Güncelleme Tarihi:
Özcan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında istifasını açıklamadan önce çeşitli konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kişi başına düşen milli gelir düşmesi ve artan borç stoklarının önemine işaret eden Özcan, işsizlik oranın da giderek arttığını ifade etti. “Hükümetin yanlış politikaları sürdürmekte kararlı olduğunu” savunan Özcan, “AK Parti, bu problemlere çare aramak, bulmak ve kimsesizlerin kimsesi olmak yerine kolay bir yol seçerek mazlum, dindar, muhafazakar ve yoksul Anadolu insanının hislerini istismar edip, bu derin ekonomik çöküşü örtmeye çalışmaktadır” diye konuştu.
Özcan, şunları söyledi:
“Toplumda var olan kutuplaşmayı giderecek yerde, Demokratik Açılım, Roman Açılımı adı altında etnik yaraları kaşıyan içi boş projeleri ortaya atarak ayrışmayı daha da körükleyecek bir ortamın oluşmasına sebep olmaktadır.
Hükümetin yapması gereken Türkiye'de var olan bireysel demokrasi eksikliklerimizi tamamlamaktır ve gelir dağılımı adaletsizliğini düzeltmektir. Bunun için devletin yapması gereken, kendi vatandaşına vermekle yükümlü olduğu üç temel vatandaşlık hakkını yerine getirmektir. Bunlar medeni haklar, siyasi haklar ve ekonomik-sosyal haklardır. Bunları sağlamayıp, 'Demokratik Açılım' diyerek içeriği olmayan boş bir proje ile vatandaşımızın ötekileştirmeye sebep olacak söylemlerin ve eylemlerin önünü açacaksınız buna da 'Kardeşlik Projesi' diyeceksiniz.
Bu projenin moderatörlüğünü Sayın İçişleri Bakanı üstlenmiştir. Projenin siyasi getirisi olacağı varsayımıyla, başka siyasi partilerle uzlaşma herhalde düşünülmemiştir. Nitekim moderatör Bakan, CHP ve MHP'nin genel başkanlarına kendisini muhatap görürken, Sayın Başbakanımız, daha önce 'terör örgütü PKK'ya terör örgütü demediği için muhatap olmayacağını söylediği' partinin genel başkanını bizzat kendisi muhatap almıştır.
Etnik vurgu ile başlatılan proje, Habur'da adalet duygusunu kanatıp, kabul edilemez PKK şovlarına dönünce Türk Milletinin buna gösterdiği tepki ve nefret nedeniyle oyu azalacağı kaygısına kapılarak, Hükümet, ancak o zaman frene basıp vites değiştirmek zorunda kalmıştır.”
“Demokratik açılım” konusundaki çalışmalara yönelik eleştirilerini sıralayan Özcan, “Türk milletinin kendini koruma refleksini daha fazla test etmeye kalkmamalıdır” dedi.
“Genelkurmay Başkanlığının ordu içindeki demokrasi dışı unsurları tasfiye etmesi gerektiğini” anlatan Özcan, “Türk ordusu kirli siyasi oyunların mutlaka dışında tutulmalıdır” açıklamasında bulundu. Özcan, toplumda “terörle mücadele edenlerden hesap soruluyor” algısının oluşmaması için acilen bu iddiaların sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.
“Türk ordusunu yıpratmak isteyen güçlerin bulunduğunu” savunan Özcan, Türk ordusuna yöneltilen haklı veya haksız eleştirilerin karşılıklarının Genelkurmay Başkanlığı tarafından değil, Başbakan ya da Cumhurbaşkanı makamınca verilmesini istedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
“Anayasa değişikliğinde uzlaşma olmazsa üzüleceğini” daha önce ifade ettiğini anlatan Özcan, “Cumhurbaşkanını, TBMM Başkanını seçerken uzlaşmayacağız, Anayasa değişikliğinde de uzlaşma ortamı oluşturmayacağız, kimi sahte veya kopyalanmış imzalardan dikkatsiz ve özensiz bir Anayasa teklifi
hazırlayacağız ve tepkiler gelince ancak o zaman usulüne uygun hale getireceğiz. Tüm bu yapılanların doğru olduğunu kim söyleyebilir” görüşünü dile getirdi.
Özcan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne var ki, AK Parti'de bir milletvekili olarak herhangi bir konuya eleştiri getirdiğiniz zaman, kendilerini Başbakana yakın bir milletvekili olarak tanımlayıp ama ismini saklayan ve isminden bahsetmeye değmeyen kişilerce size tavsiyede bulunulabilmektedir. Partide hatasız kabul edilen bir, iki kişi vardır. Bunlar ne derse desin hatasızdırlar. Siz ise ne kadar doğru şey söylerseniz söyleyin hatalısınız.
AK Parti'nin her şeyi hazmettirme politikalarının içine etnik vurgu yapılarak sürdürülen, bu bakımdan Türk Milletinin ayrışmasına, ötekileşmesine sebep olabilecek Demokratik Açılım Projesi'nin dahil edilmiş olmasını, yaptıkları anketlerde oylarının azalıp çoğalmasına göre de projeye yön vermekte olmalarını milli birliğimiz için çok tehlikeli ve yanlış buluyorum.
Bütün bu değerlendirmelerimden sonra AK Parti saflarında siyaset yapmamın inandığım değerlerle örtüşmediğini görüyorum. Bu sebeple arkadaşlarıma, kardeşlerime, dostlarıma kurumsal anlamda veda ediyorum.”
Özcan, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “istifa kararını açıklamadan önce kimseyle görüşmediğini” de söyledi.