Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını dile getiren İstiklal Marşı birçok kişinin merak ettiği konulardan oldu. İşte, istiklal savaşı verilmesinden sonra ülkemizde kazandırılan İstiklal Marşı'nın kısa tarihi....
İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN YAZILDI?
Anadolu’da şehirlerde ve cephelerde koşturan, özellikle askerlere moral vermek için büyük çaba sarf eden İrşat Heyeti üyeleri, Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşa ile Garp Cephesinde görüşmüş, halkın ve askerlerin maneviyatı güçlendirecek bir milli marşın yazılması hususunu mütalaa etmişlerdi. Aynı zamanda, yeni kurulan Ankara Hükümeti’nin de gelişen dış temasları ve diplomatik ilişkileri de bir milli marşa duyulan ihtiyacı güçlendirmekteydi. Hükümet üyelerini ziyaret eden Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa, İrşat Heyeti’nin bu talebini iletir, milli heyecanı canlandıracak, Fransızların Marseyez Marşına benzer bir milli marş yazılmasını, ordu adına hükümetten talep eder. Bu talebi ve genel ihtiyacı değerlendiren Eğitim Bakanlığı da İstiklal Marşı’nın yazılması için -çalışmanın başında zikredilen- Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde ilan edilmiş olan yarışmayı açar.
İstiklal Marşı için yarışmanın açıldığı günlerde Mehmet Akif görevli olarak Kastamonu’da çalışmaktadır. İstiklal Marşı için bir yarışma ve ödül olması
fikrinden hoşlanmayan şair, müsabakaya katılmak istemez. Hasan Basri Bey -yine çalışmanın başında zikredilen- davet mektubunu 5 Şubat 1921’de Mehmet Akif’e iletir. Hasan Basri Bey, şair Mehmet Akif’i ikna edebilmek için şiiri kendisinin yazacağını söyler; şairden yardım talep eder. Mehmet Akif, birlikte yazalım der; ancak ikramiyeyi almayacağını söyler. Hasan Basri Bey, yarışma koşullarının şairin istediği gibi düzenleneceğini, ikramiyeyi
ise bir hayır kurumuna vereceklerini söyleyince Mehmet Akif İstiklal Marşı’nı yazmaya ikna olur. Mehmet Akif Ankara’ya vasıl olduktan sonra Tacettin Dergâhı’nda ikamet etmiş, şiirlerini, yazılarını bu güzel mekânda yazmıştır. Ancak Dergâh sadece bir ikametgâh değildir. Mehmet Akif ve onu ziyaret edenler için edebi, fikri, tasavvufi, kültürel ve sanatsal sohbetlerin yapıldığı, cephelerdeki durumdan halkın bilgi almak için koştuğu bir mekândır.71 Akif İstiklal Marşı’nı da bu mekânda yazmıştır.
1 Mart 1921 günü başkanlığını Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı Meclis görüşmelerinde İstiklal Marşı tafsilatlı olarak tartışılır. Verilen teklifin oylama ile kabulü üzerine, Hamdullah Suphi Bey İstiklal Marşı’nı okumak üzere kürsüye çıkar: Mehmet Akif’ten şiiri yazmasını kendisinin istediğini, şairin ikramiye nedeniyle yarışmaya katılmayı uygun görmediğini, ancak görüşmeler neticesinde Mehmet Akif’i ikna ettiklerini, elemelerden kalan son altı şiirle birlikte Mehmet Akif’in
şiirini Meclis’in seçimine sunduklarını söyler. Ardından, İstiklal Marşı’nı kürsüden okur.
Mehmet Akif’in yazdığı İstiklal Marşı bu görüşmeden on iki gün sonra Meclis’te yapılan türlü tartışmalardan sonra kabul edilir.
İSTİKLAL MARŞI BESTESİ
Milli mücadeleden dolayı yavaş yürüyen ve geciken beste yarışması, cumhuriyetin ilanından sonra yeniden gündeme geldi. 1924'te Ankara'da Maarif Vekaletinde bir kurul toplandı. Bu kurul, 24 müzisyenin bestesinin içinden Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. İstiklal Marşı, metni ve bestesiyle bütün okullara bildirildi. 1930 yılına kadar bütün okullarda söylendi. Ali Rıfat Çağatay'ın bestesinin Türk müziğinin etkisi altında olduğu gerekçesiyle 1930 yılında alınan karar uyarınca Osman Zeki Üngör'ün bestesi benimsendi.