Güncelleme Tarihi:
Festivalin ilk günlerini değerlendiren Dünya Kitle İletişim Araştırma Vakfı Başkanı İnci Demirkol, Ankara seyircisinin festivale artık sahip çıktığına inandıklarını belirterek, “Çok güzel bir seyircimiz var. Festival filmlerinin gösterildiği tüm salonlar doldu. Onun dışında video-art gösterimleri yaptığımız salonlar da çok ilgi gördü” dedi.
Her yıl festivale biraz korkuyla başladıklarını anlatan Demirkol, “'Acaba' sorusu her zaman vardır ama ilk seans sayıları gelmeye başlayınca korku yerini şaşkınlığa bıraktı. Müjdeli haber almış gibi olduk. Seyirci açısından emeğimizin karşılığını aldık” diye konuştu.
Festivalin her yıl biraz daha gelişerek ilerlediğini ifade eden Vakıf Başkanı Demirkol, bunda Kültür Bakanlığı ve 3 yıldır sürekli kendilerine sponsor olan Halk Bankası'nın rolünün büyük olduğunu ifade etti.
Ekonomik sıkıntılar azaldıkça kendilerinin de yere basma ve bastıkları yerden güçlü hareket etme şanslarının arttığını vurgulayan İnci Demirkol, “Eskiden maddi açıdan rakamlar küçük olunca pek çok şeyi eksik bırakmak zorunda kalıyorduk. Bir sanatçıyı Ankara'ya çağırmak bile gözümüzde büyüyordu ama şimdi biz güçlendikçe sanatçıların da ilgisi arttı. Seyirciyi onlarla buluşturabiliyoruz” dedi.
“Festivalin birkaç işi daha var. Birincisi, Türkiye'de gösterilemeyecek filmleri göstermek. Buna çok dikkat ediyoruz ve harcadığımız rakamların çok büyük bir kısmı bu film ücretlerine gidiyor. Dikkatli bir film seçimi yapıyoruz. Kimsenin izleyemeyeceği filmleri seçiyoruz. Seyircinin tepkisi de ona göre iyi oluyor. Seyirciyle sinema yapanı buluşturmak da görevlerimizden biri... Bunu 2-3 düzlemde yapıyoruz. Filmden sonra soru-yanıt şekli bunlardan ilki. 10 tane atölye çalışmamız var. Burada çeşitli sinema profesyonelleri seyirciyle bir araya geliyor ve sabahtan akşama kadar iş çıkarıyorlar. Birlikte tartışıyorlar, deneyimlerini paylaşıyorlar. Müthiş bir ilişki kuruyorlar. Okul gibi diyebilirim. İkinci olarak okuma yapıyoruz. Yani film bittikten sonra sinema hocalarımızla birlikte o filmi hep birlikte paylaşıyoruz. Okula dönüştürdük diyebiliriz.”
Başkente gelen konukların her zaman için Ankara seyircisini çok farklı bulduklarını dile getirdiklerini anlatan Demirkol, “Konuklarımız her zaman Ankara seyircisinin çok dikkatli olduğunu, çok ciddi ve iyi sorular sorduğunu söyler. Ankara'nın tiyatro ve sinema seyircisi her zaman beğenilir” ifadelerini kullandı.
“ÖNEMLİ OLAN YENİ SEYİRCİYE ULAŞMAK”
“Sanat Sokağı” adı altında yaptıkları etkinliklerle festivali herkese duyurmak istediklerini kaydeden İnci Demirkol, meraklısının zaten festivali takip ettiğini ve hatta günler öncesinden telefonlar yağdırarak kendilerine sorular sorduğunu ya da eksiklikler konusunda kendilerini uyardıklarını aktardı.
“Sürekli bizi zorlayan bir seyircimiz var. Yani biz onlara ulaşmadan onlar bizi buluyor zaten” diyen Demirkol, şunları söyledi:
“Önemli olan yeni seyirciye, festivalin, etkinliklerin farkında olmayan seyirciye ulaşmak. Bunu da “Sanat Sokağı” ile yapmaya çalışıyoruz. “Sanat Sokağı”nda çeşitli etkinliklerle Ankara'nın her yerinde - Sakarya'da, Yüksel'de, Tunalı Hilmi'de, AVM'de, Karum'da, sağda solda, parklarda - gruplarımız festivalimizi tanıtıcı küçük sanat etkinlikleri yapıyor. Oradan geri dönüşümler de çok güzel oldu. Çok mutluyuz. Salon sayılarından festivale gelen kişi sayısında kesin bir artış olduğunu anlıyoruz.”