İtibara karşılık bulalım

SAYGIDEĞER milletvekilleri dün yapılan oylamada Koray Aydın'ın istifasını kabul etmediler. Koray Aydın ‘‘delikanlı’’ bir çıkış yaparak ‘‘iyi puan’’ topladığı gibi bakanlık dışında bir kaybı da yok. Savcılıkça hazırlanan iddianamede adı olmadığı için de şimdi kendisine ‘‘iade-i itibar’’da bulunulacakmış. Peki savcının kalemi ‘‘Koray Aydın’’ yazmadı diye Koray Aydın aklandı mı?Ya da Koray Aydın'ın siyasi ahlakla bağdaşmayan hareketinin, hukuki karşılığının olmaması hareketi ‘‘kabul edilebilir’’ ve hatta daha ötesi ‘‘itibarlı’’ yapabilir mi?Koray Aydın'ın kendine ait işyeri üzerinden deprem müteahhitlerine mal satıyor olması cezai bir durum gerektirmemekle birlikte ‘‘ahlaklı’’ bir durum sayılabilir mi?‘‘Suç’’ kavramını belirleyen şey ille ‘‘müeyyide’’midir?Zinanın ceza kanununda suç olmaktan çıkarılması, zinayı yapılması gereken şerefli bir hareket haline getirir mi?Zina yapanı itibarlı saymak, zinayı azaltır mı, artırır mı?Bu nedenlerle Koray Aydın'a iade-i itibar girişimlerini hayret ve kaygıyla izliyorum.Koray Aydın'ın ‘‘siyasi ahlakla bağdaşmayan’’ hareketi nedeniyle Meclis'ten uzaklaştırılmasına olanak sağlamayan kararı normal karşılayabilirim. Çünkü ‘‘Siyasi ahlakla bağdaşmayan hareket yapan her milletvekilini yüce Meclis'ten atmaya kalkışsak Meclis'i ıssız bir yer haline getiririz’’ diye korkmuş olabilirler. Ama iade-i itibar başka bir şeydir. Koray Aydın'a iade-i itibar, itibar kelimesini anlamsız hale getirir ki, şu an yerine koyacak kelime ben bulamıyorum. Önce Türk Dil Kurumu kelimeyi bulsun. İtibarın içine sonra edelim. Uğursuz reklamFATİH ne zaman malum GSM operatörünün reklamlarında oynasa işini kaybediyor. Hatırlayın geçen yıl Fatih evinde otururken kapı çalıyor, bir polis kapının önündeki otomobilini çekmesini istiyor, Fatih balkona çıkınca aşağıda mumlarla doğum gününü kutlayan Fiorentina taraftarlarıyla karşılaşıyordu. Sonunda da Telsim'in kırmızı logosu Fiorentina'nın moruna dönüşüyordu. Reklamın yayına girmesinden çok kısa bir süre sonra Fatih'in Fiorentina ile yolları ayrıldı. Telsim'in logosu fena morardı. Ve bu büyük prodüksiyon hemen yayından kaldırıldı. Fatih Terim bu yıl Milan'a geçti. Telsim de fırsatı kaçırmadı ve bu kez de Milan üzerine kurulu bir film çekti. Burada markaları açıkça kullanılan Milan ve Juventus'a bir para ödendiğini hiç zannetmiyorum ama Terim'in Milan'ına kazık atmaya çalışan bir ‘‘velet’’ ekranlara yansıdı. Fiorentina'da ‘‘moraran’’ Telsim, burada ‘‘ter’’liyordu ve Telsim ‘‘Terim’’e dönüşüyordu.Reklam yayına girdikten kısa bir süre sonra Fatih bu kez Milan'dan kovuldu. Milan'ın Fatih'i kovmasına çeşitli gerekçeler bulanlar var. Milan kendi markasının bir reklam filminde kullanılmasından da rahatsız oldu diyenler var. Daha öteye gidip ‘‘Milan'ın bir numaralı sponsoru Opel, Terim'in Merdeces'in arka koltuğuna kurulup reklam yapmasına bozuldu’’ diyenler de var. Olayı medeniyetler çatışmasına, yükselen Müslüman karşıtlığına kadar götürenler var. Bunların hangisi daha doğrudur, daha geçerlidir bilmiyorum.Ertuğrul Özkök'ün dün yazdığı gibi Terim'in ‘‘hormonlu egosu’’ da Milan yönetimini kızdırmış olabilir. Bilmiyorum. Bildiğim iki şey var. Birincisi Telsim reklamının Terim'e hiçbir zaman uğur getirmediği.İkincisi ise Milan'dan kovulmanın Terim'e müthiş bir motivasyon sağlayacağı. Benim tanıdığım Terim'in bundan sonraki hedefi Juventus ve Inter gibi bir takımın başında Milan'ı rezil etmek olacaktır.İşvereni biraz sabrederse, bunu başaracağından hiç kuşkum olmaz. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Dışardaki Taliban'a karşı asker gönderenler, içerdeki Talibanlarla işbirliği yapmadığı zaman. M.Ç.