Güncelleme Tarihi:
KİMLER GÖNÜLLÜ
- “Gezi Parkı’nda odanız tarafından koordine edilen tıbbi müdahale ve ‘gönüllü revir’ işlemleri için neden Sağlık Bakanlığı’ndan izin almadınız?
- Sağlık Bakanlığı’nın ambulansları ve tıbbi ekipleri Taksim Meydanı’nda yer almakta iken, hangi gerekçeyle siz de ilave tedavi ekipleri oluşturdunuz?
- Gönüllü revirlerde kimler görev yaptı? Bu kimselerin görev, yetki ve unvanları neydi? Bu kimselerin hastalara müdahale yetkinliğinin ve yetkisinin olup olmadığını nasıl kontrol ettiniz?
- Yaralı ve hastalara müdahale eden sağlık gönüllüleri hangi tıbbi kayıtları tuttular? Bunların yasal dayanakları nedir? İnternet sitenizde ‘Adli Olgu Ön Değerlendirme ve Belgeleme’ işleminden bahsedilmektedir. Bu işlemlerin yasal dayanağı nedir?”
BAKAN: SORUŞTURULUR
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, konuya ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi: “Sağlık hizmeti sunma mekanları ve merkezleri bellidir. Herhangi bir yerde reçete yazmak, tedavi yapmak Sağlık Bakanlığı’nın iznine tabidir. Oluşabilecek herhangi bir malpraktisin (yanlış uygulama) muhatabı ve sorumlusunun hukuken kim olduğu, bilgilerinin toplanması ve doğacak hukuki sonuçların takibi için sistemin, düzenin olması gerekir. Dolayısıyla düzenin ve sistemin kurulması adına bölgedeki tüm özel ve kamu hastanelerine gelecek yaralı hastalarla ilgili bilgi akışının sağlıklı olmasıyla ilgili duyurular yapıldı. Yasadışı veya izin dışı uygulamalar yapıldığında savcılık gereğini yapar.” Müezzinoğlu, “Sağlık Bakanlığı bünyesinde böyle görev yapan doktorlara yönelik bir soruşturma var mı?” sorusuna ise “Mesai saatinde, mesaisini bırakıp bir başka yere gittiyse tabii ki soruşturma yapılır” karşılığını verdi.
YARDIM ETMEMEK SUÇ
Gezi Parkı merdivenlerinde konuşan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Taner Gören, “Sağlık Bakanı göreve geldiğinden beri yaptığı en somut icraat budur. Biz eğer yaralananlara yardım etmeseydik suç işlemiş olurduk. Hipokrat yemini ettik. Yol ortasında biri kalp rahatsızlığı geçirse ben müdahale etmeden önce gerekli yerlerden izin mi almalıyım? Bizim diplomamız, yeminimiz bize her türlü yetkiyi verir. Eğer Gezi Parkı’ndaki o revir olmasaydı çok insan hayatını kaybedebilirdi. Ben yoğun gaz altında insanlara müdahale ettim. Eğer soruşturma açılmışsa da onur duyarım” dedi.
HEPSİ ONURUMUZ
Hekimler ve sağlık çalışanları adına konuşan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Dr. Osman Öztürk ise şunları söyledi: “Türkiye’de doktorlar ve tıp öğrencileri insanlık dersi verdi. Açılan soruşturmayla ilgili bizim cevabımız şudur: 18 gündür şiddete, vahşete, zulme, faşizme karşı direnen bütün yurttaşlarımız bizim onurumuzdur. Direnirken yaralanan, acı, ızdırap çeken, ağrılar içerisinde kıvranan, acil müdahaleleri tarafımızdan yapılan bütün hastalarımızın bilgileri bizim teminatımız altındadır. Gece gündüz demeden gaz bombalarından, tazyikli sulardan, TOMA’lardan korkmadan yaralı direnişçilerin yardımına koşan bütün meslektaşlarımız bizim onurumuzdur. Tek bir hastamızın, tek bir meslektaşımızın dahi ismini vermeyeceğiz.” İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu da inceleme başlatanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Doktorların yanıtı
TÜRK Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası, inceleme kararını protesto etti. “Tek bir hastamızın, tek bir meslektaşımızın ismini dahi Sağlık Bakanlığı’na vermeyeceğiz” yazılı pankartla Gezi Parkı’na gelen doktorlara yüzlerce vatandaş destek oldu.
DÜNYADAN ERDOĞAN’A MEKTUP
Dünya Tabipler Birliği (DTB) Başkanı Dr. Cecil Wilson, Başbakan Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak, Gezi Parkı olaylarında sağlıkçıların yaralananlara camilerde, lokantalarda ve evlerde hizmet verdiğini belirterek, bu kişilere karşı şiddet uygulanmaması gerektiğini bildirdi. Wilson, “Tıbbi tarafsızlık ilkesine tam olarak saygı gösterilmesi ve tüm sağlık çalışanlarının kime yardım ettiklerine bakılmaksızın korunması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.