Güncelleme Tarihi:
SAVCI: PLANLI DEĞİL ANİ KARAR
İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında savcının görüşüne, sanığın ve tanıkların ifadelerine yer verildi. Savcılık görüşünde şöyle denildi:“Yapılan araştırmalarda herhangi bir suç örgütü, teşekkül ve oluşum ile bağlantısının tespit edilemediği, münferit bir olay olarak vücut bulduğu, bu nedenle cinsel ilişkiye girme yönündeki beyanlarının gerçek olduğuna itibar edilmesi gerektiği... maktulün aksi ispatlanamayan ancak şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanığın varlığını söylemesi nedeniyle var olduğu kabul edilen cinsel birleşme talebinin bulunması gözönüne alındığında sanığın haksız bir eylemin tahriki altında eylemi gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiği, ayrıntıları bilinmeyen bir cinsel vakıa nedeniyle sanığın manevi çöküntüye girdiği… haksız tahrikin yasal unsurlarının oluştuğu, hafif tahrik olarak değerlendirilmesi gerektiği…”
EZAN OKUDUM, ŞEYTANI ÖLDÜRDÜM!
Altun cinayet günü emniyette alınan ve sıkça ara verilen ifadesinde olayı şöyle anlattı: “Padovese kendi aracı ile gelip beni evimden aldı, konuşacağız dedi. Padovese uyumaya gitti. Ben terasta oturuyordum. Sonra içimden ezan okudum. Mutfaktan bıçak aldım. Yatakta uyuyordu. Kapıyı açtım ve direk olarak karnına bıçakla vurdum. Boğmaya çalıştım. Bıçak eğilmişti. Diğer bıçağı aldım. Padovese bağırdı ve yardım istedi. Bu sırada dışarı çıktı, ben peşinden çıktım, kaçıyordu. Yakaladım ve elimdeki bıçakla boğazını önden arkaya kadar kestim. Daha sonra ezan okudum. Orada oturdum bekledim, öylesine oturup bekledim. Padovese’yi bıçaklayarak öldürmemin sebebi, şeytanı öldürmemdir.. Şimdi dünya rahat edecek..Bana emir geldi, ilahi bir mesaj geldi ben de yaptım...Padovese isimli adam Deccal yaratıyordu. Ama ben de Allahın izniyle bunları bitireceğim..”
PAPA’YI ÖLDÜRSEM DAHA BÜYÜK ŞEYLER OLACAK
Sanık Altun savcılık ifadesinde ise şu savunmayı yaptı: “Padovese nereye gitse beni de yanında götürürdü. Birkaç defa İtalya’ya götürdü. İtalya’ya gittiğimizde Vatikan’a da gidiyorduk. Ben Papa ile hiç görüşmedim ancak ayinine katıldım. Ayrıca Vatikan’daki kardinallerle de ben görüşüyordum. Padovese ve sekreteri Leonaro sürekli Hıristiyanlığa geçmemi söylüyorlardı. Seni Roma’ya koleje gönderelim, din adamı ol diye telkinde bulunuyorlardı. Olay günü yazlığa vardığımızda Padovese makarna hazırladı, birlikte yedik. Ben terasta oturuyordum. Beni içeri çağırdı, ilişkiye girmek istediğini söyledi, sinirlendim, kendisini ittim, tekrar terasa çıkıp sigara içtim… Terasta otururken içimden ezan okudum. Birden kalktım, mutfaktaki çekmeceden meyve bıçağını aldım ve Padovese’nin odasına gittim. Ben odasına girince Padovese yataktan doğruldu. Elimdeki bıçağı görünce ‘Ne yapıyorsun?’ dedi. Elimdeki bıçağı almaya çalışınca bıçak sağ orta parmağımı biraz kesti. Ben bıçakla karın boşluğuna vurmaya başladım. Kendisi kapıyı açıp çıkmaya çalıştı, ondan sonrasını hatırlamıyorum…
ÜFÜRÜKÇÜ HOCA: HIRİSTİYAN BİRİ SANA BÜYÜ YAPMIŞ
Padovese olaydan bir hafta önce İtalya’daydı. Bana Papa’nın Güney Kıbrıs’a geleceğini, kendisinin internetten kendisi için bilet ayırttığını, ayrıca benim da aynı uçaktan bilet ayırtmamı söyledi. Bilet bulamadım. Piskoposu öldüreceğimi önceden kimseye söylememiştim. Çok pişmanım. Bana büyü yapıldığını düşünüyorum. Çünkü Mardin’e gittiğimde Mehmet dayımla birlikte bir hocaya gittik. Hoca bana Hıristiyan birisi tarafından bana büyü yapıldığını söyledi, bana bunun için bir muska verdi ve büyünün bozulması için birkaç tarif verdi. Kafama bir şeyler sürdüğümde bunun geçeceğini söyledi. Hocanın dediklerini yapmadım.”
HÜKÜMET HERŞEYİ BİLİYOR!
Kararda yer verilen, sanığın dayısı Murat Demircan ise Mardin gezisiyle ilgili şöyle dedi: “Mardin’e dönerken Murat yolda ara sıra aracın içinde arkasına bakarak ‘Hükümet bizim arkamızda, bizi takip ediyor’ diyordu ve arkadan geçen araçların bizi geçmesini söylüyordu. Ben de sakin olmasını söyledim. ‘Gizli saklı neyimiz var, arkamızdan gelsinler’ diye söylediğimde, ‘Hükümet her şeyi biliyor, kilisede ne döndüğünü biliyorlar, ben de gidip hükümete anlatacağım’ şeklinde konuşuyordu…”