İTÜ dilekçeye boğuldu

Güncelleme Tarihi:

İTÜ dilekçeye boğuldu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 1999 00:00

Haberin Devamı

Hasar tespitinde görevlendirilen üniversiteler rahatsız. İTÜ İnşaat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sumru Pala ‘‘kamuoyu yanlış bilgilendirildi, bizim yaptığımız iş, Afet İşleri ekiplerine danışmanlık yapmaktan ibaret. Onun dışında şu anda depreme dayanıklılık testi yapamıyoruz’’ diyor.

Depremde binaları hasar gören vatandaşların uzman raporu almak için İstanbul Teknik Üniversitesi'ne yaptığı başvurular yığınlar oluşturmaya başladı.

Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinin ‘‘ön tespitlerimizi bitirdik’’ açıklamalarına karşın akademisyenler bu işin uzun yıllar alacak çok ciddi bir çalışma gerektirdiğini belirtiyor.

Depreme dayanıklılık raporu konusunda, kişisel taleplerin şu aşamada karşılanmasının imkansız olduğunu söyleyen İTÜ İnşaat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sumru Pala, şu anda sadece ön tespit yapabildiklerini belirtiyor:

‘‘Bizim yaptığımız iş, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ekiplerine danışmanlık yapmaktan ibaret. Onun dışında şu anda depreme dayanıklılık testi yapamıyoruz. Sadece okul, hastane, adliye gibi öncelikli kamu binalarının ‘gözle’ ön tespitlerini imkanlarımız dahilinde sürdürüyoruz.’’

Kamuoyunun bu konuda çok yanlış yönlendirildiğini söyleyen Prof. Dr. Pala, talep gelen bütün binaların depreme dayanıklılığını tespit etmenin ve eğer varsa eksikliklerini gidermenin uzun yıllar alacağını söylüyor:

‘‘Bir yapıyı depreme dayanıklı hale getirmek için bir dizi inceleme yapmamıza gerek var. Ardından güçlendirme projelerini hazırlamak gerekir. Adana Depremi'nin bile, (ki çok daha küçük bir bölgede etkili olmuştu), güçlendirme projeleri daha yeni tamamlanıyor.’’

Halka anlatmak gerek

‘‘Yapılan açıklamalar yanlış anlaşılmalara neden oldu. Kamuoyunda, üniversiteden gelecek bir ekibin ön tespitiyle depreme karşı güvenilirlik raporunun verilebileceği yönünde yanlış bir kanı oluştu. Oysa durum böyle değil.

Ayrıca üniversiteden verilecek böyle bir rapor da, depremzedeleri devletin sağlayacağı yardımlar konusunda hak sahibi yapmıyor. Bu konuda da yetkili kurum, Bayındırlık Bakanlığı'na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü.’’

Uzmanların açıklamalarından üniversitelerin üzerinde ağır bir psikolojik baskının oluştuğu görülüyor. Herkes üniversitelerin gelip evlerini sihirli bir dernekle depremle güvenli hale getirivermesini istiyor. Panik içindeki bu insanlara 'binadan çık' demenin ne kadar kolay, ama aynı insanlara 'bu binada kalabilirsiniz' demenin ne kadar büyük bir sorumluluk olduğu düşünülürse, bu baskının boyutları daha net bir biçimde ortaya çıkıyor.

Erzincan, Dinar, Adana gibi depremlerde Bayındırlık Bakanlığı üniversiteleri biraraya getirmiş ve organizasyon bu biçimde yürütülmüştü. Üniversiteler tek tek afetzedelerle muhatap olmamıştı.

Anlaşılan o ki, yapı güvenliği konusunda Bayındırlık Bakanlığı'nın vakit kaybetmeden mühendis odalarını, üniversitelerin ve ilgili diğer resmi kuruluşları bir araya getirip, önceki depremlerdeki gibi bir işbölümüne gitmesi gerekiyor.

Deprem testi nasıl yapılır?

Bir yapının depreme dayanıklı olup olmadığını anlayabilmek için önce binanın projesinin kurallara uygun olup olmadığının incelenmesi gerekiyor. Proje doğruysa, bu kez yapının inşasının projeye uygun olup olmadığına bakılıyor.

Uzmanlar iki önemli nokta üzerinde duruyor:

1. Kullanılan malzemenin projede belirtilen malzeme olup olmadığı. Bunu anlayabilmek için alınan örnekler laboratuvarda inceleniyor.

2. Bu malzemenin projede belirtildiği gibi kullanılıp kullanılmadığı. Bunun için yapının kolon, kiriş, perde, temel gibi taşıyıcı elemanlarına farklı deneyler yapılması gerekiyor.

Bir de zemin çalışması yapılıyor, çünkü binanın üstüne oturduğu zemin de depremin etkisi açısından önem taşıyor. Bu da yine deney, hatta gerekliyse sondaj yapılması anlamına geliyor.

Bütün bu işlemler sadece binanın dayanıklı olup olmadığını anlamaya yarıyor.

Bina dayanıksız çıkarsa asıl iş ise bundan sonra başlıyor.

Türkiye'de 1998'te kabul edilmiş modern bir deprem yönetmeliği var. Binanın sağlamlaştırılması için yapının taşıma gücünün bu yönetmeliğin öngördüğü şartlara çıkarılması gerekiyor.

Güçlendirme projeleri hazırlanıyor ve denetleniyor.

Denetim çok önemli çünkü bu projede bir yanlışlık yapılması, yapıyı güçlendirmek yerine üzerine fazladan bir yük bindirilmesi tehlikesini doğuruyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!