<B> Merve YENAL</B>
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2004 21:40
25 yıldır mimarlık sektörünün içinde olan ABD'li mimar Frederick Fisher 24 Şubat'ta gerçekleşen 'Mimarlıkta Farklı Kesitler' paneli için İstanbul'daydı. ‘‘Mimarların favori projeleri bir sonraki projeleridir‘‘ şeklinde konuşan Fisher iyi bir mimar olmanın sırlarını anlattı.
Hollywood yıldızlarından Bette Midler'ın evinin dekorasyonu, Beverly Hills Tenis Kulübü, Venedik'te Nort Venice Boulevard Stüdyoları, Tokyo'da West Shinjuku Stüdyoları... Ve buna benzer 100'ün üzerinde proje. Hepsinde ABD'li mimar Frederick Fisher'in imzası var.
Fisher, Sedeko Mimarlık ve VIP Congress tarafından 24 Şubat'ta düzenlenen 'Mimarlıkta Farklı Kesitler' paneline katılmak üzere İstanbul'daydı. Bundan böyle Türkiye ve yurt dışındaki projelerde Sedeko Mimarlık'la işbirliği yapacak olan Fisher'a göre iyi bir mimar olmak için birçok farklı alana ilgi duymak gerekli.
Fisher, Cleveland'da doğmuş. Babası da mimar olduğu için ailesinde hep mimari konular konuşulurmuş. Oberlin College'de sanat tarihi ve sanat üzerine eğitim almış. Mezun olduktan sonra ‘‘ben sanatçı değil, mimar olmak istiyorum‘‘ diyerek UCLA Mimari ve Şehir Planlama Yükseklisans Okulu'na girmiş. Burada mimarlık üzerine master yapmış. 1978'den 1980'e kadar ünlü mimar Frank Gehry'nin yanında çalışmış. 1980'de Gehry'nin yanından ayrılarak kendi adını taşıyan mimarlık bürosunu kurmuş.
MÜŞTERİ TATMİN EDİLMELİ
Kısa süre sonra şirkete iki mimar daha ortak olmuş. Böylece, Frederick Fisher and Partners adlı mimarlık şirketinin temelleri atılmış. Bugün şirkette biri Türk olmak üzere 20 kişi çalışıyor. Bunlardan 16'sı mimar, geri kalanı ise idari işlere bakıyor. Fisher'a göre bir mimari projenin kalitesi uygulanabilir olmasından geçiyor. 'Kağıt üzerinde' kalan projeleri başarılı bulmayan Fisher ‘‘ekonomideki iniş çıkışlara rağmen 25 yıldır bu sektörde kaldım, müşterilerim benden vazgeçmedi‘‘ diye konuşuyor: ‘‘İlk önce müşterilerinizi tatmin etmelisiniz. Bizim başarılarımız hep ağızdan ağıza yayıldı. Yaptığımız müze, galeri, villa projeleri hep referanslarla gerçekleşti.‘‘
Bahçeye ve güneş ışığına dikkat!
Fisher, yeni bir projeye başlarken önce o işin beklentilerini ortaya çıkardığını söylüyor. Müşterinin taleplerini, projenin yapılacağı alanın durumunu ve kendi yaratıcı fikirlerini harmanlayarak işe koyulduğunu anlatıyor:
‘‘Yaptığım bütün projelerin, içinde bulundukları çevreye uyum sağlamasına dikkat ediyorum. 'Elimdeki şartlardan nasıl bir avantaj çıkarırım?' diye düşünüyorum. Mutlaka bir bahçenin ya da açık alanın olmasına ve binanın güneş ışığı almasına dikkat ediyorum.’’
Şehrin dokusuna göre proje
Frederick Fisher and Partners, dünyaca ünlü Architectual Design (AD) dergisi tarafından '100 Mimarlar' grubuna seçilmiş. Fisher bu başarısının ardında farklı dalları birbiriyle harmanlamasının yattığını söylüyor: ‘‘Bizim işimiz bölgenin dokusuna duyarlı olmak zorunda. New York'ta yaptığım bir proje Los Angelas ya da İstanbul'dakinden farklı olur. Sanat okuduğum için iyi bir estetik duygum var. Yaptığım işlerde din, felsefe, psikoloji bilgilerini kullanıyorum. Mimarlık hayat üzerinedir. Mutlaka işinizin yanı sıra bir başka tutkunuzun olması gerekir.’’
Takımınızı özenli kurmalısınız
Fisher'a göre iyi bir mimar olmanın temel şartı sabırlı olmak. Bir mimarın yetenekli olması kadar iyi bir yönetici olmasının önem taşıdığını söylüyor. Mimarlığa gönül verenlere şu tavsiyelerde bulunuyor:
‘‘Diğer sanat dallarından farklı olarak mimarlıkta tek başınıza değilsiniz. Birçok kişi ile birlikte çalışıyorsunuz. Takımınızı çok dikkatli kurmalı ve iyi yönetmelisiniz. Bunlar size okulda anlatılmaz.‘‘
Sanat eğitimi almış olmasının mimarlıkta büyük faydasını gördüğünü söyleyen Fisher, mimarların genelde sanatın diğer dallarına uzak kaldığını belirtiyor:
‘‘Mimarlık çok zor bir iş. Birçok alanda yeteneğinizin ve bilginizin olması lazım. Aynı anda psikoterapist, yönetici, sanatçı, mühendis olmalı, beyninizin farklı taraflarını çalıştırmalısınız. Bir müzisyen ya da ressam tek başına çalışabilir ama müşterimiz olmazsa biz mimarlar hiçbir iş yapamayız.’’