Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2005 00:00
SEVGİLİ okuyucularım, ülkemizde son günlerde meydana gelen terör olaylarının kısa bir anımsatmasını yapmak istiyorum. Türkiye’nin ve özellikle devletin ne duruma düşürüldüğünü bir kez daha görelim.Hakkári’de toprak yolda mayın. 4 askerimiz şehit.PKK, karayolunu kesip askerimizi kaçırdı.Bingöl’de belediye başkanı kaçırıldı. Tunceli Valisi’nin arabası geçerken toprak yolda mayın patladı. Vali şans eseri kurtuldu. Tunceli Valisi bir köye giderken 1 kilometre kala geri döndürüldü. Köyde kendisine suikast yapılacaktı. Hakkári’nin içinde otoparkta bomba patladı. 2 askerimiz şehit. Şemdinli’de bomba patladı. 5 askerimiz şehit. Bingöl Valisi ile 3 milletvekili toprak yolda giderken mayın patladı. Vali ve milletvekilleri birkaç saniye ile kurtuldu. İstanbul Pendik’te çöp kutusunda bomba patladı. Ana kız can verdi. Çeşme ve Kuşadası’nda bombalar patladı. Kuşadası’nda turistler dahil 5 kişi öldü. Gümüşhane’de nöbet tutan askerimiz şehit edildi.İstanbul’da talim yapan askerler silahla tarandı. Bunları -aklımda kaldığı kadarıyla- ve tarih sırası gözetmeden yazıyorum. Unuttuklarım da olabilir.* * *Genelkurmay Başkanı ise önceki gün yaptığı konuşmada yakınıyordu! ‘Terörle mücadeleye KISITLANMIŞ YETKİLERİMİZE rağmen devam ediyoruz.’İşte, anahtar cümle bu! İktidar, AB öyle istiyor diye anayasa ve yasalarımızı suçlular ve teröristler lehine değiştirdi. MGK’nın içini boşaltıp işlevlerini yok etti. Terörle Mücadele Yasası, Ceza Yasası ve ötekiler aynı akıbete uğradı. Bütün bunlar olurken, ülkede AB nutukları atılır ve AB martavalları ile toplum kandırılırken, ben şahsen burada nice yazılar yazdım. Yırtındım. ‘Yapmayın etmeyin, bu yanlışlara düşmeyin, AB bizi hiçbir zaman almayacak, Türkiye’nin üzerinde oyun oynuyor’ diye feryat ettim! Gerçekleri şimdi gördüler ama iş işten geçtikten sonra! Şimdi Genelkurmay Başkanı ‘kısıtlanmış yetkilerinden’ söz ediyor! Biz beklerdik ki olacakları önceden görsün ve AKP hükümeti bu yetkileri AB hülyaları uğruna kısıtlarken karşı çıkabilsin. Ama olmadı. Hep sessiz kalmayı tercih etti. ‘Aman, sayın hükümetimizin AB yoluna biz taş koymuş olmayalım’ düşüncesi egemen oldu. Benim gibi milyonlarca insanımız neye kahroluyor biliyor musunuz? Bunların hiçbiri ülkemizin çıkarları doğrultusunda yapılmadı. AB emir verdi, hükümet onların emirlerini yerine getirdi. Şimdi AB kapılarında yine yalvarıyorlar ama iş işten geçmek üzere. İşte karşımızda Kıbrıs. İşte karşımızda Kuzey Irak. İşte azgınlaşan terör. Şehit cenazeleri. Elálemin kapılarında esas duruşta beklemekten, onlardan emir ve direktif alarak Türkiye’yi yönetmeye kalkışanlar işte bu durumlara düştü! Onların keyfi gıcır. Onların saltanatı yerinde... Çünkü devlette kadrolaştılar, ihale ve alımları adamlarına verip köşe döndürdüler. Ama bu ülkede her gün şehit cenazeleri kalkıyor. Daha da kalkacak. Bunun bedelini ödeyen henüz olmadı. (Gözlerden kaçan bir olayı daha anımsatmak isterim. PKK tarafından kaçırılan askeri bıraksınlar diye PKK yandaşlarından bir heyet oluşturulduğunu ve bu heyetin gidip askeri aldığını biliyor musunuz? Hem de Tunceli’ye sadece 15 kilometre uzaklıkta bir yayladan! Devlet bu duruma düştü.) * * *Bir ülke onurunu yitirirse, el kapılarında böyle ağlaşıp yalvar yakar olursa, sonuç işte budur. O zaman küçücük Kıbrıs Rum Kesimi bile sana açıktan posta koyar, Fransa gibi ülkeler Rumları resmen tanımanı ister ve Başbakan ‘Çok üzüldüm’ demekle yetinir! Ya da Kuzey Irak’ın dört bir yanına PKK bayrakları çekilirken, orada bağımsız Kürdistan devleti kurulmak üzere iken senin Dışişleri Bakanı’n ‘Gelişmeleri çok yakından izliyoruz’ gibi çaresizliğini kanıtlayan inciler saçmak zorunda kalır! Türkiye sarsılırken, bütün bunlar olurken taşın altına kim elini sokacak? Bilinmiyor!Peki yönetim kadrosu nerede? Dışişleri Bakanı İstanbul’da Suudi şeyhi Yamani’nin kızının dillere destan düğününde! Başbakan Antalya’dan sonra bu kez Ekinlik Adası tatilinde! İyi eğlenceler beyler!.. İyi tatiller!..
button