Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2004 00:00
Bölge Adliye Mahkemeleri'nin (istinaf) kurulmasını öngören 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun, Resmi Gazete'de yayımlandı.5235 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun” Bölge Adliye Mahkemeleri'nin (istinaf) kurulmasını öngörüyor. İlk derece mahkemelerini “hukuk ve ceza mahkemeleri”, adli yargı ikinci derece mahkemelerini de “bölge adliye mahkemeleri” olarak adlandıran kanuna göre, hukuk mahkemeleri her il merkezi ile belirlenen ilçelerde kurulacak. Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hakimli olacak. Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde, bu mahkemede bir başkan ve yeteri kadar üye bulunacak ve mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanacak. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemeleri birden fazla daireli olabilecek. Hukuk mahkemelerinin iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenecek. Sulh hukuk mahkemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile diğer kanunlarda belirtilen görevleri yerine getirecek. Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakacak. Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırları olacak. CEZA MAHKEMELERİ Ceza mahkemelerini, “sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza” mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan “diğer ceza” mahkemeleri olarak sıralayan kanun uyarınca ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı'nca kurulacak. Sulh ceza ve asliye ceza mahkemelerinde tek hakim bulunacak. Ağır Ceza Mahkemesinde bir başkan ve yeteri kadar üye olacak. Bu mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanacak. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi olabilecek. MAHKEMELERİN GÖREVLERİ Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere iki yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezalar ve bunlara bağlı para cezaları ile fer'i cezalara, bağımsız olarak hükmedilebilecek her türlü para cezalarına ve tedbirlere ilişkin hükümlerin uygulanması, sulh ceza mahkemelerinin görevi içinde olacak. Sulh ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemeleri bakacak. İdam, ağır hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren cürümlerle ilgili dava ve işlere ağır ceza mahkemeleri bakacak. Diğer Ceza Mahkemeleri de özel kanunlarla belirlenen dava ve işleri görecek. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde, kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulacak. Ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırları olacak. SAVCILIKLAR Cumhuriyet Başsavcılığı ve Cumhuriyet Savcılığı'nı da düzenleyen kanuna göre, mahkeme kuruluşu bulunan her il merkezi ve ilçede o il veya ilçenin adı ile anılan bir Cumhuriyet başsavcılığı kurulacak. Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, bir başsavcı ve yeteri kadar savcı bulunacak. Gerekli hallerde Adalet Bakanlığı'nın önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararıyla birden fazla başsavcı vekili atanacak. Cumhuriyet Başsavcılığı, kamu davası açılıp açılmamasına karar vermek üzere soruşturma yapmak, yargılama faaliyetlerini kamu adına izlemek, kesinleşen mahkeme kararlarının yerine getirilmesiyle ilgili işlemleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü olacak. BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ Kanun, bölge adliye mahkemelerini Yargıtay benzeri bir yapıda ve temyiz yeri olarak görev yapacak mahkemeler olarak öngörüyor. Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı'nca kurulacak. Bu mahkemeler “Başkanlık, Başkanlar Kurulu, Hukuk ve Ceza Daireleri, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, Bölge Adliye Mahkemesi Adalet Komisyonu” ve müdürlüklerden oluşacak. Bölge adliye mahkemeleri, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlayacak. Ayrıca, adli yargı ilk derece mahkemesi hakimleri aleyhinde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre açılacak tazminat davalarına bakacak. Kanunla oluşturulması hükme bağlanan adalet komisyonları, mahkemelerin hakim ve savcıları dışında kalan personeli hakkında kanunlarla verilen tüm görevleri yerine getirecekler. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte duruşması başlamış işlerde mahkemelerin görevinde bir değişikliğin söz konusu olduğu hallerde, üst görevli mahkemeler yargılamaya devam edecek, alt görevli mahkemeler görevsizlik kararı vererek dosyayı üst mahkemeye gönderecek. Adalet Bakanlığı, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bölge adliye mahkemelerini kuracak, bu süre içinde mahkemeler için gerekli kadroların ataması yapılacak ve bina ve araç-gereçler sağlanacak. Bölge adliye mahkemeleri için 950 hakim ve savcı ile bin 547 yardımcı personel kadrosu ihdas edilecek. İSTİNAF MAHKEMELERİNİN İŞLEYİŞİ 5236 sayılı “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ise Yargıtay'ın iş yükünü azaltmak amacıyla kurulan istinaf mahkemelerinin işleyişine ilişkin hükümler getirerek, bu çerçevede Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda (HUMK) değişiklik öngörüyor. Kanun ile ilk derece mahkemelerin reddine ilişkin kararların incelenmesi bakımından istinaf yolu getirildi. Bölge adliye mahkemesi başkan ve üyelerinin reddi durumunda verilecek kararların incelenmesi bakımından ise temyiz yolu öngörüldü. Kanuna göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecek. Ancak, ilk derece mahkemelerince verilen ve miktar ve değeri bir milyar lirayı geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesin olacağı için bunlara karşı istinaf yoluna gidilemeyecek. İstinaf mahkemelerine, ilk derece mahkemelerince verilen kararların tebliğini izleyen 15 gün içinde başvurulabilecek. YARGILAMANIN HIZLANDIRILMASI Bölge adliye mahkemelerinde mutlaka yeni baştan yargılama yapılmayacak, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygunluğunun tespiti durumunda, başvurunun esastan reddine karar verilecek. Yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte, kanunun olaya uygulanmasında hata yapıldığı belirlendiğinde bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmiyorsa ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilecek. Bölge adliye mahkemelerinin miktar ve değeri 5 milyar lirayı geçmeyen davalarda vereceği kararlar kesin olacak. Ayrıca, sulh hukuk mahkemesinin görevine giren davalar; merci tayinine, dava nakline, çekişmesiz yargı işlerine, soy bağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar da kesin olup temyiz edilemeyecek. Bölge adliye mahkemesi, yeniden yargılama yapılmadan sonuca ulaşılmasına olanak bulunmayan durumlarda, davaya başından itibaren bakarak karar verebilecek. Bölge adliye mahkemelerinde karşı dava açılamayacak, davaya katılma isteminde bulunulamayacak, ıslah ve davaların birleştirilmesi istenemeyecek, yeni delil öne sürülemeyecek, ilk derece mahkemesinde öne sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenmeyecek, bu mahkemeler için yetki sözleşmesi yapılamayacak. YARGITAY'IN BOZMA NEDENLERİ Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilecek. Yargıtay temyiz incelemesini dosya üzerinde yapacak. Ancak, tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul kararlarının iptaline, evlenmenin butlanına veya iptaline, boşanma veya ayrılığa, velayete, soybağına ve kısıtlamaya ilişkin davalarla miktar veya değeri 10 milyar lirayı aşan alacak ve ayın davalarında taraflardan biri temyiz veya cevap dilekçesinde duruşma yapılmasını istemiş ise Yargıtayca duruşma yapılabilecek. Kanun ile Yargıtay'ın temyiz olunan kararı hangi sebeplerle bozacağı da yeniden düzenlendi. Buna göre, hukukun yanlış uygulanması, sözleşme hükümlerinin yanlış uygulanması, dava şartlarına aykırılık, taraflardan birinin dayandığı delillerin yasal bir neden olmaksızın kabul edilmemesi, bozma sebebi sayılacak. Kanun, bölge adliye mahkemesi kararının Yargıtay'ca bozulması üzerine “Bozmaya uyma veya direnme” durumlarına ilişkin iki olasılığını da düzenliyor. Birinci olarak bölge adliye mahkemesinin başvuruyu esastan reddi kararı üzerine, Yargıtay'ca karar kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi öngörülüyor. Daha sonra ilk derece mahkemesinin Yargıtay'ın bozma kararı doğrultusunda karar vermesi veya kararında direnmesi durumunda sadece temyiz yoluna başvuru olanağı tanınıyor. Bölge adliye mahkemelerinin başvuruyu esastan reddetmeyip düzeltmesi veya yeniden esas hakkında bir karar vermesi ve bu kararın Yargıtay'ca tamamen veya kısmen bozularak dosyanın tekrar mahkemeye gönderilmesi durumunda mahkeme, bozma kararına uyulup uyulmayacağına ilişkin bir karar verecek. Direnme kararı verilmesi durumunda inceleme Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nca yapılacak ve verilecek karar bağlayıcı olacak. KANUN YARARINA TEMYİZ YOLU Kanunla ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kararları arasında farklılıklara sebebiyet vermemek için, kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı Adalet Bakanlığı veya doğrudan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na “Kanun yararına temyiz yoluna başvurabilme” esası getirildi. Yargıtay'ca kanun yararına bozulan kararlar, Resmi Gazete'de yayınlanacak ve bu kararlar, mahkemelerin uygulamalarına kaynaklık edecek. Kanun, ilk derece mahkemelerinden verilen kararların, ikinci derece mahkemesi olarak bölge adliye mahkemelerince inceleneceği kuralına istisna olarak, ilk derece mahkemelerinde görev yapan hakimler hakkındaki tazminat davalarının bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde açılması ve görülmesi esasını getiriyor. Bölge adliye mahkemesi, bu davalara ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakacak. Bölge adliye mahkemesi hakimleri hakkında ise Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesinde dava açılabilecek ve bu daire de ilk derece mahkemesi sıfatı ile davayı inceleyerek karara bağlayacak. Her iki kanun da 1 Nisan 2005'te yürürlüğe girecek.
button