İsteyene Ermenice

Kürtçe, Farsça ve Arapça öğretmek için de hazırlanan Akademi’nin hedefi Türk diplomasisinin en büyük açıklarından birini kapatmak için devlet ile işbirliği. Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nin sekiz ay önce kurulan son göz ağrısı Komşu Diller Akademisi’nin ismi, hatırlara hükümetin meşhur komşularla sıfır sorun politikasını getiriyor. Yunanca ve Rusça ile başlayan Akademi, yola Ermenice ile devam etme kararı almış. Projeyi destekleyen ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Marshall Fonu 32 bin 5 yüz dolarlık maddi destek sağlamış. Normalde dil eğitiminin verildiği sertifika programları ücretli olsa da üniversite, Ermenice için ilk etapta ücret almayacak. Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nin Müdürü Serdar Dinler, öğretmen olarak bir İstanbul Ermeni’si yerine Ermenistan’dan bir isim tercih ettiklerini söyledi. Erivan’dan gelerek önümüzdeki ay çalışmaya başlayacak olan Ermeni dil öğretmenine, Kadir Has Üniversitesi’nde akademik kariyerine devam etme olanağı da sağlanacak. Rektör Uluslararası İlişkiler Profesörü Mustafa Aydın, hedeflerini Hürriyet’e anlattı: “Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerine katkı sağlamak istiyoruz. Uluslararası ilişkilerciyim. 90’lı yıllarda dünya Soğuk Savaş’tan çıkınca şunu fark ettik: Bizim bölge uzmanımız yok. Mesela Ermenistan’ı takip edeceksiniz Ermenice bilen kimse yok, İran’ı takip edeceksiniz Farsça bilen kimse yok. Herkes İngilizce’den tercüme ediyor. İngiliz görüşüyle baktıktan sonra bir anlamı yok. Aradan 15 yıl geçti, bu Türkiye’de hala çok büyük bir eksiklik. Dışişleri Bakanlığı’nda da büyük eksik. Bir tane Ermenice bilen var, ikincisi de şu anda eğitim alıyor. Hadi Ermenistan nispeten yeni bir ülke. En büyük sorunumuz son 70 yıldır Yunanistan’la yaşandı. Yunanca bilen ne Dışişleri’nde vardır, ne dışarıda. Vardır da bir iki tane, 10 tane çıkmaz. Orduda da yoktur. ABD’nin bütün dış politikası bunun üzerine bina edilmiştir. Bölgeyi, ülkeyi bilen, yaşadığı ülkenin ruhunu anlayan adamların yazdığı raporlarla bakar. Projemizin arkasında böyle bir büyük hedef de var. Henüz projeyi gidip kimseye anlatmadık. İlk dönemin bir kayıtlarını ve sonuçlarını görelim. Biz bunu çok rahat hem Dışişleri Bakanlığı’na, hem kamu diplomasi birimine hem TİKA’ya anlatırız.”