İyi bayramlar

Güncelleme Tarihi:

İyi bayramlar
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2014 02:05

Beş yılın sonunda rahatlıkla, övünçle söyleyebiliriz ki, pek çok önemli gazetenin ramazan sayfaları, artık “Hürriyet” gibidir... Ve bu ramazan sonrası da sizlere bu yıllık veda ederken, nihayet yüksek bir sesle “İyi bayramlar”...

Haberin Devamı

EN UZUN ‘Ramazan’lardan geçiyoruz, gelecek yıl daha da uzun olacak... Ve sıcak... Ancak “iklim” sıcaklığından ve “Coğrafi” gün uzunluğundan daha zor olan yaşadıklarımız, tanıklıklarımız...
Örneğin Soma’da hayatını kaybeden 301 madencinin aileleri ilk kez “Onlarsız” bayram yapacak... Çocuklar, babalarının “Helal mi helal” kazançlarından paylarına düşen bayram harçlıklarından mahrum kalacak; bakalım hangi yakınları verecek bayram harçlıklarını da babalarının verdiğinin yerini bir ömür boyu tutmayacak. Kocalarını kaybeden anneler, evlatlarını kaybeden anneler, babalar; her mezarlık ziyareti aslında kocaman bir sızıdır...
VE TABİİ GAZZE
Dahası 2014 yılının ilk altı ayında 978 işçi yaşamını yitirdi, 301’i Soma’daysa geri kalanı nerede ve neden ölümler artık istatistiksel bir bilgi sadece, düşünün... Gazze’de yaşananlar; resmi rakamlara göre 900’ü bulan çoluk çocuk, kadın erkek ölüm; sakat kalanlar, evsiz kalanlar, yersiz yurtsuz kalanlar... Ve Suriye ile Irak, insanlık tarihinin kökleri bu iki ülkenin coğrafi sınırlarındadır; Mezopotamya... Lazkiye doğumlu Adonis’in “Bir kan, bizim bugün dünyamız...” dizesiyle düşünün bu iki ülkede yaşananları, yeter anlamaya...
FARZ EDİN Kİ...
Her şey mi kötü... Farz edin ki “Çöldeki en parlak kum tanesi” sizindir, maviye çalan bir parlaklık... Mutlusunuz ve umutla bakıyorsunuz hayata... Bayrama erdiniz; “El öpecek” dönemlerinden geçtiniz, eliniz öpülmektedir... Unutmayın, gülüşünüzü eksik etmeyecek, vereceğiniz bayram harçlığını düşük tutmayacaksınız. Anne baba, büyükanne büyükbaba, dayı, hala, amca teyze olmanın zevki harçlıklarla çıkar. Geçtiğimiz yıl yazdım, bu yıl da tekrarlayayım: “Çocuklarını, torunlarını harçlıksız gönderecekler utanılacak bir şey yok, ayıp başkalarınındır; evlatlarınız evlatlarımızdır. Ve evlatlarını toprağa vermiş olanlar, sevdiklerini toprağa vermiş olanlar; bu gece rüyanızda onları göreceksiniz, dileğimdir, umarım gerçekleşir.”
ÇOCUKLARA TESLİM EDİN
İslam kaynakları, Iyaz b. Amr el-Eşari’in, Enbar’da katıldığı bir bayram namazı sonrasında, Hz. Muhammed dönemindeki bayram sabahlarını hatırlatan sözüne yer verir: “Neden Resulullah’ın huzurunda çocukların çalgılar eşliğinde oynadığı gibi sizin de oyunlar oynadığınızı göremiyorum?” El Eşari’den aktarılan, “Bayramın, çocukların coşkusuna teslim edilmesi gerektiğine” dair bir hatırlatmadır, dikkate alınmalı gereği yapılmadır, bayram çocuklarındır, her şeye rağmen...
İYİ BAYRAMLAR
Ve son söz yazarlarımıza... Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ufuk açıcı birikiminin Hürriyet okurlarına ulaşmasında aracılık eden Prof. Dr. Hasan Onat; Onat Hoca günlük yazılarıyla bizimle oldu, arkadaşlarını ve öğrencilerini de bizimle buluşturdu, emeklerine teşekkürler... Yılın bir ayını farklı bir keyifle ve dille birlikte geçirdiğimiz, sayfada harikalar yaratan editörlerimiz Cenk Öz ve Tuğçe Oktay ile adını anamadığım diğer sayfa emekçilerine, bir ay boyunca bana “alan” açan Ankara Bürosu’na ve güvenini hiç eksik etmeyen Genel Yayın Yönetmenimiz Enis Berberoğlu’na şükranlar... Son bir vurgulama, beş yılın sonunda rahatlıkla, övünçle söyleyebiliriz ki pek çok önemli gazetenin Ramazan sayfaları artık “Hürriyet” gibidir... Ve nihayet yüksek bir sesle “İyi Bayramlar”

Haberin Devamı

BULUNDUĞUNUZ ÜLKEYE GÖRE BAYRAM YAPIN

Haberin Devamı

DİNİ hükümlere göre; kameri aylar, hilalin güneş battıktan sonra, yeryüzünün herhangi bir yerinden görülmesiyle başlar (Buhârî, Savm, 5; 11). Günümüzde ayın hilal halinde nerede, ne zaman görülebileceği, hatasız olarak, hesapla tespit edilebilmektedir. Yurdumuzda ve İslâm ülkelerinin çoğunda takvimler bu hesaplamalara göre düzenlenmekte; Ramazan ve bayramlar da buna göre belirlenmektedir. Az sayıda bazı İslam ülkeleriyse kameri aybaşlarının tespitinde, ayın hilal şeklinde gökyüzünde görülebilecek halde bulunması zamanını değil, kavuşum anını veya hilalin kendi ülkelerinde de görülmesini esas almaktadırlar. İslam aleminde zaman zaman bizden bir gün önce veya bir gün sonra oruca başlayan ve bayram yapan ülkelerin bulunması bu sebepledir. Bu tür içtihat farklılığından doğan uygulamalar kimsenin ibadetine zarar vermez. Bu nedenle başka bir ülkede bulunan bir Müslüman, bayramını bulunduğu ülkeye göre yapar. (Din İşleri Yüksek Kurulu/ Dini Soruları Cevaplandırma Platformu)

Haberin Devamı

Kutlu Olsun

İyi bayramlar

İÇİMİZ buruk başladığımız Ramazan, İslam dünyasının dört bir yanından gelen, her gün işittiğimiz ölüm haberleriyle, acılarımızı tazeleyerek, derinleştirerek devam etti... Yarın Bayram. Keşke, ölümden, kandan, gözyaşından, acıdan söz etmeden bayramınızı kutlayabilseydik.
Diyanet İşleri Başkanı her gün ortalama bin Müslümanın katledildiğini, bunlardan yüzde doksanını Müslümanların öldürdüğünü söyledi. Bu rakamların içinde trafik kazalarında, önlenebilir iş kazalarında hayatını kaybedenlerin olmadığını tahmin etmek zor değil. Kadınlara ve çocuklara yönelik olan şiddetin, öldürme olaylarının, istatistiklerin içinde eriyip gittiğini bilmek de zor değil. Ya bir de istatistiklere girmeyen, giremeyen kayıplar...
İNSANA DEĞER VERMEK
Bu tespitler, bizleri, ciddi bir muhasebeye davet etmektedir: İnsan anlayışımız ne kadar sağlıklı? Niçin, her şey, ama her şey; din, devlet, makam, mevki, para, şan, şöhret insandan daha önde? Niçin insanı bu kadar kolay harcıyor, ölümleri kutsuyor, ölmeye, öldürmeye can atıyor, gerçekleri görmek yerine, başımız sıkıştığında ‘Kader’ diyerek işin içinden sıyrılmak istiyoruz? Sorularla canınızı sıkmak, keyfinizi kaçırmak istemiyoruz. Ancak Ramazan ayının aynı zamanda bir muhasebe fırsatı olduğundan hareketle, akan kanın durmasının, öncelikle Allah’ın “En güzel” şekilde yarattığı varlık olan ‘İnsan’a değer vermekle mümkün olacağını hatırlatmak istiyoruz.
HAYATIN ANLAMI
Unutmayalım ki din bile insan için vardır. Müslümanların ürettiği kültürde, ezilmişlik duygusunun ve öğrenilmiş çaresizliğin de etkisiyle, insan unutulmuş gibi görünüyor. Oysa din, insan hayatına anlam kazandırmak ve insandaki varoluşsal bilinci diri tutmak için var. Kendi varlığının farkında olmayan, yaratıcı yetilerini etkin kılarak hayatın anlamını yakalamak için çaba sarf etmeyen kimseler, ölümden, yakıp yıkmaktan anlam devşirmeye kalkışırlar...
ŞİDDET ARTIK DURSUN
İnsan anlayışımızla ilgili çarpıklık, en çok da çocukları ve kadınları vuruyor. Çocuklarımız geleceğimizdir. Çocuklarına saygı duymayan toplumlar, var kalma haklarını yitirirler. Bayram denilince niçin hepimizin aklına çocukluk günlerimiz gelir? Bayramı bayram yapan, bayramlara anlam kazandıran çocukların kirlenmemiş sevgileri; ana yüreğinin, Allah’ın rahmetinin kuşatıcılığının bir tezahürü olarak varoluşsal sevgi ile çarpması değil mi? Kadına ve çocuklara yönelik şiddetin olduğu yerde, masum insanların kanlarının döküldüğü yerde gerçek anlamda bayramdan, sevinçten, mutluluktan söz etmek, takdir edersiniz ki, pek kolay değildir.
MUTLULUK DOLU BAYRAMLARA
Ölümlerin, acıların ruhumuzu kararttığı zamanlarda, bayramdan söz ederken bile, söze acılarla başlamak zorunda kalmak, gerçekten insanın içini acıtıyor. Oysa bayramlarda, insanı insan yapan yüksek değerlerden doyasıya söz etmek isterdik. Yaşananlardan ders çıkartmayı başarabilirsek, daha güzel günleri hak edebiliriz. Her Ramazan, hem geçen bir yılın, hem de, koca bir ömrün muhasebesi demektir. Bayram, yenilenmenin, arınmanın; insan olmanın en büyük değer olduğunu yeniden keşfetmenin mutluluğu demektir. Çocukların ölmediği, insan onurunun ayaklar altına alınmadığı; sevgi, barış, huzur ve mutluluk dolu nice bayramlara... Bayramınız kutlu olsun...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!