İşte ürküten tablo

Güncelleme Tarihi:

İşte ürküten tablo
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 1999 00:00

Haberin Devamı

TÜPRAŞ'ta alevler kontrol edilemedi. Yangın 5 tankta sürüyor. Ecevit ‘En büyük sorun TÜPRAŞ. Felaket olabilir’ dedi.

Tehlike büyüyor

Söndürme çalışmalarının zamanında başlatılmaması tehlikenin boyutlarını büyüttü. Elektriklerin kesik olması ve yeterli köpük stoku bulunmaması işi güçleştirdi.

İnfilak korkusu

Rafinerinin ‘‘tank çiftliği’’ bölümünde giderek genişleyen yangın kısa sürede bastırılmazsa, alevlerin uçak yakıtı ve LPG tanklarına sıçramasından korkuluyor.

Azot bombası

TÜPRAŞ Genel Müdürü Hüsamettin Danış, ‘‘Uçaklardan azot bombası bırakmayı düşünüyoruz. Rusya'dan 40 tonluk söndürme uçağının gelmesini bekliyoruz’’ dedi.

CİNAYET

Depremin ilk günü akşamı yangın söndürme çalışmalarına ara verilerek, Tüpraş Rafinerisi'nin kaderine terkedilmesi, uzmanlar tarafından cinayet olarak değerlendirildi. Tüpraş'ta uzun yıllar çalışan yangın ve iş emniyeti uzmanı Atilla Önen, ‘‘Yangın Tüpraş'ın kendi olanaklarıyla söndürülebilirdi. Anlamak mümkün değil’’ dedi.

TÜPRAŞ'ta uzun yıllar çalışan, 7 yıl süreyle de yangın ve iş emniyeti uzmanı olarak görev yapan Atilla Önen, depremin ilk günü akşamı yangın söndürme çalışmalarına ara verilerek, rafinerinin kaderine terkedilmesi kararının büyük hata olduğunu söyledi. Önen, ‘‘Böyle bir karar hem Tüpraş, hem İzmit ve Körfez çevresindeki yerleşim merkezleri için cinayettir’’ dedi.

Tüpraş'ta görev yaptığı süre içinde yaklaşık 200 yangına müdahale edildiğini, bunların tamamında tam başarı sağlandığını anlatan Atilla Önen, depremle birlikte rafinerinin 'nafta tanklarından başlayan yangının, eldeki olanaklarla çoktan söndürülmesi gerektiğini belirtti.

SÖNDÜRÜLEBİRDİ

Atilla Önen, yangının ham petrol ve mamul ürünlerin bulunduğu tanklardan birinde başladığını, bunun da statik elektriklenme dahil birçok nedenden kaynaklanmış olabileceğini anlattı. Önen, ‘‘Nafta tanklarında başlayan yangın öğle saaetlerine kadar söndürülmeliydi. Nitekim kontrol altına alındığı haberleri bile geldi. Ne oldu da yangın ikinci tanka sıçradı ve korkunç boyut kazandı, anlamak mümkün değil’’ dedi.

Türkiye'nin en köklü kuruluşlarının başında gelen Tüpraş'ın personel ve teçhizat açısından bu tür yangınlarla rahatlıkla mücadele edebileceğini belirten Atilla Önen, şunları söyledi:

‘‘Tüpraş'ın alt yapısı ve personeli bilinçli ve her yangını söndürebilecek kapasiteye sahiptir. Türkiye'nin bu alanda da en iyi kuruluşudur. 2 bin 500 derece radyant ısıya dayanıklı elbiseler, oksijen tüpleri, çok güçlü köpük sıkan sistemleri mevcuttur. Daha önemlisi tüm personel çok deneyimlidir.’’

ANLAŞILMAZ

Tüm bu olanaklara ve deneyimli personele karşın, yangının ikinci tanka sıçradığını belirten Atilla Önen, ‘‘Sonra da tüylerimizi diken diken eden bir kararla yangınla mücadelenin bırakıldığını gördük. Yangına müdahale eden personel anlaşılmaz bir karar geri çekildi’’ dedi.

Atilla Önen, yangının yurt dışından gelecek uçaklarla söndürülmesine bel bağlamanın korkunç bir durum olduğunu belirtirken de, ‘‘Rafineride yangınla mücadele bırakılamaz. Böyle bir karar, sadece Tüpraş'ı değil, İzmit'i ve Körfez çevresindeki tüm yerleşim birimlerini kaderine terketmek demektir. Buna Türkiye'de hiç kimsenin hakkı yoktur’’ diye konuştu.

Tüpraş'ın hemen yanında İstanbul Gübre Sanayi (İGSAS), Petrokimya Tesisleri (PETKİM) ve birçok şirketin LPG dolum tesisleri bulunduğuna dikkati çeken Atilla Önen, mücalenin bırakılmasıyla bunların da tehlikeye atıldığını söyledi.

KAÇILMAZ

Önen, yangın mücadelesiyle ilgili kararların işi bilen teknik kadrolara veilmesi gerektiğini belirtirken de sözlerini şöyle sürddürdü:

‘‘Böyle bir konumda bulanan rafineride, deneyimli personele yangın mücadelesini bıraktırmak cinayettir. Hangi otorite bu kararı verdiyse, yetkisi elinden alınmalıdır. İş işten geçmeden rafinerinin yetkili teknik emniyet kadrosu ve işletme müdürlüğü kadrosuna tam yetki verilmeli, yangın söndürme çalışmalrını onlar yürütmelidir. Ancak bu şekilde yangın söndürülebilir. Mücadeleyi bırakmakla cinayet işlenir.’’

Atilla Önen, yangının iskeleye giden boru hatlarına doğru ilerlediğini, bunun mutlama önlenmesi gerektiğini belirtti, ‘‘Aksi halde yangın rafinerinin diğer birimlerine, LPG tanklarına, benzin tanklarına sıçrar ki, sonuç felaket olur’’ dedi.

Acının arkası daha beter

Korkunç depremin vurduğu yeleşim merkezlerinde acı bitmiyor. İzmit Körfezi'ni inci gerdanlık gibi süsleyen yerleşim merkezlerinde iki gündür acı var, gözyaşı var. Depremden sağ kurtulanlar çaresizliğin pençesine düştü. Depremde enkaz altında yitirdiği yakınlarına mı ağlasın, yaralılarına mı yansın, yoksa 45 saniye içinde yıkılıp giden evine mi üzülsün. İşte acı içinde kıvranan bir depremzede, Gölcük'ün Halıdere beldesindeki sahilde ne yapacağını şaşırmış durumda. Yıkılan sahildeki evinin enkazı altında kalan bir yakının cesedi başında, yalın ayak çaresizce bekliyor. Çaresizliğine bir de yaklaşan felaket eklenince, yaşamanın ağır yükü binmiş omuzlarına. Karşıda, alev alev yanan Tüpraş, bir felaketin habercisi. Eğer Tüpraş'ta yangın söndürülemezse, depremin yıkıp yok ettiği bölge, bugüne kadar eşi görülmemiş bir felakete sahne olacak.

Görevden kaçana ceza

‘Birinci Derecede Afet Bölgesi’ ilan edilen İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova, Bolu ve Eskişehir'deki vali ve kaymakamlar, artık ‘süper yetkilere’ sahip. Afet bölgesinin vali ve kaymakamları 18-65 yaş arasındaki bütün erkeklere deprem çalışmaları ile ilgili görev verebilecekler. Depremle ilgili görevini yerine getirmeyenlere para cezası verilecek. Memur statüsündekilerin bu görevlerini ihmal ve suistimalleri halinde ise Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde hem idari ve hem de cezai işlem yapılacak. Deprem paralarını ve yardımlarını zimmetine geçirenler de aynı esaslar çerçevesinde cezalandırılacak.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!