İTÜ Elazığ depremi raporu hazırladı

Güncelleme Tarihi:

İTÜ Elazığ depremi raporu hazırladı
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2010 13:05

İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü, 8 Mart 2010 tarihinde meydana gelen Elazığ depremiyle ilgili hazırladığı raporda, deprem bölgesinde yapılacak yenilemenin betonarme binalar inşa edilerek yapılmasını, ancak betonarmenin yanında kurallara uygun yığma binalarla da yenilemenin yapılabileceği görüşüne yer verdi.

İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Zekai Celep, Prof. Dr. Ayfer Erken, Doç. Dr. Alper İlki ve Yrd. Doç. Dr. Beyza Taşkın tarafından hazırlanan raporda, deprem sonrası enstitüden bir ekibin 11 Mart 2010 tarihinde bölgeye ulaşarak ilk gün Kayalık, Yukarı Demirci, Okçular, Göçmezler ve Taban Özü köylerinde, ikinci gün ise Kovancılar ve Palu ilçeleri ile Çakırkaş, Köklüce, Gökdere, Arındık, ve Beyhan köylerinde incelemelerde bulunduğu belirtildi.

Ekibin bölgedeki binaların özelliklerini ve tespit edilen hasarları yerinde inceleyerek bir rapor yayınladığı belirtilen açıklamada, depremin büyüklüğü 5.8 (veya 6.0) olarak bildirilmesine karşılık, muhtemelen odak derinliğinin düşük olması sebebiyle hasarın sınırlı bir bölgede kaldığı belirtildi.

Binalarda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Valilik ve diğer yetkililerin gerekli incelemeleri kısa zamanda yaptığı, binaların deprem güvenliği konusunda gereken bilgilendirmeler ve hasar tespitlerinin yapıldığı belirtilen raporda, şu tespit ve değerlendirmelere yer verildi:
“Köylerde can kaybına neden olan binaların hemen hemen tümü kil harç bağlayıcı kullanılarak oluşturulmuş taş yığma taşıyıcı duvarlara ve ağaç gövdelerinin yan yana getirilmesi suretiyle oluşturulan kat döşemesi ve çatıya sahip, çatı döşemesinin üzerinde genelde 30 santimetre yüksekliğinde toprak dolgu bulunan binalardır. Diğer tür yapılardaki hasarlar daha sınırlı ve daha az can kaybına neden olacak şekilde oluşmuştur.

Yığma binalardan belirli ölçüde Deprem Yönetmeliği kurallarını sağlayanların hasar görmediği gözlenmiştir. Daha önceki depremlerdeki hasarlar da göz önüne alındığında, yönetmelik kurallarına uygun yapılacak yığma binaların da yeterli deprem güvenliğine sahip olduğu açıktır.

Hasar gören binalar çok düşük yatay yük kapasitesi olanlardır. Muhakkak ki, hasar görmeyen binalardan yeterli deprem güvenliği olanlar mevcuttur. Ancak, deprem ivmesinin düşük olması sebebiyle, hasar görmeyen binaların hepsinin yeterli deprem güvenliğinin olduğunu kabul etmek uygun değildir.”

ÖNERİLER

Yapılan gözlem ve değerlendirmelerin ışığında, genellikle kusurlu olan betonarme binaların deprem güvenliklerinin, kusurlu yığma binalara göre daha yüksek olduğuna işaret edilerek, şu önerilerde bulunuldu:

“Bu sebepten deprem bölgesinde yapılacak yenilemenin binaları betonarme inşa ederek yapılması önerilmektedir. Bu faaliyet sırasında mühendislik hizmeti görmeyen binaların genelde yetersiz deprem güvenliğinin olacağı unutulmamalıdır. Deprem bölgesinde yenilemenin betonarme yanında kurallara uygun yığma binalar ile de yapılabileceği ve betonarme inşaatın tek çözüm olmadığı açıktır.”

Deprem bölgesinde kısa zamanda yığma veya betonarme konut inşasısın söz konusu olacağının anlaşıldığı ve bu faaliyet sırasında tipik projelerin geliştirilmesinin beklendiği dile getirilen raporda, bu işlemde en zayıf halkanın inşaat sırasında yapılacak kontrollerin olacağı ve bu adıma yeterli önem verilmesiyle proje hazırlanmasında öngörülen kalitenin sahada oluşmasının sağlanacağı kaydedildi.

“İKİ KATLI YIĞMA BİNALAR TEŞVİK EDİLMELİ”

Raporda, yığma binaların Türkiye'de kullanılmasının kaçınılmaz olduğu, hatta iki katlı binaların yığma yapılmasının teşvik edilmesi gerektiği vurgulanarak, yığma binaların yapımı konusunda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın renkli resimlerle inşaat adımlarını açıklayan bilgi posterlerinin çoğaltılarak kırsal bölgelerde yaygınlaştırılması ve yığma bina inşaatının askerlik görevi sırasında genel açıklamalarla tanıtılması önerildi.

Yığma camilerin inşaatında kullanılmak üzere tipik çizimlerin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığının işbirliği ile hazırlanarak bunların uygulamasının devlet ve hayırseverler tarafından yapılanlarda da şart koşulması önerilen raporda, “Her yapı türü gibi, kerpiç binalar da dahil olmak üzere tüm yığma binalar belirli sınırlar içinde depreme dayanıklı olarak inşa edilebilir. Bilindiği gibi, kerpiç binalar ısı yalıtımı (kış ve yaz kullanımında) tercih edilen bir bina türüdür. Bu sebeple bu tür binaların zayıflıklarının, diğer özellikleri ve inşa kuralları ile birlikte yaygın biçimde tanıtılması yerinde olacaktır” denildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!