İsyanbul'u Dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İsyanbulu Dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2000 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

Masalar kaldırıma!

Zaman zaman söylenir: ‘‘Ulusça eğlenmeyi, sevinmeyi bilmiyoruz’’. Ben başka birşey diyeceğim: Ulusça ‘‘dışarısı’’ ile aramız pek yok.

Yıllar önce bir Boğaz gezisi sırasında keşfetmiştim: Bizler ‘‘dışarı’’dan pek haz etmiyoruz. Vapur gezisi sırasında Boğaz'ın iki kıyısındaki tarihi yalılara baktığımda bir şey farketmiştim. Eski yerleşim mekanları ile yenileri arasında önemli bir fark vardı: Eskilerin çoğunda bütün deniz atmosferi yalnızca pencerelerle sınırlıydı. Yani balkon ya da teras ön planda göze çarpmıyordu. Sonra yerleşim düzeni dikkatimi çekti.

Balkonlar kapatılıyor

Bilir misiniz, antik kıyı kentlerinde evler denize dik sokaklar üzerindedir. Yani denizden gelen soluğu içeriye taşımaya elverişli bir düzen. Ama Boğaz'da ana yol denize paraleldi ve o zamanlar birçok noktada sahil yolu denizden ayrılıp, yalıların iç tarafından devam ederdi. Yani yerleşim düzeni denizi kapatıyordu. Sonra kentteki apartmanlara baktım: Apartmanların çoğu balkonlu yapılıyor, ancak balkonlar taşınanlarca hemen kapatılıveriyor ve ‘‘dışarı’’sı iptal ediliyordu. Hep dikkat etmişimdir ‘‘dışarısı’’nı daha çok sevenler Anadolu yakasında oturanlardı. Belki bir zamanlar o yakanın sayfiye niteliği taşımasındandır, kimbilir... Yaz kış müşterisi olan dondurmacılar da hep karşı taraftaydı...

Birşeyler değişti

Sonraları trafiğe kapanan alanlarda bir miktar ‘‘dışarı’’ kültürü gelişti. Ortaköy'ün ilk zamanlarını hatırlıyorum. Çay bahçelerine kafeler de eklendi.

Bazı şeyler gelenekseldir. Ama görüyorum ki talep, bazı şeyleri değiştirebiliyor. Kafeler kenti diye eskiden ilk akla gelen kent Paris’ti. Paris'in kafeleri, yazarları ve sanatçılaryla dünyaca ünlüydü. (Bir Cafe Fleur'ü düşünsenize, bir masada Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir...) Peki bir soru: Pub'lar kenti? Cevap hemen geliyor değil mi?: Londra. Ama pubların son kalesi de elden gitmiş. Şimdilerde Londra sokaklara taşan kafe kültürünün keyfini yaşıyor.

Bir semtte kaldırıma ‘‘taşan’’ kafe bence ne anlama gelir, biliyor musunuz? Kafe açısından ‘‘devamlı müşteri’’, bizler açısından eve dönerken ya da dışarı çıkarken soluklanabilecek bir yer, akşamın ya da sabahın; tatil günlerinde ise boş günün ya da basitçe aylaklığın ‘‘dışarda’’ keyifle yaşanmasıdır. Arkadaşlarla buluşma, sohbetler...

Kaldırım bile yok

Ama biz ‘‘dışarı’’dan pek haz etmediğimizden ya da dışarda keyif kültürümüz çok eskiye dayanmadığından olsa gerek, kaldırımlar kimi semtlerde yayalara bile dar geliyor. Hatta kimi yerde kaldırım yok! (Hatta hatırlıyorum, yıllar önce ilk kaldırım yenileme çalışmalarında çocuk arabası ya da tekerlekli sandalye girişi için kaldırımlara yapılan eşikleri önce kimseler anlamamıştı! Yani kaldırımlar hayattan öylesine ‘‘kopuk’’tu.)

Ayrıca görüyoruz ki, kaldırıma masa çıkarmak birçok yerde ‘‘mevzuat’’a takılıyor...

Sosyal açıdan ‘‘biz iyi şeylere layığız’’ düşüncesi son 20 yılın ürünü. Bunun hayata geçirilmesi ise pratik açıdan 10 yıllık bir geçmişe sahip gibi görünüyor. Yani henüz ‘‘yeni’’. Sokakta, açık havada keyif anlamında yeşil alanlar, parklar, bisiklet, yürüme parkurları, kafelerin geçmişi henüz uzak değil. Herşey, değişen kültürle evriliyor, değişiyor.

Diyeceğim, kaldırımlar da, mevzuat da değişebilir.

Maksat muhabbet olsun!

Herkes kendi kuralını uyguluyor

İstanbul'da yazın niçin lokanta ve kahveler masalarını sokağa çıkarmıyor? Bu konuyu pek çok ilçe belediyesi ile görüştük.

BEYKOZ

Beykoz'da bir 'çay içimi' için uğranabilecek yerler ilçenin Boğaz manzarasından faydalanılabilecek bölgelerinde. İlçe belediyesi bu tür yerlere insan ve araç trafiğini aksatmaması ve ruhsatlı olması koşuluyla izin veriyor.

KÜÇÜKÇEKMECE VE

BAYRAMPAŞA

Küçükçekmece Belediyesi tıpkı Bayrampaşa Belediyesi gibi pastane, büfe ve kafelerin hiçbir biçimde kaldırımlara masa çıkarmasına izin vermiyor. Belediye yetkilileri bu tür uygulamalar için müsait yerlerin olmamasını neden gösteriyor.

BÜYÜKÇEKMECE

İlçede kordon boyu ve çarşı içi gibi trafiğe kapalı alanlar dışında hiçbir biçimde işgaliyeye izin verilmiyor. Zaten belediye buralarda işgaliyeye semt esnafı ve halkının görüşlerini alarak izin verdiğini söylüyor.

BEŞİKTAŞ

Belediyenin izlenmesi gereken bir prosedürü var. Bir lokanta ya da kahve, yaya ve insan trafiğini engellemediğinden, komşuları rahatsız etmediğinden emin olmalı. Bu şartlar tamamsa bir kroki çizip belediyeye başvuruyor. Onaylanırsa, işgaliye ödeyerek masalarını açık havaya çıkarabiliyor.

BEYOĞLU

Günde 400 bin insanın geçtiği İstiklal Caddesi'nin bulunmasına karşın, dışarı masa çıkarılmaya izin yok. Belediye yetkilileri bütün ilçede sadece dört noktada bu uygulamaya izin verdiklerini, bunların da ikisinin Taksim'de, diğer ikisinin de Kasımpaşa ve Dolmabahçe'de olmak üzere dört işyeri olduğunu söylüyor.

ADALAR

Bu ilçede yazın dışarıda bol bol keyif sürülebiliyor. Belediye yetkilileri bölgenin sayfiye konumuna uygun olarak dışarı çıkarılacak masalara hoşgörüyle bakıyor. Ancak yaya ve fayton trafiğini engellememesi için çizilen çizgileri geçmemeleri gerekiyor.

BAKIRKÖY

Şıklığı ön planda tutan bir belediye. İlçede yol kenarı çay keyfi uygulaması çok yaygın olmasa da belediyenin kriteri öncelikle temizlik ve şıklık. İstasyon Caddesi'nde belediyenin izin verdiği bu yerlerde emeklilere çay 50 bin liradan satılmak zorunda.

KADIKÖY

Kaldırım ve yeşil alanlara masa çıkarılmasına kesinlikle karşı olan belediyelerden. Yine de uygulama var. Buralarda masa başına aylık 15 milyon lira işgaliye ödeniyor. Caddede kaldırıma taşmadan dükkanların kendi mülklerine masa çıkarabilmesi için apartmanda yaşayan diğer kat maliklerinin onaylarının belediyeye ulaştırılması gerekiyor.

EYÜP

Eyüp Camii çevresinde oluşturulan 42 bin metrekarelik yayalaştırılmış alan sayesinde İstanbul'un açık hava kafeleri konusunda en şanslı ilçesi oldu. Masalar için işgaliye bedeli alınıyor. Tüm ilçe genelinde trafik engellenmediği sürece sokağa masa çıkarmak serbest.

KARTAL

Kartal'ın trafiğe kapalı yeri de oldukça az. Kaldırımlara masa, sandalye konmasına kesinlikle izin verilmiyor. Açıkhavada oturulacak çay bahçelerinin sahilde yeteri kadar olduğunu söylüyorlar.

SARIYER

Kısıtlama bazı noktalarda; dar kaldırımlarda, yaya yola inmek durumunda kalıyorsa yapılıyor. Turizme açık bir ilçe olduğundan doğru yerlerde kaldırıma masa konmasına karşı değiller.

ZEYTİNBURNU

Zeytinburnu rahat kaldırımları olan bir ilçe değil. Bazı sokaklarda kaldırım bile yok. Yaya trafiğine zarar vermediği, estetik sıkıntı çıkarmadığı sürece izin veriliyor. Dışarıya çıkarılan masa ve sandalyelerin kentin silüetine uygun kent mobilyaları olması gerekiyor.

FATİH

Fatih Belediyesi kaldırımlara masa ve sandalye çıkarılmasından pek hoşlanmasa da, tüm şartlar uygun olduğunda izin veriyor. Ancak trafiğe kapalı alanlarda izin alınabiliyor. Dışarıya çıkarılacak mobilyaların kalitesine de bakılıyor. Belediye yetkilileri özellikle yazın nefes alacak yerlere şiddetle ihtiyaç olduğunu kabul ediyor.

YÖNETENLERİN DİKKATİNE

Yol çok bozuk

RİVA

Riva'dan arayan bir okurumuz, özellikle bahar ve yaz aylarında yoğun olarak tercih edilen Riva yolunun gidilecek gibi olmadığını söylüyordu. Birçok yerde arabaların manevra yaparak çukurlardan kaçabildiğini belirten okurumuz, bu yolun yapılması için çok başvuruda bulunduklarını, ancak sonuç alınmadığını ifade etti.

Ek sefer talebi

TOZKOPARAN

Haberin Devamı
Tozkoparan’dan bize faks çeken bir okurumuz, Taksim-Tozkoparan arasında çalışan otobüslerin yetersizliğinden şikayetçi. Az sayıdaki otobüsün düzensiz çalışması nedeniyle her sabah işine geç kaldığını yazıyor ve İETT yetkililerinin bu hatta ek sefer koymasını istiyor.

Banu TUNA, Savaş ÖZBEY

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!