Ä°ÅŸte o eksik cümle

‘‘Türk Hükümeti'nin, Kuzey Irak'taki koalisyon faaliyet- lerine karşı zararlı bir harekete yetki vermeyeceÄŸini ve desteklemeyeceÄŸini biliyoruz, ancak gerçekler de gözden geçirilmek üzere Ortak Komisyon'un önündedir...’’Yalnızca Süleymaniye'deki baskın olayı deÄŸil, aynı zamanda Amerikan yönetiminin bu krizi ele alış ÅŸekli de zihinleri karıştırmaya devam ediyor.Önce ünlü ortak açıklamanın duyuruluÅŸu ile baÅŸlayalım. Türk-ABD askeri komisyonu, geçen pazartesi akÅŸamı saat 18.00 sularında Korgeneral John Sylvester'ın metne imzasını atmasıyla çalışmalarını sonuçlandırdı. ABD'li Korgeneral, Türk muhataplarına açıklamanın yayınlanmasında kendileri açısından bir sakınca olmadığını da belirtti.Genelkurmay Ä°kinci BaÅŸkanı Orgeneral YaÅŸar Büyükanıt, buna dayanarak basına ortak bildirinin ertesi sabah yayınlanacağını kesin ifadelerle söylemekte tereddüt etmedi. Ancak General Sylvester, salı sabahı bildirinin yayınlanmasından kısa bir süre sonra Genelkurmay karargahı ile temas etti.Amerikalı general, Washington'dan kendisine gelen bir mesaja göre, yönetimin henüz nihai onayı vermediÄŸini ve açıklamayı beklettiÄŸini söyledi.Ve ABD BüyükelçiliÄŸi açıklamayı 24 saat gecikmeyle yayınladı.SÖZCÃœDEN ÃœRKEK AÇIKLAMAAçıklamanın Amerikan tarafınca duyuruluÅŸ ÅŸekli de pek farklı olmadı.ABD DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, önceki günkü olaÄŸan basın brifinginde gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında şöyle dedi:‘‘Açıklama Ankara'daki BüyükelçiliÄŸimiz tarafından yapıldı. Ortak açıklama, ortak kararlarımızı, ortak duygularımızı, ortak düşüncelerimizi, ortak deÄŸerlendirmemizi yansıtıyor. Bu aÅŸamada bütün söyleyebileceÄŸim bu kadar...’’ Brifingin akışında gazetecilerin bütün sıkıştırmaları karşısında Boucher genel ifadelerle konuÅŸmayı yeÄŸledi, metnin tümünü okumaktan da kaçındı. Bir gazeteci dayanamayıp, ‘‘Bu bir üzüntü açıklaması deÄŸil mi?’’ diye sorduÄŸunda, Boucher, şöyle karşılık verdi: ‘‘İki taraf da bu olay meydana geldiÄŸi için üzüntülerini ifade ettiler.’’‘‘Üzüntü’’ sözcüğünü, ancak gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında zorlukla telaffuz edebildi ABD DışiÅŸleri Sözcüsü.YÖNETÄ°M SESSÄ°ZCE GEÇİŞTÄ°RMEK Ä°STERKENSalt sözcüsünün bu açıklaması bile, Bush yönetiminin Süleymaniye olayını kendi kamuoyu karşısında sessizce geçiÅŸtirme çabasının bir delili olarak görülebilir.Türkiye cephesinde ise bu sessizliÄŸin tam karşıtı tepkili bir hava var.Gerek açıklamanın yetersiz bulunması, gerek ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan'a gönderdiÄŸi mektup nedeniyle Türkiye cephesinde ortalık bir hayli bulanık gözüküyor. HAKLI GÖRÃœLEBÄ°LECEK NEDENLER YÃœZÃœNDEN Rumsfeld'in mektubu 13 Temmuz Pazar tarihini taşıyor. Mektubun BaÅŸbakan ErdoÄŸan'a teslim ediliÅŸi ise 14 Temmuz Pazartesi günü.Bir baÅŸka deyiÅŸle, mektup yazıldığında Türk-ABD askeri komisyonunun çalışması henüz sonuçlanmış deÄŸildi.Zaten Rumsfeld, mektubunda komisyonun mesaisi sonunda gerçek durumun ortaya çıkacağına inandığını söylüyor. Ancak Rumsfeld'in mektubunun bazı baÅŸlıklarında gerek ton gerek içerik olarak komisyonunun yayınladığı bildirinin gerisinde kalması, bazı soru iÅŸaretleri yaratıyor.ÖrneÄŸin, ortak açıklamadaki ‘‘üzüntü’’ ifadeleri Rumsfeld'in mektubunda yer almıyor. Buna karşılık, Rumsfeld, Amerikan askerlerinin Türk özel harekat görevlilerinin ‘‘kuÅŸku uyandıran’’ bazı faaliyetleri üzerine harekete geçtiklerini anlatıyor.Rumsfeld, bu bölümde gelen istihbaratın Amerikan askerlerini ‘‘haklı görülebilecek nedenlerle acil bir ÅŸekilde davranmaya’’ ittiÄŸini belirtiyor.'HÃœKÃœMETTEN KUÅžKUM YOK' NE DEMEK?Mektubun hassas tarafı, Rumsfeld'in AKP hükümeti ile TSK arasında ayırım yaptığı anlamına gelen ifadelere yer vermiÅŸ olması.ÖrneÄŸin, Rumsfeld ‘‘Türk Hükümeti' nin, Kuzey Irak'taki koalisyon faaliyetlerine karşı zararlı bir harekete yetki vermeyeceÄŸini ve desteklemeyeceÄŸini biliyoruz, ancak gerçekler de gözden geçirilmek üzere Ortak Komisyon'un önündedir...’’ cümlesi bu çerçevede yorumlanabilir.Rumsfeld'in buradaki iması herhalde yeterince açık olmalı. Bir baÅŸka deyiÅŸle, Rumsfeld, BaÅŸbakan'a bir taraftan operasyonun haklılığını savunurken, bir taraftan da projektörleri TSK'ya çeviriyor. Bu haliyle Rumsfeld'in mektubu, hem içeriÄŸi, hem de zamanlaması ile Süleymaniye krizinin yol açtığı belirsizliÄŸi gidereceÄŸine daha da derinleÅŸtirmiÅŸe benziyor.Â