Muğla), Aşkale-Kandilli (Erzurum) ve Doğubayazıt (Ağrı) deprem dizileridir” denildi. Raporda, deprem dizilerinin bu tür fay zonlarında günlerce, hatta aylarca sürebildiği kaydedildi.
(İSTANBUL (A.A)