Güncelleme Tarihi:
Kapağında, “Sultanın çocukları (İ figli del Sultano)” başlığını kullanan derginin tanıtımında konuşan İtalya Dışişleri eski Bakanı Frattini, “Avrupa Birliği (AB) Türkiye’ye ikiyüzlü davrandı. Komisyon zirvelerinde bile Türkiye masada istenmedi” dedi.
Kitap formatında yayınlanan ve 198 sayfadan oluşan Limes dergisi, “Taksim’in dalgası Türkiye’yi böldü. Erdoğan modelinin sonu mu?” alt başlığıyla Türkiye’yi irdeledi. Çok sayıda İtalyan siyasetçi, yazar ve gazeteci gibi meslek dallarından danışmanla çalışan derginin tanıtımı, Uluslararası Kuruluşlar İçin İtalya Derneği’nin (SIOI) Roma’daki merkezinde düzenlenen bir toplantıyla yapıldı.
İtalya Dışişleri eski Bakanı ve SIOI Başkanı Franco Frattini, Limes dergisi direktörü Lucio Caracciolo, Gazeteci-Yazar Marco Ansaldo ve Luiss Guido, Carli Üniversitesi’nde Stratejik Araştırmalar alanında dersler veren Doç. Dr. Germano Dottori, Türkiye’de ve bölgede yaşanan gelişmelerin bu ülke üzerindeki etkilerini masaya yatırdı.
TÜRKİYE, BÖLGEDE İSLAMİ BİR MODEL OLMAK İSTEDİ
Aynı zamanda İtalya’nın NATO Genel Sekreteri adayı olan Franco Frattini, “AKP içinde gerçek bir ideolog” diye tanımladığı eski meslektaşı Ahmet Davutoğlu’nun “sıfır sorun” politikası hayaline rağmen komşularla sorunların yaşandığını kaydederek, şunları söyledi: Bunlar oldu çünkü Türkiye bir şeyler yapmak istedi ve sorunlara karşı bir statü belirlemek istedi. Ben Türkiye’nin, Arap Baharı denen olaylara büyük bir endişeyle yaklaştığını düşünmüyorum. Çünkü Başbakan Erdoğan bölgede, bir İslami model oluşturulmasını istiyordu. Erdoğan’ın, Mısır’daki devrimin ilk günlerinde Kahire’de yaptığı tarihi önemdeki konuşmasında da, ‘sivil bir İslami yönetimin altını çizdiğini hatırlayalım. Ayrıca Mısır’ın Tahran’a değil, Ankara’ya yakın olması gerektiğini belirttiğini de hesaba katalım. Ancak sonuçta Müslüman Kardeşler ile birlikte bu modelin de iflas ettiği görülmüş oldu.
Dergi son sayısının tamamını Türkiye'ye ayırdı |
TÜRKİYE'Yİ MASADA İSTEMEDİLER
Frattini, uluslararası ilişkilerde önemli olabilecek bir unsurun da altını çizerek, “Dışişleri bakanlığı görevimin başlarında, Avrupa Konseyi’nin zirve toplantılarının açılışında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu aday ülkelerin liderleri de masada otururdu. Ancak bu geleneği kaybettik. Çünkü bazı aday ülkeler, ‘masada Türkiye olmasa da olur’ dedi. Bunun üzerine Türkiye’yle birilikte diğer aday ülkeleri masaya almamaya başladık” diye konuştu.
“Sadece bu değil AB, Türkiye karşısında bir dizi hatalar yaptı” diye konuşmasına devam eden Frattini, “Suriye’de yaşanan dramın ardından Türkiye’ye yüz binlerce kişi göç etti. Ancak Avrupa, bu zor döneminde de yine Türkiye’nin yanında olmadı ve pek çok açıdan ikiyüzlü davrandı” dedi.
Vize muafiyeti ve geri kabul anlaşması konusunda da AB ülkelerinin Türkiye’ye ikiyüzlü davrandığının altını çizen Frattini, “NATO üyesi ülkelerin, dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korumak için Türkiye’ye patriotlar yerleştirme kararı da önemli bir jestti ama yeterli değildi” diye sözlerini sürdürdü.
Frattini, İtalya’nın jeopolitik, tarihi, kültürel bakımdan ve dış politikasının gereği açısından, AB ile bağların kopmaması için hem Türkiye’yi hem de AB ülkelerini cesaretlendirmesi gerektiğini de ekledi.
TÜRKİYE – İSRAİL - ABD BERABER ÇALIŞMAZSA HEPİMİZ TEHLİKEDE OLURUZ
Türkiye’nin bölgede güçlü bir unsur olduğunu dile getiren Frattini, ABD’de Yahudi toplumunun katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye ve İsrail ilişkilerinin barış içinde sürmesi gerektiğinin altını çizdiğini de anlatarak, “ABD, İsrail ve Türkiye, bölgenin güvenliği için oynanan satrançta beraber çalışmadığı takdirde hepimiz tehlike altında oluruz” diye konuştu.
Türkiye’de son dönemde yaşanan hükümet karşıtı protestoların, Erdoğan hükümetini tehlikeye sokmayacağına inandığını da belirten Frattini, “ABD’nin de AKP hükümetinin meşruiyetini yok sayacağını sanmam” dedi.
Lucio Caracciolo ise, Başbakan Erdoğan’ın Batı’da zor bulunacak bir karizmaya sahip olduğunu söyleyerek, “O olmadan ya AKP olmaz ya da çok güç kaybeder. Erdoğan ne kadar da olmayı arzu etse bir diktatör değildir” dedi. Gazeteci Ansaldo ise, Erdoğan’ın ülkeyi ikiye böldüğünü savunarak, “Gezi olayları yaşanırken Abdullah Gül daha ılımlı ve diyalog kapısını açan açıklamalar yaptı” diye konuşarak, Türkiye’de basın özgürlüğü sorununun gittikçe ağırlaştığını ekledi.
Germano Dottori ise, Türkiye gibi büyük ve nüfusu kalabalık bir ülkenin AB’ye girmesinin, en çok İtalya için tehlike oluşturacağına, çünkü bu ülkenin ilk 4’teki yerini alacağını savundu.