Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili Türkiye'den özür dilemesinin, ısrarla yürütülen bir politikanın ürünü olduğunu belirterek, “Her diplomatik alanda İsrail'e ciddi bir baskı uygulandı” dedi.
Davutoğlu, SKY Türk 360 televizyonunda yayınlanan Siyaset Meydanı programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İsrail'in Mavi Marmara saldırısına ilişkin özrünün perde arkasını anlatan Davutoğlu, özrün bir günde ortaya çıkmadığını, son 15 günde hızlı bir sürecin gerçekleştiğini ancak 3 yıldır yaşananların buna zemin hazırladığını belirterek, “Israrla yürütülen bir politikanın ürünüdür” diye konuştu.
Mavi Marmara saldırısının yaşandığı güne ilişkin detayları da paylaşan Davutoğlu, olay gerçekleştiğinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Brezilya'da bulunduğunu ve Washington'a geçmeye hazırlandığını ancak saldırı üzerine BM Güvenlik Konseyi'ne gittiğini söyledi.
Zor ve hüzünlü bir yolculuk yaptığını kaydeden Davutoğlu, hızlı bir eylem planı uygulayıp, “örnek bir kriz yönetimi”ni hayata geçirdiklerini ifade etti.
Davutoğlu, son üç yılda, İsrail tarafıyla çeşitli görüşmeler yapıldığını ve İsrail'in bu temaslarda birçok kez özür dilemeye hazır olduğunu ifade ettiğini dile getirerek, 2011'in Eylül ayında ise belli müeyyidelerin uygulanmasına karar verdiklerini belirtti.
Ahmet Davutoğlu, “Her diplomatik alanda İsrail'e ciddi bir baskı uygulandı. Bazı uluslararası örgüt üyeliklerinde ve diğer konularda bir anlamda alan daraltması yaşandı. Çünkü, İsrail'in bunu hissetmesi lazımdı” diye konuştu.
Bu süreçte sonuca çok yaklaşıldığını, hatta tazminatla ilgili görüşmelerin yapıldığı zamanların da yaşandığını belirten Davutoğlu, ancak İsrail tarafının hep geri adım attığını vurguladı.
Konunun, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Türkiye ziyaretinde de gündeme geldiğini aktaran Davutoğlu, Kerry ile görüşmelerin, sonrasında da telefon konuşmaları, SMS ve e-mail üzerinden sürdüğünü kaydetti.
Metin üzerinde mutabakat
Davutoğlu, Kerry'nin, ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail ziyareti sırasında çözüm yönünde bir girişimde bulunmasını önerdiğini, Türkiye'nin de bu öneriyi, “hiçbir sürpriz yaşanmaması, her şeyin açık olması ve açıklama metninin bilinmesi” kaydıyla kabul ettiğini dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, özür kelimesi ile tazminata ve ambargonun kaldırılmasına ilişkin olarak açıklamada yer alacak ifadeler konusunda uzun görüşmeler yapıldığını, metin üzerinde mutabakat sağlandığını bildirdi.
Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki telefon görüşmesinin ayrıntılarının sorulması üzerine Davutoğlu, her iki tarafın da önünde, üzerinde mutabık kalınmış bir metin bulunduğunu, görüşmenin belli bir senaryo çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladı.
“Her şey kayıt altında”
Davutoğlu, özürden önceki 15 gün boyunca tüm temasların ABD üzerinden yürütüldüğünü, Türk ve İsrailli yetkililerin doğrudan görüşmediğini dile getirdi.
Obama'nın varlığının ortamı yumuşattığını ifade eden Davutoğlu, “Böyle şeylerde şahit olması da iyidir” dedi. Dışişleri Bakanı, görüşmenin, devlet geleneği olarak kayıt altına alındığını söyledi.
Özür konusunda birtakım spekülasyonlar yapıldığını ifade eden Davutoğlu, “O telefon görüşmesi dahil her şey, noktasına, virgülüne kadar kayıt altındadır. Kimsenin bu tür spekülasyonlar yapmaması lazım, sonra utanırlar” diye konuştu.
İsrail basınında, özrün kamuoyuna açık bir özür olmadığına dair haberler çıktığının hatırlatılması üzerine ise Davutoğlu, söz konusu iddiaların doğru olmadığını belirterek, Türkiye'nin ilk açıklamayı İsrail'in yapmasını talep ettiğini ancak İbranice metnin çevirisinden kaynaklanan bir gecikme yaşandığını, sonuç olarak İsrail Başbakanlığı'nın bütün unsurlarıyla resmen özrü açıkladığını söyledi.
“Derin hayal kırıklığı yaşadım”
Davutoğlu, muhalefetten gelen eleştirilerin sorulması üzerine, anamuhalefet partisinden gelen yorumların hayret verici olduğunu dile getirdi.
“Bazı şeyler vardır ki siyasetin üzerinde olması lazım. Bizim muhalefet partilerimizin sessizliği karşısında derin bir hayal kırıklığı yaşadım” diyen Davutoğlu, bu olayın sadece AK Parti'nin, Başbakanın ya da kendilerinin başarısı değil, toplumsal dayanışmanın bir göstergesi olduğunu vurguladı.
“İstifa ederim”
Anamuhalefet partisi sözcüsünün, Katar'da birtakım gizli anlaşmalar imzalandığı yönündeki iddialarına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, “Devlet geleneğimiz açısından büyük hicap duydum” yanıtını verdi.
“Siyaset muhalefet etmeyi gerektirir ama muhalefetin de bir seviyesi olması lazım” ifadesini kullanan Davutoğlu, yapılanın sadece kendisine değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine saygısızlık olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı yaptığı sürede kayda geçmemiş hiçbir şeyin bulunmadığını anlatan Davutoğlu, “İspat etsinler. Böyle bir anlaşmayı bırakın, böyle bir toplantının olduğunu ispat etsinler, bir saniye durmam, istifa ederim. Bütün millet önünde özür dilerim, bir daha da dış politika, siyaset konusunu ağzıma almam” diye konuştu.
Bazı basın yayın organlarında da bu yönde yalan haberlerin yer aldığına işaret eden Davutoğlu, “Türkiye'nin elde ettiği bu olağanüstü diplomatik başarı gölgelenmek isteniyor” dedi.
“Suriye veya İran ile bağ yok”
Davutoğlu, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun özrüne ilişkin, “Suriye'nin silahlanması ve güvenlik endişesi” gibi hususların dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine, “Türkiye'nin İsrail'den özür talebiyle ve bu özrün gerçekleşmesiyle Türkiye'nin Suriye veya İran politikası arasında kesinlikle bir illiyet bağı yoktur, olamaz” diye konuştu.
Bu iki olayın kendileri için tamamen farklı olduğunu belirten Davutoğlu, “Türkiye, herhangi bir şekilde Suriye'nin geleceğiyle ilgili ya da İran'a dönük herhangi bir müdahale konusunu ne İsrail ile ele alır ne de böyle bir genel tartışmanın parçası olur” ifadesini kullandı.
“Tazminat rakamsal anlamda konuşulmadı”
İsrail'den gelen özrün ardından hangi somut adımların atılacağı ve tazminata ilişkin telaffuz edilen rakamların doğruluk payının sorulması üzerine Davutoğlu, “Rakamlar doğru değil. Şu ana kadar İsrail ile rakamsal anlamda tazminat konuşulmadı, ilkesel anlamda konuşuldu” dedi.
İsrail Adalet Bakanı Tzipi Livni ile yaptığı görüşmeye de değinen Davutoğlu, tazminat konusunu ele aldıklarını, Livni'nin gelişmelerden duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini belirtti.
Davutoğlu, aynı zamanda Ortadoğu barış sürecinden de sorumlu olan Livni'nin, Türkiye'nin bu konuda da büyük katkıda bulunabileceğini söylediğini aktardı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, tazminat konusunda uluslararası alanda yapılan benzer anlaşmalar bulunduğuna işaret ederek, “Bu süreç, hem pozitif hukuk anlamında profesyonelce ele alınacak hem de ailelerimizin beklentilerini karşılayacak bir çerçevede değerlendirilecek” diye konuştu.
Kayıpların geri gelmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Davutoğlu, özrün, İsrail devletinin işlediği bir suçu ikrar etmesi açısından önemli olduğunun altını çizdi.
Davutoğlu, Gazze'ye yönelik ablukanın kalkmasının ise İsrail'in empati yapmayı öğrenmesi açısından önem teşkil ettiğini belirtti.
Erdoğan'ın Gazze ziyareti
Başbakan Erdoğan'ın olası Gazze ziyaretinin sorulması üzerine Davutoğlu, özür için görüşmeler ABD vasıtasıyla sürdürülürken, Türkiye'nin ambargo konusunda ısrar etmesi üzerine İsrail tarafının, ambargonun fiiliyatta kalktığını ve Erdoğan'ın Gazze'ye gidip durumu bizzat görebileceğini söylediğini aktardı.
Erdoğan'ın niyetini dile getirmesinin ardından da İsrail'den olumsuz bir tepki gelmediğini vurgulayan Davutoğlu, “Ziyaret tarihi netlik kazanmadı. Önemli olan en doğru zamanda, sağlıkla gidip gelmek ve oradaki kardeşlerimizle kucaklaşmak” değerlendirmesinde bulundu.