Özgür CEBE/DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2008 07:11
PKK'nın 13 askeri şehit ettiği ve 8 tanesini kaçırdığı Dağlıca baskınında asıl hedefinin şehitleri kaçırıp Kuzey Irak'ta ailelerine teslim etmek olduğu ortaya çıktı.
Terör örgütü PKK’nın Kandil Dağı’ndaki kamplarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan Eskişehir nüfusuna kayıtlı ‘Pir Kemal Ilgaz’ kod adlı U.T.’nin DTP’nin Eskişehir il yöneticisi olduğu ortaya çıktı. Önemli itirafalarda bulunan U.T., 12 askerin şehit edildiği Dağlıca saldırısının terörist Duran Kalkan’ın koordinesinde gizlilik içinde yapıldığını belirterek, “Baskına 500 PKK’lının katıldığını resmi toplantılardaki konuşmalardan duydum. Saldırıda 14 uçaksavar, sayısını bilmediğim füze gibi ağır silahlar kullanıldı. Eylemin amacı taburu tamamen ortadan kaldırıp, öldürülen askerlerin cesetlerini Kuzey Irak’a getirerek, ailelerini de çağırıp kamuoyuna propaganda olarak kullanmaktı. Ancak istenilen şekilde olmayınca 8 asker kaçırıldı ve sağ teslim almanın daha iyi bir propaganda malzemesi olduğu söylendi” dedi.
Terör örgütü PKK’dan kaçtıktan sonra Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim olan U.T. hakkında hazırlanan iddianamede 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Güvenlik güçlerine önemli itiraflarda bulunan U.T., aslen Eskişehirli olduğunu ve ailesinin de sağ görüşlü olduğunu söyledi. PKK'lı U.T., şunları anlattı:
“Ailemin Türk sol örgütlerine, PKK’ya ve Kürt’lere karşı duyduğu aşırı tepki bende psikolojik olarak ters etki yarattı. Önce ÖDP içinde yer aldım. Sonra ÖDP içinde örgütlenen kurtuluş hareketi, Maocular, Rusya devriminden sonra Stalin’e karşı olan Troçkistler, Dev-Yol’un mirasını sahiplenen Maçka’cılar ve Türkiye Komünist Emek Partisi Leninist (TKEP-L) gruplarıyla hareket ettim. Sonra DEHAP içerisinde yer aldım. Sinop Ayancık ve Eskişehir’de SDP, EMEP ve DTP adına faaliyet yürüten teşkilattakilerin propagandalarından etkilendim. Bu, benim PKK’ya giderek sempati duymama neden oldu.”
ÖZEL TİMCİNİN EVİNİ KİRALAMIŞLAR
Eskişehir Çağdaş Gazeteciler Lokali’nde çalışırken DEHAP il binasına da sık sık gittiğini kaydeden U.T., PKK’nın dağ kadrosuna eleman temin etmek için Eskişehir’de öğrencilerin kurduğu Bağımsız Gençlik Hareketi’yle irtibata geçtiğinibelirtti. U.T. itiraflarına şöyle devam etti:
“DEHAP’ın kapatılması üzerine DTP’nin Eskişehir il yönetim kurulunun kurucu üyesi oldum. Eskişehir’deki toplantılarımızı Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi görevlilerinin çoğunlukla kaldığı bir binada kiraladığımız evde yapıyorduk. Hatta bu evin sahibi de bir özel timciydi. pasaport çıkarTıp Silopi’ye giderek örgüte katıldım. Habur Sınır Kapısı’nı geçip Haftanin, Metina, Zap ve Gare kamplarına gittim. Gare Kampı’nda daha önce Türk ordusunda subay olarak görev yaptığı belirtilen, örgütün özel kuvvetler sorumlusu olan ‘Şoreş’ kod adlı kişi vardı. Bu kişi Türkiye şehirlerindeki eylemleri planlayıp, zaman zaman da sınırı geçip Türkiye kırsalındaki örgüt mensuplarına patlayıcı eğitimi veriyor. Türk jetlerinin kampları bombalaması üzerine kamplar boşaltıldı ve sığınaklara gizlendik. Mutfakta görevliyken su ihtiyacı bahanesiyle kaçtım. Beni aradıklarını görünce gece boyunca yürüdüm ve KDP karakoluna teslim oldum.”
DAĞLICA BASKINI GİZLİ TUTULDU
Hakkari’nin Yüksekova İlçesi Dağlıca Taburu’na yapılan ve 12 askerin şehit olduğu 8 askerin de kaçırıldığı saldırının büyük bir gizlilik içinde yapıldığını anlatan terörist U.T., şunları söyledi:
“Gare Dağı’ndaki örgüt mensupları Zap Kampı’ndaki köprüyü onarma bahanesiyle kamptan ayrıldı. Bu eylem Duran Kalkan’ın koordinesiyle oldu. Baskına 500 PKK’lı katıldığını resmi toplantılardaki konuşmalardan duydum. Saldırıda 14 uçaksavar, sayısını bilmediğim füze gibi ağır silahlar kullanıldı. Eylemin amacı taburu tamamen ortadan kaldırıp, öldürülen askerlerin cesetlerini Kuzey Irak’a getirip, ailelerini de çağırarak kamuoyuna propaganda olarak kullanmaktı. Ancak istenilen şekilde olmayınca 8 asker kaçırıldı ve sağ teslim almanın daha iyi bir propaganda malzemesi olduğu söylendi. Bu eylemin asıl amacı ise tabur etrafındaki tepeleri tutup göstermelik bir baskın ile takviye gelecek birliklere zayiyat vermekti. Özellikle de helikopteri uçaksavar ve füze ile düşürmekti. Tepelere yerleştirilen Doçka uçaksavarlardan biri erken ateş edince plan uygulanamadı. Deşifre oldukları için mecburen saldırı üs bölgesine yoğunlaştı. Bu nedenle birçok yönetici görevden alındı.”
MAÇA BOMBALI SALDIRI ÖRNEĞİ
Canlı bombalar üzerinde kullanılmak üzere D kalıp şeklinde patlayıcı imal ettiklerini de belirten U.T., ifadesini şöyle tamamladı:
“D kalıp şeklindeki patlayıcı canlı bombalarda kullanılır. D şekli verilmesindeki amaç ise patlama esnasında basıncın dağılmaması ve dışa doğru etkili olmasıdır. Bu bombanın adı ise fedai eylem kalıbıdır. Hava saldırısından sonra internet haberleşmesi kaldırıldı. Örgütten kaçanların bir kısmı KDP istihbaratında, bir kısmı ise peşmerge olarak kalıyor. Kefil bulanlar ise Duhok’ta fabrikalarda işçilik yapıyor. Örgüt önümüzdeki dönem stratejisinde aktif savunma, şehir ayaklanmaları, bombalı saldırılar ve karakol baskınlarına ağırlık vermeyi kararlaştırdı. Bu yıl dağ kadrosu askeri birliklere saldırı, fedai ve mayınlama türü eylemlere yönelecek. Şehir kadroları ise adam kaçırma, suikast ve şehir hayatını felce uğratacak bombalı eylemler yapacak. İstanbul’daki
Fenerbahçe- Milan maçında yapılacak olan bir bombalı saldırının ne kadar etkili olabileceği bizlere anlatıldı.”