<b>Merve YENAL </b>
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2002 13:01
Mobbing... İngilizce'de saldırma, aşağılama, hor görme demek. Artık yönetim literatürüne de girdi. İşyerinde tüm iyiniyetinize, çok çalışmanıza rağmen 'ekipten' dışlanıyor musunuz? Sözlü tacize uğrayıp, sürekli dedikodu malzemesi mi oluyorsunuz? Kimse sizi umursamıyor, angarya işlere mi gömülüyorsunuz? Müdürünüz sizi dinlemeyip istifa etmeniz için elinden geleni yapıyor mu? Bunlardan biri ya da birkaçına maruz kalıyorsanız size 'mobbing' uygulanıyor demektir. Yurtdışında olsaydınız eliniz kolunuz bağlı olmayacaktı. Türkiye'de ise ya katlanacaksınız ya da kapıyı çarpıp gideceksiniz.
İşinizi çok seviyordunuz. Çok başarılıydınız. Ancak dörtdörtlük giden kariyer yaşamınız bir anda tersine döndü. Geceleri uyumak nedir unuttunuz. Gündüzleri mideniz bulanmaya vücudunuzu ateş basmaya başladı. İştahınız kalmadı.
Sabahları ofise girerken ayaklarınız geri gidiyor. Akşamı zor ediyorsunuz. Bunun böyle devam edemeyeceğini düşünüyorsunuz. Ancak bütün bunlarda sizin hiçbir suçunuz yok. Her şey sizi ‘farklı nedenlerle’ çekemeyen iş arkadaşlarınızın veya patronunuzun başının altından çıkıyor. Çünkü siz bir 'mobbing' kurbanısınız!..
SALDIRMA, HOR GÖRME
'Mobbing' İngilizce bir kelime. Saldırma, aşağılama, hor görme anlamlarına geliyor. Çalışma ortamında belirli bir kişiyi hedef alan ve uzun süre devam eden olumsuz davranışlar olarak tanımlanıyor. Henüz Türkçe bir karşılığı yok. 'İşyerinde ruhsal taciz' veya 'psikolojik terör' gibi tanımlamalar yapılıyor.
İlk kez 1984'te İsveçli psikolog Heinz Leymann'ın yaptığı bir araştırmayla gündeme geldi. Leymann 'mobbing'i bir ya da birkaç kişinin bir çalışana karşı sistematik olarak ve düşmanca yürüttüğü aktiviteler olarak tanımlıyor. Saldırılar kişinin itibarını zedelemeyi, onun iletişim fırsatlarını ortadan kaldırmayı ve iş başarısını düşürmeyi hedefliyor. Bu davranışlar o kişiyi bezdirmek ve işinden istifa etmesini sağlamak amacıyla yani bilinçli bir şekilde uygulanıyor.
Bir şirketin organizasyonundaki bozukluklar ve kötü yönetim otomatik olarak mobbing için ortam yaratıyor. Bu nedenle en çok hastane, okul veya dini kurumlar gibi otoritenin pek de sıkı olmadığı ortamlarda rastlanıyor. Belirsizlikten kaynaklanan otorite boşluğunda güçlü güçsüzü eziyor. Şirketin üst yönetimi bu problemi çözmek yerine görmezlikten gelirse problem derinleşiyor ve büyüyor.
KURBANIN DRAMI
Bir davranışın 'mobbing' olarak kabul edilmesi için haftada en az bir kez tekrarlanması, altı ay gibi uzun bir zaman dilimine yayılması gerekiyor.
Sorun önce kurbanla yaşanan bir çatışma olarak ortaya çıkıyor. Çatışma kısa süre sonra taciz halini alıyor. Aslında bu tür olaylar işyerinde sürekli yaşanıyor. İki meslektaş arasındaki sürtüşme, tartışma, şefin çalışanına olan kızgınlığı gibi...
Olaylar tekrarlanıp, kişiyi dışlamak veya cezalandırmak için bilinçli olarak yapılınca işin boyutu değişiyor. Üst yönetimin de işin içine karışmasıyla ‘vaka’ halini alıyor.
Taciz uygulayanlar kurbanı suçlu göstermeye çalıştığı için üst yönetim buna paralel kararlar alabiliyor. Çoğu zaman sorun kurbanın işinden olmasıyla 'çözümleniyor'. Tabi o zamana kadar istifa etmediyse...
İstifa 'mobbing' olaylarında kaçınılmaz bir son gibi. Çünkü yaşananlar kişi üzerinde ağır psikolojik baskı yaratıyor. Uyku düzensizliğinden, yeme bozukluğuna, konuşma problemlerinden kalp ve dolaşım rahatsızlıklarına ve travma sonrası stres bozukluğuna kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içeriyor. Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nde Klinik Psikolog olarak görev yapan Deniz Yücel kurbanın düştüğü sıkıntının boyutlarının çok geniş olduğunu söylüyor:
‘‘Kişinin stresi artıyor, karamsarlığı depresyona dönüşebiliyor. Ortamın sıkıntısı ve uygulanan baskı kendine olan güvenini sarsıyor. Hatta bu durumu genelleyerek hayatta atacağı her adımda başarısız olacağını bile düşünebiliyor.‘‘
Yücel 'mobbing' olayında kurbanın karakterinin önem taşıdığını söylüyor. Duygusal açıdan güçlü, kendine güvenen kişilere taciz uygulamak nispeten zorlaşıyor. Kendine güveni az olanlar daha çok etkileniyor.
İşini kaybetmenin kolay, yeni iş bulmanın zor olduğu şu zamanlarda bu tür uygulamaların arttığını belirtiyor. Baskılara dayanamayan kişiler işten ayrılmak istiyor, fakat yeni bir iş bulamama tehlikesi onları dayanmaya zorluyor. Bu ikilem içinde motivasyonları bozuluyor, iş yapamaz duruma geliyorlar. Kendileri istifa etmeseler de çoğunlukla istifaya zorlanıyorlar.
İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nursel Telman başarılı elemanın grupta barındırılmadığını belirtiyor:
‘‘Çoğu çalışanın birbiriyle ahbaplık ilişkileri var. Uymayanı dışlıyorlar. Hoşlanmadığı işleri önüne veriyorlar. Şefi doldurup işbirliği yapıyorlar. Türk insanı başaranı eleştirmek için özel çaba harcar. Elde edemediğimiz bir şeyin başkasında bulunması bizi onu ezmeye iter.‘‘
Bu tip bir saldırı sonucu işten ayrılan kişinin psikolojik problemleri devam ediyor. Eğer tedavi görmezse aynı şeylerle karşılaşacağı korkusuyla yeni bir işe girmekte zorlanıyor. Batı ülkeleri bu gibi büyük etkileri olan bir konu hakkında önlem almakta gecikmemiş.
'Mobbing'i insanların iş dünyasında birbirlerini ‘öldürebilecekleri‘ bir yöntem olarak görüyorlar. Örneğin, İsveç'te yıllık intihar olaylarının yüzde 10-20'sinin nedeni 'mobbing'. Ancak İsveç olaylara çabuk tepki vermiş. 'Mobbing'i çalışma ortamında yasaklayan ilk ülke olmuş. İşçi Koruma Bakanlığı'nın 'iş yaşamındaki incitici hareketlere' karşı oluşturduğu kanun, kurbana ihbar hakkı veriyor. Kişi hemen bir destek ve yardım programına alınıyor.
Yönetim Danışmanı Yücel Poyraz Türkiye'de bu tip konularda yasaların güçlü ve belirgin olmadığını söylüyor. Şirket eğer profesyonelse insan kaynakları departmanları devreye giriyor. Ancak 'patron şirketleri'nde baskıya maruz kalan kişi çoğunlukla işi bırakıyor. Yücel, kadın çalışanların duygusal açıdan daha zayıf olduğu inancıyla daha çok kadınların hedef alındığını söylüyor.
Gerekli yasal değişiklikler yapılmadan bu soruna çözüm getirilemeyeceğine inanıyor: ‘‘Bazı bilgileri saklıyorlar. İş görüşmelerine götürmüyorlar, toplantılara sokmuyorlar, iş amaçlarını belli eden sözlü tacizlere kadar varıyor. Eğer şirketin insan kaynakları departmanı güçlüyse, kişi korumaya alınabilir. Aynı şirkette departman değiştirir.‘‘
1. Kurbanın iletişim kurmasını engelleme: Yönetim, kişinin iletişim kurmasına izin vermez, kurban susturulur, iş dağılımı sırasında sözlü saldırı ve taciz uygulanır.
2. Kurbanın sosyal bağlarını zedeleme: İş arkadaşları konuşmayı keser, kurban iş arkadaşlarından uzakta izole bir ofiste çalışmaya mahkum edilir.
3. Kurbanın iş itibarına zarar verme: Kurban hakkında dedikodu yapılır, herhangi bir özelliğiyle açıkça dalga geçilir.
4. Kariyerine zarar verme: Kurbana yeni projeler verilmez, üzerine angaryalar yıkılır, kimsenin yapmak istemediği görevler ona kalır.
5. Fiziksel sağlığa zarar verme: Kurbana tehlikeli işler verilir, fiziksel saldırılarda veya cinsel tacizde bulunulur, güç uygulanır.
'Mobbing' nedir?
- Çalışma ortamında belirli bir kişiyi hedef alan ve uzun süre devam eden olumsuz davranışlar, imalar ve sözler.
'Mobbing' ile sürtüşme arasında ne fark var?
- Sürtüşme genelde aynı güç ve imtiyaza sahip kişiler arasında gerçekleşiyor. 'Mobbing' seviye olarak daha güçsüz konumda olan birine karşı uygulanıyor. Bu kişi uzun süreli ve sık devam eden baskı ile daha da güçsüz hale getiriliyor.
Bir kişiye 'mobbing' uygulandığında ne oluyor?
- Saldırılar kişinin itibarını zedelemeyi, onun iletişim fırsatlarını ortadan kaldırmayı ve iş başarısını düşürmeyi hedefliyor.
En sık hangi ortamlarda mobbing uygulanıyor?
- Organizasyonu aksayan ve kötü yönetilen şirketlerde otomatik olarak bir belirsizlik yaşanıyor. Bu ortamda kişiler arası görüş ayrılıkları ortaya çıkabiliyor. Üst yönetim bu sorunu çözmek yerine görmezlikten gelirse olay derinleşiyor.
Mobbing uygulanan kişide ne gibi sorunlar oraya çıkabiliyor?
Uyku düzensizliği, yeme bozukluğu, konuşma problemleri, kalp ve dolaşım rahatsızlıkları, travma sonrası depresyon.