İttifak ona karşı yapıldı

Güncelleme Tarihi:

İttifak ona karşı yapıldı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2014 01:52

İstanbul’da çalışmayan CHP-MHP ittifakı Ankara’da çalıştı. Üstelik siyasette aktif ve medyada oldukça görünür olan Mustafa Sarıgül’ün başaramadığını, adaylığı kesinleşip ilan edilene kadar medyada ve siyasette fazlaca görünür ve aktif olmayan Mansur Yavaş başarmış görünüyor.

Haberin Devamı

Ankara seçimlerini bu denli çekişmeli ve tartışmalı kılan ne oldu? Siyasi rekabet mi, AK Parti karşıtlığı mı, Melih Gökçek karşıtlığı mı? Bana kalırsa Melih Gökçek karşıtlığı. Gökçek, karşıt seçmenin kazanmaya yetmese de dinamizmini belirledi.
Bekir Ağırdır - KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü / ANALİZ

YEREL seçimlerin en çekişmeli ve en tartışmalı olanı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiydi. Ankara seçimlerini bu denli çekişmeli ve tartışmalı kılan ne oldu? Siyasi rekabet mi, AK Parti karşıtlığı mı, Melih Gökçek karşıtlığı mı? Bana kalırsa Melih Gökçek karşıtlığı. Gökçek, karşıt seçmenin kazanmaya yetmese de dinamizmini belirledi. Yukarıdaki tabloda gördüğünüz gibi Meclis oyları dikkate alındığında AK Parti ile CHP arasında 10 puanlık fark var. Fakat Ankara başkanlık seçiminde oy oranları AK Parti yüzde 44.8 CHP yüzde 43.8 ve MHP ise yüzde 7.8 oldu. Anlaşılıyor ki MHP seçmeninden 9 puanlık oy, başkanlık tercihinde CHP’ye kaymıştı.

İttifak ona karşı yapıldı

Haberin Devamı

MANSUR YAVAŞ CHP PROFİLİ GÖSTERMEDİ

İstanbul’da çalışmayan CHP-MHP ittifakı Ankara’da çalışmıştı. Üstelik siyasette aktif ve medyada oldukça görünür olan Mustafa Sarıgül’ün başaramadığını, adaylığı kesinleşip ilan edilene kadar medyada ve siyasette fazlaca görünür ve aktif olmayan Mansur Yavaş başarmış görünüyor. Mansur Yavaş’ın siyaset adamı olarak en önemli avantajı, daha sakin bir dil kullanması ve yine sakin tarzı oldu belki de. Gerçi seçim akşamından itibaren siyasi hedef büyüten bir aktöre dönüşmüş olsa da Mansur Yavaş ne seçim kampanyası döneminde ne de sonrasında CHP’li profili gösterdi. Bundan sonraki siyasi kariyerini de yalnızca CHP’ye bağlamış gibi görünmüyor. Ama Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı oylarında asıl belirleyici olan Melih Gökçek’e karşıtlık oldu bana kalırsa. Gerçi bu karşıtlık seçimi kazanmaya yetmedi. Özellikle gençler arasında, sosyal medyada ve bir yurttaş hareketi olarak oylarına sahip çıkmaya çalışanlar arasında Ankara seçimleri ve sonrasındaki bir hafta muhalefet için öğreticiydi de: Kazanmak için yalnızca karşıtlık yetmiyor. Kazanmak için bir iddia ve ütopya gerekiyor.

Haberin Devamı

İttifak ona karşı yapıldı

İÇ ANADOLU 4 AYRI KARAKTER

İç Anadolu’da gerçekleşen Meclis oyları üzerinden bakıldığında 4 ayrı karakter gösteren il kümesi dikkat çekiyor. Ankara gibi Eskişehir de özgün bir örnek. CHP’nin bölge içinde en yüksek Meclis oyuna ulaştığı, aynı zamanda AK Parti-CHP rekabetinin en yoğun yaşandığı büyükşehir Eskişehir. Meclis oylarına göre başkanlık oylarında CHP 5 puan, AK Parti 2 puanlık oyu diğer parti seçmenlerinden aldı. MHP’den 5, diğer partilerden 2 puanlık oyun iki partide toplandığı görülüyor. Eskişehir seçimlerinde Yılmaz Büyükerşen’e kazandıranın siyasi kutuplaşma ya da siyasi kimliği değil, hizmetleri ve Eskişehir’e kazandırdığı kimlik olduğu söylenebilir. İç Anadolu’daki diğer iki il kümesinde ise AK Parti oyları oldukça yüksek. Aynı zamanda bu iki kümedeki iller MHP’nin ülke ortalamasından daha yüksek oranlarda oy aldığı yerler. Konya geleneksel siyasi İslam geleneğine olan bağlılığını bir kez daha göstermiş oldu. Özellikle üçüncü kümedeki iller ise bir yandan geleneksel muhafazakar hayat tarzının, öte yandan milliyetçiliğin oldukça güçlü olduğu yerler. Yine bu iller Kayseri hariç sosyoekonomik gelişmişlik bakımından alt orta kümede. Tüm bu karakteristik ise MHP’nin güçlü olduğu tabanı işaret ediyor. Oy dağılımları da bunu teyit ediyor.

Haberin Devamı

İttifak ona karşı yapıldı

Camideki cemaati cemaat’le karıştırma

Mehmet Keçeciler (Eski ANAP Yöneticisi ve Bakan) Yerel yönetimlerde sistem değiştirildi. O yüzden oran değerlendirmesi yapılırken, önceki seçimlerle mukayese etmek yanlış olur. Bütünşehir sistemi farklı sonuç doğurdu. Eski büyükşehirleri de bütünşehir yaptıkları için 30 ilin payı, Türkiye genelinde yüzde 75’e ulaştı. Bunu ancak bir sonraki yerel seçimle mukayase ederseniz doğru sonuç elde edersiniz. Seçim öncesi onca iddianın etkisini, siyaseten farklı değerlendirmek gerekir. Her seçimin kendine has siyasi ortamı vardır. Bu seçim alışık olmadığımız şekilde sadece siyasi partiler arasında değil, Pensilvanya ile hükümet arasında da geçti. Biz öteden beri biliyorduk ve söylüyorduk; cemaatlerin seçmene etkileri yüzde 3’ü geçmez diye. Cemaatlerin siyaseten sonuç doğurmaları öyle pek kolay değildir. Siyasi alt yapıları yoktur, partilerin alt yapılarını kullanırlar. Siyasi taktikleri ve stratejileri de yoktur. Onların alışık olmadığı bir arenadır siyaset. Vatandaş cemaate mensup olur, ama cemaatin tesiriyle tercih değiştirmez. Cami cemaati ile diğer cemaatleri birbirine karıştırmayın. Erdoğan, bu kavgada cami cemaatini yanına aldı. Seçim sonuçları bunu gösteriyor. Cami cemaati, onca iddiadan etkilenmiştir, hatta üzülmüştür. Şimdi o cami cemaati, ‘Bu neydi, ne oldu, bütün bunlar ne demek?’ diye kendisine soruyor. Hiç etkisi olmadı demek doğru değil. Artan seçmen sayısına rağmen 2 milyon daha az oy almış iktidar partisi. O yüzden bütün bu yaşananların etkisi ileride görülecek. Birdenbire olmaz bu işler, insanlar kararını vermişken birden tavır değiştirmezler. Etkisini cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde göreceğiz.

Haberin Devamı

Özerklik gündeme gelecek

Prof. Dr. Mithat Sancar (Siyaset Bilimci, Yazar, Akademisyen) Yerel seçimleri tek başına değerlendirmek sağlıklı sonuç vermez. Üç serili bir seçimin ilk etabı olarak görmek daha doğru olur. Yerel seçimlerin bu çerçevede doğurduğu sonuç, cumhurbaşkanlığıyla ilgili tartışmaların da somutlaşmış olmasıdır. Özellikle seçim öncesi doğrudan Başbakan Erdoğan’ı, dolaylı olarak da AK Parti Hükümeti’ni hedef alan çok yoğun bir yıpratma kampanyası yürütüldü. Bu kampanyayı yürüten cephe içinde Cemaat olduğu yönünde çok kuvvetli bilgiler var. CHP ve MHP’nin de bu cephede yer aldıklarını gördük. Burada esas hedef AKP’nin oylarını yüzde 40 bandına çekmekti. Böylece Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı büyük ölçüde gündemden düşecek ve AKP hükümeti de ciddi olarak sarsılacaktı. Bu cephe bu hedefe ulaşamadı. Bu açıdan ilk yenilgi ‘anti AKP’ diye niteleyebileceğimiz bu cephenin hanesine yazılabilir. Başbakan’ın başarılı olduğunu söylemek mümkün. Bunun bir sonraki aşamada önemli sonucu, artık Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının çok somut bir şekilde konuşulabiliyor olmasıdır. CHP kendi adına sistemsiz ve riskli bir seçim süreci yaşadı. Sistemsizden kasıt, kendi programını öne çıkarmadan, önüne sunulan malzemeyi kullanarak, yani tapeler üzerinden hükümeti yıpratıp başarılı olmayı denedi, kendi başarısından çok hükümetin başarısızlığına oynadı, yapabildiği en etkili hamleler dışarıdan aday transferiydi.

Haberin Devamı

TRANSFERLER TUTTU AMA

Nitekim bu iki transfer, Sarıgül ve Mansur Yavaş transferi belli ölçülerde tuttu, oy oranlarını yükseltmesini sağladı ancak toplamda CHP’nin başarısız olduğu gerçeğini bu durum değiştirmiyor. Önemli bir aktör ve önemli bir sonuç da BDP açısından söz konusudur. BDP oy oranını ciddi bir şekilde yükseltmemiş olsa da, Kürt bölgesinde çok sayıda yeni belediye kazandı ve önümüzdeki dönemde özerklik meselesini çok etkili bir şekilde gündeme getirmesini sağlayacak bir tabloyu yaratabildi. Seçimlerde bu açıdan hedeflerine en fazla yaklaşan iki partinin AKP ve BDP olduğunu ekleyeyim.

‘Paralel devlet’ ikna etti

Mustafa Akyol (Star Gazetesi yazarı) Seçimden kuşkusuz AK Parti galip çıktı. Son aylardaki tapeler oy kaybına yol açtı ise de muhalefetin umduğu türde bir gerileme yaratmadı. Bunun kanımca birkaç sebebi var. Öncelikle tapeler, içeriklerinin yanısıra ‘Kim servis ediyor bunları’ sorusunu gündeme getirdi ve iktidarın ‘paralel devlet’ iddiasını ikna edici kıldı. İkincisi, muhafazakar kitleler, AK Parti’de yolsuzluk ve otoriterleşme görseler bile, yine de başka adresleri tercih etmiyor. Hem kültürel olarak özdeşleştikleri hem de hala ülke yönetimi açısından başarılı buldukları iktidar partisine oy vermeye devam ediyorlar. Bunun bir diğer anlamı şudur: CHP ancak merkez sağa doğru açılarak ve becerikli bir parti görünümü vererek iktidar alternatifi olabilir. Mansur Yavaş’ın, Ankara’yı kılpayıyla kaybetse de elde ettiği oy artışı bence gidilmesi gereken yola dair bir işarettir. AK Parti açısından görülmesi gereken ise şu: Evet, toplumun yarısına yakını hala iktidarı destekliyor, ama diğer yarısında büyük bir tepki var. Bu kutuplaşma ülkeyi daha zor yönetilir hale getiriyor. Muhalefeti daha fazla topa tutmak, hain ve iç düşman ilan etmek, durumu sadece daha vahimleştirir. Bu yüzden, iktidar artık sadece seçim kazanmaya değil, Türkiye’nin toplumsal barışını kazanmaya da kafa yormalı.

İç Anadolu muhafazakar kale

İÇ Anadolu Bölgesi, AK Parti’nin en güçlü olduğu bölgelerin başında geliyor. Bölgede son dönemde yükselen ‘milliyetçi-muhafazakar’ dalga, 2014 yerel seçiminde de kendisini gösterdi. Sonuçlara göre, Eskişehir dışında bütün İç Anadolu illeri 2019’a dek AK Partili isimler tarafından yönetilecek. Bölgedeki illerin önemli bir bölümünde de MHP ikinci parti durumunda. Ankara’da CHP’nin yüzde 44’lük oyunun altında da Mansur Yavaş’ın MHP’den aldığı yüzde 15’lik oy oranı var. 2014 yerel seçimleri analiz edildiğinde bölgede şu tespitler öne çıkıyor:
Deniz ZEYREK / ANALİZ

ANKARA AK Parti içinde bile muhalifleri olan Başkan Melih Gökçek, 17 Aralık süreci nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü seçim stratejisinin ve Büyükşehir yasasının en büyük kazananı oldu. Rakibi Mansur Yavaş, CHP’nin dış ilçe ve köylerdeki yetersizliğine rağmen yarışa ortak oldu, hatta merkez ilçelerin toplamında önemli bir fark attı. CHP’nin yüzde 30’luk blokunu tutabilen Yavaş, MHP ve Cemaat çevrelerinden yüzde 15 civarında oy aldı.
ESKiŞEHiR Bu kentte ‘Hoca faktörü’ etkiliydi. Büyükşehir yasası sayesinde AK Parti’nin Eskişehir’i alması bekleniyor, hedefleniyordu. Ancak, Başkan Yılmaz Büyükerşen’in ‘hizmet etkisi’ durumu değiştirdi. AK Parti 2011 genel seçimlerinde kentte birinci parti olmasına karşın Büyükerşen, CHP’nin oylarını yüzde 45’te tutmayı başardı.

% 5’LİK DÜŞÜŞLERDE CEMAAT’İN PAYI NE OLDU

KONYA ‘Muhafazakar’ Konya’da tartışmasız galip AK Parti. Oyları 2011 ve 2009 seçimlerine göre yüzde 5 düştü. Buna karşın SP ve MHP’nin oyları arttı. Yer değiştirmenin Cemaat etkisi olduğu yorumunu yapmak yanlış olmaz.

KAYSERi AK Parti oyları 2011’e göre 5 puan düştü, 2009’a göre değişmedi. Buna karşın MHP oylarını 2011’e göre 9, 2009’a göre 4 puan artırdı. SP ve BBP gibi partiler oy kaybederken MHP’nin oyunu artırması, Cemaat’in ‘ikinci partiye yüklen’ taktiğinin etkili olduğunu gösterdi.

SiVAS BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşamını kaybettiği 2009’da yapılan seçimlerde BBP adayı yüzde 51 oyla seçimlerin galibi olmuştu. BBP son seçimde oyunu yüzde 31’de tutmayı başardı ama AK Parti yüzde 58 oyla ipi göğüsledi. Muhalefetin BBP’ye yüklenmesi nedeniyle CHP ve MHP bu kentte yüzde 5’in altında kaldı.

CHP 7 İLDE BARAJI BİLE GEÇEMEDİ

Nevşehir, Kırıkkale, Kırşehir, Niğde, Karaman, Yozgat, Aksaray gibi illerde de AK Parti’nin üstünlüğü vardı. Cemaat’in öncülük ettiği tabanın ikinci partide toplanma stratejisi MHP’nin bu illerde 4 ile 10 puan arasında oy arttırmasına yaradı ama sonuç getirmedi. CHP Nevşehir’de yüzde 1.9, Yozgat’ta yüzde 1.4, Sivas’ta yüzde 4.7, Kırıkkale’de yüzde 2, Konya’da yüzde 5.7, Kayseri’de yüzde 8.9 ve Aksaray’da yüzde 6.5’de kalarak bu illerde yüzde 10’luk ulusal barajı geçemedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!