Güncelleme Tarihi:
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Ali Ağıralioğlu, cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP'yi ziyareti ve HDP'nin aday çıkarmama kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ağıralioğlu, "Biz bugün çok önemli bir eşiğe geldik. Vicdan sıkışmıştır, tercih sıkışmıştır, tarih, talih sıkışmıştır, hukuk sıkışmıştır, hak sıkışmıştır. Millet tercihiyle baş başa kalamamıştır, tercih sıkışmıştır. Bugün de yaşanılan bu sıkışmışlığa can suyu vermek için geldik" dedi.
"MÜNASEBETSİZ İTTİFAKLAR"
Ağıralioğlu, başta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener olmak üzere partinin tüm organlarının geceyi gündüze katarak 5 yıldır millet için çalıştıklarına vurgu yaparak, "Tarihin bizi sıkıştırdığı yerde bir takım siyasi kararların doğru izah edilmesine çalışıyorum. Bu sistemin bize dayattığı bir iklim içerisinde konuşuyoruz. Münasebetsiz ittifakların, saçma sapan pazarlıkların, kirli hesapların, asla bir araya gelmeyecek beraberliklerin, besleyeni, gerçekleştireni, tahakkukunu gizleyeni olan bu 50+1’in memlekete yapılmış en büyük kötülük olduğunu söyleyenlerdeniz" diye konuştu.
"BİZE PUSU KURULMASINDAN RAHATSISIZ"
Ağıralioğlu, 6’lı masayı kurarken nasıl yola çıkıldığına ilişkin ilkeleri hatırlatarak, "Milletinizi duymak, istişare etmek, 'mutabakat' dediğiniz şeye sadakat göstermek zorundasınız. Millete umut olarak kurduğu masada Meral Akşener, bir siyasi dayatmaya maruz kaldığı için itiraz ediyoruz. İYİ Parti bu süreç başladığından beri ‘millet kazanacak’ diyen sözlerin sahibidir. Kurucusu olduğumuz masada bize pusu kurulmasından rahatsızız. Rahatsızlığımızı ilk andan itibaren ifade ettik diye; sırf kaybetme endişesi duyuyoruz diye, bize küfredilmesinden rahatsızız" dedi.
"SİZ GELMEDEN KÖR VE SAĞIR OLDUNUZ"
Ağıralioğlu, 'kazanamaz', yahut 'kaybedebilir miyiz?' endişeleri olduğunu ve itiraz ettiklerini ifade ederek, "Kemal Bey'in adaylığına değil, adaylık iradesi taşımasına da değil, Kemal Bey'in adaylığını dayatmasına, mutabakatın ihlal edilmesine itiraz ediyorum. Cumhurbaşkanlığına anasının ak sütü gibi helal duyguyla talip olmaya hakkı vardır. Umut olarak kurulmuş masanın başka bir gündemle iktidar heveslerinin aparatı olarak dönüştürülmesine karşı çıktık. Biz umut olarak kurulmuş bu masada, ümitlerine pusu kurulmuş bir partiyiz. Biz kimsenin mezhebine, inancına hürmetsizlik edecek kadar kalbi kararmış değiliz. Ama süreci doğru yönetemediğimiz için İYİ Parti'nin 5 yıllık emeklerinin iktidar olma heveslerine kurban edilmesine itiraz ettik. İktidar 10 yılda milleti görmez oldu, siz daha gelmeden kör ve sağır oldunuz. Muhalefet görevini unuttu. Memleket mücadelesinde yüzde 75-80'lerin konuşulması gerekirken, şimdi iktidarı matematiğe çevirdiniz. İktidarın yüzde 50'sinden 15-20 alamayan muhalefet, cumhurbaşkanlığı makamını bölücülüğün pazarlık masasına gelmesine sebep olacak şekilde yönetti" dedi.
"BİZİ TEDİRGİN EDİYORSUNUZ"
Ağıralioğlu, "Siz dün 'iktidar yaptı' diye kızdıklarınıza, kendiniz de alet olup benzerseniz, o zaman iktidara gelmenizin ne anlamı var? Siyaseti bu popülizmle yapacaksanız mücadele etmenin ne önemi var? Ben bugün bu itirazları yapıyorum, sebebi şudur; 5 yıl sonra 'milletim bizi bağışla biz kandık' dememek için söylüyorum. Meral Akşener itiraz ediyor diye, kaybetme endişesi duyuyor ve buna saygı duyulması gerekiyorken, bu kaybetme endişesine küfrediyorsanız, 'kaybeder miyiz' korkusu duyanlara 3 gün boyunca 30 yıllık küfrediyorsanız, siz iktidara gelince, güç elinize geçince, ne yapacağı kestirilemez bir iradeyi temsil ediyorsunuz. Dolayısıyla bizi tedirgin ediyorsunuz. CHP'nin yaşadığı bu 'kazanabiliriz' duygusunun en büyük mimarı olan bir partiye 3 günde 25 yıllık küfür edildi. Siz elinize güç geçince bize ne yapacağınızı göstermiş insanlarsınız. Siz bize ihtiyacınız olmadığını düşündüğünüz andan itibaren bize parmak sallarken tahammül eşiklerinizin olmadığını gösteren insanlarsınız" dedi.
Ağıralioğlu, 6’lı masanın kurulma amacına değinerek, "'Güçlendirilmiş parlamenter sistem' diye yola çıkıldı, 'güçlendirilmiş Kemal Kılıçdaroğlu modeli' memlekete umut olarak sunuldu. İYİ Parti tahammül eden, susan taraf oldu. Bugün de aynı şeyi yapıyor. Bu pişmemiş aşı millete yedirmeye heves etmek milletin karnını ağrıtmaktır" diye konuştu.
"OYUNUZA TALİBİZ, SİZİ DE MUHATAP ALMIYORUZ"
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, HDP’yi ziyaretinin ardından, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını açıkladığını hatırlatan Ağıralioğlu, şöyle dedi:
"HDP aday çıkarmama kararı almış, HDP'nin içinde olduğu bir denklemde, ‘biz terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayız, pazarlık vesilesi yapmayız’ dedik. Yavuz Ağıralioğlu için şartlar hiçbir zaman değişmez. Bu ilkesizliğe göz yumamayız. Biz bölücüleri dinlemeyiz, çocuk katillerini dinlemeyiz. Devlete 'katil' derken gösterdiğiniz cüretkarlığı, bir kere PKK'ya 'katil' derken gösteremediniz. PKK'ya 'katil' diyemeyenlerin, övenlerin oyuyla pazarlık ettiği masadan şantaj dilini kapatmak zorundayız. HDP'nin bu iklimde, 'bizim oyumuza talip oluyorsunuz da bizimle neden muhatap olmuyorsunuz' beyanatlarıyla toparlanacak süreç değildir bu. Evet bütün oyunuza talibiz, sizi de muhatap almıyoruz. Sebebi şu; siz devletinize, devletinizin varlığına, milletinizin beraberliğine, bu topraklardaki kadim beraberliğimize pusu kuran her alçak organizasyonun öyle ya da böyle iliştiği, Türk devletinin her aleyhine tertibin içerisinde parmak izleriyle göründüğünüz insanlarsınız, siz problemli insanlarsınız. Memleket meselelerini şantaja dönüştürmenize asla razı olmayacağız. Ben terörün gölgesinin düştüğü yerde devletin makamlarının örselenmesine razı değilim."
Ağıralioğlu, "Adaylık sürecindeki tüm bu usulsüzlükleri reddediyorum. Adaylık sürecinin içerisinde cumhurbaşkanlığı makamının HDP gölgesinde kalmasını makbul bulmuyorum. Çerçevesi bu olan bir itirazla, bu sürecin içerisinde bulunuyorum. Bu süreç nereye kadar giderse orada milletime verdiğim sözle, milletim için adanmış olduğum bu hayatın kalbiyle iradesiyle yürümeye devam edeceğim" değerlendirmesinde bulundu.
"ADAYLIK BAŞVURUSU YAPMADIM"
Yavuz Ağıralioğlu TBMM'de düzenlediği basın toplantısının ardından soruları yanıtladı. "Bundan sonraki süreçte ne yapacaksınız? İstifa edecek misiniz? İtirazınız, istifaya dönüşür mü?" sorusuna cevap veren Ağıralioğlu; itirazının, İYİ Parti'nin hassasiyetlerinin doğru anlaşılabilmesi çerçevesinde kamuoyuyla paylaşım yaptığını belirterek, "Benim üzerimden, benim bu hassasiyetimle, kendi irademi bu masada konuşulanlardan çekme irademi partime hakarete dönüştürülmesine müsaade etmem. Ben itiraz etsem de bu itirazımın sonuçları nereye gitse de benim üzerimden İYİ Parti'nin milliyetçiliğine, vatanseverliğine, genel başkanından en alt kademedeki mensubuna kadar bir arkadaşımın töhmet altında bırakılmasına müsaade etmem. İYİ Parti'de devletine, milletine düşman olan bir alçağa 'terörist' demeyecek bir tane namussuz yoktur. Bir PKK'lıya tebessüm edecek, bir PKK'lının varlığından rahatsız olmayacak bir tane alçak yoktur bizim içimizde. Ben siyaset pratiğini; sözüyle şahsiyetini, haysiyetiyle iradesini birleştirme üzerine yapmış bir kardeşinizim. Ben kendi tercihimi, böyle yapmak zorundayım. Milletim beni dün öyle söyledi, bugün böyle söylüyor diye sevseydi; dün öyle söyler, bugün böyle söylerdim" dedi.
"HDP, TÜRK DEMOKRASİSİNİN ŞANTAJCISINA DÖNÜŞMÜŞTÜR"
Ağıralioğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Önümüzdeki süreçlere, yürüyeceğimiz yola, edeceğimiz siyasete kilometre taşları döşüyorum. Milletin bizim yürüyeceğimiz yolda hangi ilkelerle göreceğini, millet vicdanına ihbar ediyorum. Biz 'kazanmak için her yol mübah' görenler değil, biz Türk milletini bu yoksullukta, yolsuzlukta bu kıskaç içerisinde sarıp sarmalayacaksak partileri ayırmadan bütün bir milleti sarıp sarmalayacağız. Cumhur İttifakı'nın şu anda etrafında toplanmaya, milleti toplamaya çalıştığı yere kalbimizle buna itiraz eden Millet İttifakı'nın da aslında namus borcu bilmek zorunda olduğu hassasiyet iklimine de aslında aklımızla kuvvet vermeye çalışıyoruz. Bu mesuliyetle itiraz ediyorum. İlkesizliği kabul etmiyorum. Bu mesuliyetle masanın, cumhurbaşkanlığı sürecinin, seçimin bir pazarlık konusuna dönüştürülmesine razı olmuyorum. Terör gölgesinde yapılan seçimin, terörün masada oy hesabı parmak hesabı yapılarak siyaseti kirletmesini doğru bulmuyorum. HDP, Türk demokrasisinin şantajcısına dönüşmüştür. Dönüp Cumhur İttifakı'na ve Millet İttifakı'na bize mahkumsunuz diye parmak sallamak bu 50 artı 1 sisteminin onlara sunduğu imkanı şımarıkça kullanma hevesidir. Bu hevesin içerisinde olmaları, onların hakkı olabilir. Ama bizim de mesuliyetimiz, devlet makamlarını bu kabil bir şımarıklığın hedefi olmaktan çıkarmaktır. Sorumluluklarımızdan birisi de budur."
Ağıralioğlu, "İlerleyen süreçlerde itirazların ve şantajın artması üzerine iktidara gelirseniz ne yapacaksınız?" şeklindeki soruyu, "Kırmızı çizgilerimizi Genel Başkanımız da çok iyi ifade etti. Bizim partimiz var. Herkesin bir partisi var ama hepsinin üstünde bir devletimiz var. Hepsinin üstünde bir milletimiz var. Hiç kimseyi tanımayız. Devlet varlığımıza, millet varlığımıza, vatanımıza güvenliğimize, sınırlarımıza, milli stratejik irademize hiç kimseyle pazarlık yapmayız. Benim kalbim buradadır. İYİ Parti'nin siyasi tercihlerini bundan sonra İYİ Parti'nin sözcü ve yetkililerine sormak zorundasınız" diye yanıtladı.
"BEN O OYLAMADA YOKTUM"
Ağıralioğlu, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı için dün parti olarak bir grup kararı aldınız. Partinizin bu kararı yeniden mi gözden geçirmesini istiyorsunuz?" sorusuna, "Partimizin yetkililerine soracaksınız. Ben partim adına konuşmuyorum. Ben kendi adıma konuşuyorum. Ben o oylamada da yoktum" dedi.
"HUZURSUZLUK ÇIKARMAYA, ANLAŞMA BOZMAYA GAYRET ETMİYORUM"
İstifa edip etmeyeceğine ilişkin de Ağıralioğlu, "Benim bu itirazım, Türk demokrasisinin problemlerinden birisi, parti içi demokrasinin hemen finale dönmesidir. Ben itirazımı, milletin duyacağı, kalbinin, vicdanının beni anlayacağı şekilde söylüyorum. İtirazımın sonuçları nereye varırsa, ben o sonuçları bedel olarak da ödemeye razı olan tarafı temsil ediyorum. Huzursuzluk çıkarmaya, anlaşma bozmaya gayret etmiyorum. Türk demokrasisinin bana verdiği hakkı kullanıyorum. Haramla, yalanla kazanmaktansa doğrulukla kaybetmeyi göze alanlardanız. PKK'ya müsamaha yok, bölücülüğe, cüretkarlık imkanı tanımak yok" değerlendirmesinde bulundu.
YENİDEN ADAYLIK BAŞVURUSU
Ağıralioğlu, milletvekili adaylığı başvurusunda bulunup bulunmadığına yönelik soruya da aday adaylığında bulunmadığını açıklayarak, bundan sonraki süreçte partisinde nasıl bir yol izleyeceğine ilişkin, "Başvuru yapmadım. Ben itirazlarımı yaptım. Partimizde siyasi olarak yetkili kurulları ne dilerlerse öyle yaparlar. Ben itiraz ediyorum, itirazlarımla yürüyorum. Genel Başkan'ın 'vicdanınız ile benim talimatlarım arasına sıkışırsanız' diye mümtaz bir tembihi vardır. Ya da 'grup kararıyla vicdanınız arasına sıkışırsanız asla vicdanınızı terk etmeyin' talimatı, hem gücüm hem kuvvetim hem de irademdir" dedi.
"PARTİNİN YETKİLİSİ OLARAK DEĞİL, KENDİ ADIMA KONUŞUYORUM"
Ağıralioğlu şöyle devam etti:
"Partinin yetkilisi olarak değil, kendi adıma konuşmuyorum. Daha önce de 'terörün gölgesinin düştüğü yerde olmam' dedim. HDP'nin PKK'yla eşitlenen siyasi hesapsızlığına itiraz ettim. Bunları dememiş gibi davranmamı istiyorsanız ben bunu yapmayacağım. Eğer bu devam ederse 'Ben bu vebale ortak olmayacağım' diyeceğim. Hukuk ihlalini kimin yaptığı değil, kimin neyi ihlal ettiğini konuşacaksınız. Ben burada vicdanla konuşuyorum. Türk milleti kendi problemlerine söven adamlardan yoruldu. Problemi çözen bir irade lazım. Muhalefetin vazifesi iktidara benzememektir. Ahlaki üstünlüğü kaybetmemek lazım. Ben bu itirazların bedelini ödeyerek bugünlere geldim. Sonucu nereye giderse o bedeli öderim."
"ARKADAŞLAR İZLEMESİNİ (AKŞENER'İN) FAYDALI GÖRÜYORLARSA İZLETİYORLARDIR"
Bir başka soru üzerine Ağıralioğlu, basın toplantısından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bilgisinin olmadığını belirterek, "Şimdi takip etme fırsatı varsa izliyordur ya da arkadaşlar izlemesini (Akşener'in) faydalı görüyorlarsa izletiyorlardır. Her tarafta milliyetçilik merkezli tanımın içerisine kendini sokan, siyasi aidiyetleri dolayısıyla uzun siyasi mücadelelerden gelen bir dünya siyasi ekol vardır. Bu siyasi ekollerin her biri birbirleriyle münasebetlerinde özensiz bir dil kullanıyorlar. Bu özensizliğin sebep olduğu bir süreç de var. Yani bugün yüzde 3'e, 5'e, 1'e, yarım oylara, hatta sandığa girmemiş olduğu halde oyları üzerinden devlet millet imkanlarının tarafı haline getirilen bir sistem yaratıyoruz. Seçime girmemiş, sandık görmemiş, oyunun ne olduğu belli değil ama memleket yönetiminde nüfuzu var, inisiyatifi var. Buna sebep olanların başında Türk milliyetçilerinin dağınıklığı, başka partilerde birbirlerini itham ettiğini düşünenlerdenim. Bu seçim bunun son seçimidir diyorum. Önümüzdeki seçimin belirleyeni, yöneteni, imza atanı, karar vereni, program uygulayanı biz olacağız" diye konuştu.