Güncelleme Tarihi:
Mutlu olmak her insanın arzusudur. Özellikte günümüzde neredeyse 'her şey mutluluk için' sloganı ile yaşanır oldu. Kişinin mutlu olmasının iyicil veya kötücül yanlarıyla ilgili tarafı var mıdır? Bir başka deyişle mutluluk yolunda yürüyen kişiyi iyimserlik veya kötümserlik nasıl etkiler?
Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu konuda dikkat çekici görüşlere sahip… Tarhan'a göre, insanın mutlu olması için yaşadıklarını doğru algılaması çok önemli… Prof. Tarhan aynı konumdaki insanların farklı bakış açılarının, hayata yükledikleri anlamı değiştirebileceğinden söz ediyor.
Tarhan'a göre, basit bir hadise, bir kişiyi mutlu ederken, diğer kişiyi gerip huzursuz edebilmektedir. İyi niyetli bir kişinin, bir arkadaşının yanından kendisine selam vermeden geçmesi halinde bile, "Herhalde beni görmedi, eğer olumsuz bir şey düşünürsem yanılabilirim" şeklinde düşünür ve olayın üzerinde durmaz diyen psikiyatri uzmanı Tarhan, kötümser kişinin şu şekilde düşündüğünü aktardı:
"Kötümser kişi aynı olaya; "Bu adam zaten beni sevmiyor. Hakkımda fenalık düşünüyor olmalı ki, merhaba bile demeden yanımdan geçti." Tarzında düşünür. Tarhan, iyimser kişilerin, olumsuz durumlara hazırlıklı olmalarına karşın devamlı olumlu olanı beklediklerini belirtiyor ve tedbirli iyimserliğin, insanın güçlüklerle mücadele etmesini kolaylaştırdığını pek çok olayda gözlediklerini ifade ediyor. 'Duyguların Dili' adıyla pek çok konuya açıklık getiren Tarhan, zorlukların yenilmesinde anahtar duyguların iyimserlik ve ümit olduğunun bilinmesi ve hiç unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, iyimserlik ve ümit duygusunun beyinde canlılık meydana getirdiğini aktarıyor. 'Önemli hastalıklarda pozitif duygular gelişirse beyin morfin benzeri doğal maddeler salgılar ve bu maddeler bağışıklık sistemini güçlendirdiği için hastalık daha kolay yenilir' diyen Tarhan olumlu bakış açısının beden sağlığına da faydasının olduğunu dikkat çekiyor. Anti-aging yani yaşlanmayı geciktirme çalışmalarında, kişinin yaşam felsefesi önemli olduğunu ve iyimser insanların daha geç yaşlandığı, zihin ve beden sağlıklarının diğerlerinden daha iyi olduğunun bilindiğini söylüyor. Tarhan sorularımızı yanıtlarken, son yıllarda yapılan araştırmalardan örnekler vererek olumlu düşünen kimselerin daha az hastalandıklarının tespit edildiğini ifade ediyor.
İnsani Değerler ve Ruh sağlığı Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tarhan'a göre sık sık grip olmakla kötümserlik arasında paralellik vardır. İyimserlerin bağışıklık sistemlerinin güçlü olması vücut dirençlerini yükseltmekte, bu da hastalıkları kolayca yenmelerine yardımcı olmaktadır. Tarhan şu önemli bilgiye yer veriyor konuşmasında: 'Psikonöroimmünoloji denilen, kişinin ruh halini, sinir sistemini ve bağışıklık sistemini inceleyen bilim dalı kapsamında yapılan çalışmaların, sinir sistemi ile kemik iliğinin antikor üretmesi arasında bağlantı olduğunu ortaya çıkarmıştır.'
İyimserlik Geleceği Etkiler
İyimserlik duygusunun, gelecekle ilgili beklentilerde önemli rol oynadığını aktaran Tarhan, bunun kişiye kendi kendini harekete geçirme özelliği kazandırdığından bilhassa akademik başarıda bu duygunun payının büyük olduğu görüşünde.
Kötümser insanlar genellikle kaygılı, çalışma şevki, motivasyonu ve hareket kabiliyeti düşük kişilerdir diyen Tarhan, bu da insanın geleceği algılamasında, hayat başarısında belirleyicidir tezini savunuyor. İyimser insanın, yaşadığı zorluklarda farklı planları devreye sokarak bir şekilde çıkış yolu bulduğunu, fakat bu bakış açısından yoksun kişinin, olaylar karşısında yenilgiyi baştan kabul ettiği için motivasyonunun kırıldığını anlatıyor. Tarhan'a göre mutlu ve başarılı olmak isteyenler için, iyimserlik, hem duygu hem de erdem boyutuyla temel kavramlardan birisidir.
Konuyla ilgili bilgisini aldığımız Tarhan, duyguların eğitiminde iç gözlemin çok önemli olduğu görüşünde. İçgörü sahibi insanların, iyi yanlarını pekiştirmeye çalışırken, kötü özelliklerini kontrol altında tutabildiklerini gördüklerini söyleyen Tarhan sözlerine şunları ekledi: Bu çaba içerisindeki insan mutluluk yolunda ilerleyebilir. Aksi halde olaylar karşısında tamamıyla iyimser ya da tamamen kötümser olmak mümkün değildir.