Güncelleme Tarihi:
Kayıtlar, olayda yaralanan gazeteci Didem Tuncay’ı hızla iterek saldırgandan uzaklaştıran Akarsu’nun, bir yandan bombacıya müdahale ederken diğer taraftan da Tuncay’a siper olarak kahramanca mücadele ettiğini gösteriyor.
ANKARA’da ABD Büyükelçiliği’nde yapılan saldırıda patlama öncesi ve patlama anı, olayın meydana geldiği ziyaretçi girişindeki ABD Büyükelçiliği’nin güvenlik kamerası kayıtlarıyla saniye saniye kaydedildi. Kayıtları izleyenlerden edinilen bilgiye göre, ziyaretçi girişinde canlı bomba Ecevit Şanlı, Didem Tuncay ve Mustafa Akarsu bulunuyor. X-ray cihazının alarm vermesi üzerine Akarsu, önce bütün gücüyle şiddetle Didem’i iterek saldırgandan uzaklaştırmaya çalışıyor. Akarsu, anında saldırganın üzerine kapanarak pimi çekmesine engel olmak için hamle yapıyor. Ancak bu sırada canlı bombanın eli, bedenine gidiyor. Pimin çekilmesine engel olamayan Akarsu, Didem’in üzerine kapaklanıyor. Saldırganın pimi çekmesiyle ortalık cehenneme dönüyor. Bu aşamadan sonra kayıt kesiliyor. Akarsu’nun bedeni ve X-ray cihazının kolonlarının üzerine düşmesi sonucu Didem, yaralı olarak kurtuluyor. Bir görgü tanığı, patlamanın hemen sonrasını, “Didem’i içerden çıkarmaya çalışırken manzara anlatılamayacak kadar korkunçtu” diyerek yaşanan faciayı anlatmaya çalışıyor.
Hayati tehlİke yok
Didem Tuncay önceki gün geç saatlerde olası bir iç kanamayı önlemek için ameliyat edildi. 4 saat süren ameliyat sonunda Didem Tuncay’ın dalağı alınırken, şarapnel parçalarının isabet ettiği sağ gözünün üstü de temizlenerek gereken estetik müdahale yapıldı. Doktorlar, Tuncay’ın hayati tehlikesinin bulunmadığını, her geçen saat durumunun iyiye gittiğini ve bilincinin açık olduğunu belirterek, “Sağ göz bölümüne 10 gün sonra yeniden bir müdahale yapılacak. Didem Tuncay’ın vücudunda herhangi bir yanık izi yok. Bombanın basınç etkisi özellikle içi boş olan organlara zarar verebilir. Bu durumu ortadan kaldırmak için ameliyatı yaptık. Sadece dalakta bir sorun tespit ettik ve aldık. Sağlığı açısından diğer iç organlarında hiç bir sorun yok” dediler. Ankara Numune Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Nurullah Zengin de dün yaptığı açıklamada, gözdeki görme kaybına ilişkin soru üzerine, “Yapılan bu cerrahi müdahale şu an meydana gelen yaralanmayı telafi etmeye yönelik ilk cerrahi müdahale. Göz bölümünden arkadaşlarımızın değerlendirmesi, önümüzdeki dönemde yeni cerrahi müdahalelerin de gerekeceği yönünde. Bu konudaki bilgi bu cerrahi müdahaleler sonrası netleşecek” dedi. Tuncay’ın bilincinin açık olduğunu, konuşabildiğini belirten Zengin, “Geldiğine göre oldukça iyi. Rahat iletişim kuruluyor. Kendisini ifade edebiliyor” bilgisini verdi. Zengin, Tuncay’ın henüz polise ifade vermediğini de bildirdi.
Büyükelçilik Çukurambar’a
ABD Büyükelçiliği’nin bulunduğu Atatürk Bulvarı üzerinden, Ankara’nın son dönemde gözde semtlerinden, zengin muhafazakarların oturduğu Çukurambar’a taşınması için görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı. Türkiye, birçok ülkeye olduğu gibi ABD’ye de, tüm büyükelçiliklerin toplu halde olması için planlanmış, bazı Orta Asya cumhuriyetleri ile Arap ülkeleri temsilciliklerinin bulunduğu Or-An’daki “Diplomatik site” sahasını önerdi. Ancak saldırıdan bir süre önce Türk ve ABD’li yetkililer arasında yapılan son görüşmede, ABD’li yetkililer bölgedeki kat izni sayısının az olduğunu belirterek, Or-An’a sıcak bakmadıklarını söylediler. Bunun üzerine, eğitim ve kampüs binalarının yapımı karşılığında Gazi Üniversitesi’nin TOKİ’ye devrettiği toplam 57 bin metrekarelik iki parça halinde olan Çukurambar’daki arsa gündeme geldi. ABD’liler hem daha fazla kat izni, hem de Balgat’ta bulunan Dışişleri Bakanlığı’na yakın olması nedeniyle Çukurambar’a daha sıcak baktıklarını belirttiler. Yetkililer, yeni büyükelçilik binası inşasının uzun zamandır iki ülke arasında ele alındığını ancak son olaydan sonra bir karara varmak için görüşmelerin hızlanacağını söylediler.
Mustafa için yarıda
PARİS Caddesi üzerindeki ABD’nin Ankara Büyükelçiliği girişinde üzerindeki bombayı patlatan saldırgan ile güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu’nun öldüğü saldırı sonrası büyükelçiliğin önündeki ve bahçesindeki ABD bayrakları yarıya indirildi. Bölgede ikamet eden vatandaşlar, polis nezaretinde konutlarına gidip geliyor. Büyükelçilik binası önünde ambulans bekletiliyor. Büyükşehir belediyesi ekipleri de bölgedeki temizlik çalışmalarını sürdürüyor.
Mezara kadar gitti
SALDIRIDA ölen Mustafa Akarsu, gözyaşları arasında Kızılcahamam’da toprağa verildi. Cenaze törenine katılan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Riccardione mezarlığa kadar gitti. Elçi, cenazenin toprağa verilmesinin ardından, aileye başsağlığı diledi.
Bizi de yaktı
ABD Büyükelçiliği’ne intihar saldırısında bulunan DHKP-C’li Ecevit Şanlı’nın Ordu’nun Gürgentepe ilçesi Akören Mahallesi’nde oturan babası Sadık Şanlı (70), annesi Gülsüm Şanlı (70) ve bekar olan kardeşi Ali Şanlı olayın şokunu yaşıyor. İlçenin Akören Mahallesi’nde çiftçilik yaparak geçimini sağlayan 3’ü kız 7 çocuk babası Sadık Şanlı, olayı televizyonlardan öğrendiğini, oğlunun fotoğrafını görünce şoke olduğunu söyledi. Oğluyla 15 yıldır hiç görüşmediğini, askerliğini bitirdikten sonra İstanbul’a gittiğini belirten Sadık Şanlı, şunları söyledi: “Kendini ateşe verdi yaktı. Kendini de bizi de yaktı. Benim devlete karşı boynum eğri. Bu işlere nasıl bulaştı, ne yaptı hiç bilgim yok. Cezaevinden raporlu çıkmış, geldiğinde birkaç gün kaldı geri gitti. O günden sonra hiç haber alamadık. İstanbul’da yaşayan diğer çocuklarım da kendisinden haber alamadı. Olayı televizyonda duyunca şoke olduk. Hiç insan evladını kötü bir yere yollar mı? 4 sene cezaevinde yattı, devlet salıverdi. Devletin kestiği parmak acımaz. Dünyaya karşı gelinmez ki, cahillikten. Allah böyle yazdı. Çilemiz var. Cenazesini köye getireceğiz. Kimsenin günahını alamam. Nasıl bu işlere bulaştı bilmiyorum.”
AİLENİN İFADESİ ALINDI
Güvenlik güçleri önceki gece Ecevit Şanlı’nın baba evine giderek baba Sadık Şanlı’nın ifadesine başvurarak aile bireyleri ve akrabalarından bilgi aldı. Anne Gülsüm Şanlı, güvenlik güçlerine gözyaşları içinde ifade verdi. Nedim KOVAN / DHA
Yunanistan’dan yasadışı girmiş
ABD Ankara Büyükelçiliği’ne saldırıyı düzenleyen DHKP-C militanı canlı bomba Ecevit Şanlı’nın yasadışı yollarla Yunanistan’dan Türkiye’ye giriş yaptığı ortaya çıktı. Emniyet yetkilileri, Ankara’daki MOBESE ve güvenlik kameralarının incelemelerinde Şanlı’nın 10 gün önceye ait izine ulaştı. Patlamanın meydana geldiği bölgedeki kameraları da inceleyen terör ekipleri, Şanlı’nın olay yerine yürüyerek ve yalnız geldiğini de belirledi. Üzerinde gri mont ve kafasında da kep, elinde zarf olan Şanlı’nın, kargocu kılığında Paris Sokak’ta yürüyerek patlamanın olduğu orta kapıya geldiği kaydedildi. Şanlı’nın üzerinde İrfan A. adına düzenlenmiş kimlik bulundu. Şanlı’nın sahte kimlik kullandığı belirlenince polis, bunları düzenleyenlerin peşine de düştü. Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Şanlı’ya sahte kimlik düzenledikleri iddiasıyla 3 kişiyi gözaltına aldı. Ankara Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise özetle şu bilgiler yer aldı: “Bomba imha uzman ekiplerinin yapmış olduğu inceleme sonucunda yaklaşık 6 kilo TNT türü patlayıcının elektronik düzenekli butona basmak suretiyle patlatıldığı; ayrıca olay yerinde bulunan el bombası parçalarından eylemcinin yanında getirmiş olduğu el bombasını da patlattığı; kişinin DHKP-C terör örgütü üyesi olduğu, eylemcinin ailesi tarafından fotoğraflarından teşhis edildiği ve ancak şahsın kesin kimliği ailesinden alınmış olan DNA örneği ile yapılacak mukayese sonrası tespit edilecek.”
Fevzi KIZILKOYUN / ANKARA
2002’de 2 kez ‘canlı bomba’ diye yakalanmış
CANLI bomba Ecevit Şanlı, 18 Eylül 2002 tarihinde Almanya’ya sahte pasaportla girmiş. Almanya’ya geldikten bir hafta sonra iltica başvurusunda bulunan Ecevit Şanlı’nın yetkililere verdiği ifadesinde, sahte pasaportla Almanya’ya giriş yaptığı ve Almanya’ya girişte kullandığı bir tanıdığının adına çıkartılmış pasaportu da imha ettiği bilgileri yer alıyor.
Şanlı, 25 Eylül’de avukatı aracılığıyla iltica talebinde baulunmuş. Gerekçe olarak, Türkiye’de yaşadıkları nedeniyle hafıza kaybına uğradığını ve son yıllarda başından geçen olaylara ait detayları kardeşi ve avukatının kendisine anlattığı kadarıyla bildiğini anlatmış. Ecevit Şanlı, ayrıca şunları söylemiş: “2001 Temmuz’da sağlık nedeniyle tahliyemden sonra ‘canlı bomba’ olduğum gerekçesiyle iki kez evimi bastılar ve tutuklandım. Devamlı polis takibindeydim.”
Şanlı’nın iltica başvurusu Federal Göçmenler ve İltica Dairesi (BMF) tarafından 25 Haziran 2003 tarihinde reddedilmiş. Ancak Şanlı, itiraz edince iltica talebi 2 Haziran 2005 tarihinde kabul edilmiş. Yüksel ULUDAĞ / FRANKFURT
ABD medyası Patriotlara dikkat çekti
ANKARA’DAKİ saldırıyla ilgili ABD’de basınında saldırının neden işlenmiş olabileceğine dair yorumlar yer aldı. Amerikan CNN sitesi, “Saldırı Soğuk Savaş dinamiklerinin hatırlatıcısı” başlıklı bir yazıda Ankara’daki intihar saldırısının kontr-terör kurumlarına Batı hükümetlerini sadece cihadcı grupların tehdit etmediğini hatırlattığını belirtti. Siteye konuşan analistler DHKP/C’nin saldırısıyla ilgili iki amacının olabileceğini aktardı. Analistlere göre birinci amaç, Türk hükümetini zor durumda bırakmak, ikincisi ise örgütün Türk topraklarına Patriotlarının yerleştirilmesine tepkisini göstermek. Gazete örgütün birçok üyesinin Suriye rejimine yakın olduğunun düşünüldüğünü belirterek DHKP/C’nin Suriye hükümetine yakın PKK’yle bağlantısının olduğunu da ekledi. Washington Post gazetesi de Türkiye’nin Suriye konusunda ABD ile yakın zamandaki işbirliğinin örgüte yeni bir “varolma sebebi” verdiğini yazarak Patriot füzelerinin gelişini hatırlattı. New York Times gazetesine konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi, saldırının ardında kimlerin olduğunu söylemek için erken olduğunu, ABD’nin kendi soruşturmasını yürüteceğini kaydetti. Georgetown Üniversitesi’nden terör uzmanı Bruce Hoffman ise Türklerin, saldırıyı hızlı bir şekilde çözmesinin şüphe yarattığını belirterek, “Bir terör saldırısı, 24 saat içinde çözülürse şüphe çeker” dedi. DIŞ HABERLER
Güvenlik zirvesi
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katılımıyla, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde “Özel Güvenlik Zirvesi” gerçekleştirildi. ABD Büyükelçiliği’ne canlı bomba saldırısından önce planlanmıştı.
Mustafa KÜÇÜK / İSTANBUL
2002’de 2 kez ‘canlı bomba’ diye yakalanmış
CANLI bomba Ecevit Şanlı, 18 Eylül 2002 tarihinde Almanya’ya sahte pasaportla girmiş. Almanya’ya geldikten bir hafta sonra iltica başvurusunda bulunan Ecevit Şanlı’nın yetkililere verdiği ifadesinde, sahte pasaportla Almanya’ya giriş yaptığı ve Almanya’ya girişte kullandığı bir tanıdığının adına çıkartılmış pasaportu da imha ettiği bilgileri yer alıyor.
Şanlı, 25 Eylül’de avukatı aracılığıyla iltica talebinde baulunmuş. Gerekçe olarak, Türkiye’de yaşadıkları nedeniyle hafıza kaybına uğradığını ve son yıllarda başından geçen olaylara ait detayları kardeşi ve avukatının kendisine anlattığı kadarıyla bildiğini anlatmış. Ecevit Şanlı, ayrıca şunları söylemiş: “2001 Temmuz’da sağlık nedeniyle tahliyemden sonra ‘canlı bomba’ olduğum gerekçesiyle iki kez evimi bastılar ve tutuklandım. Devamlı polis takibindeydim.”
Şanlı’nın iltica başvurusu Federal Göçmenler ve İltica Dairesi (BMF) tarafından 25 Haziran 2003 tarihinde reddedilmiş. Ancak Şanlı, itiraz edince iltica talebi 2 Haziran 2005 tarihinde kabul edilmiş. Yüksel ULUDAĞ / FRANKFURT