Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2002 00:00
Yıllar önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önüne dikilecek heykel yarışmasında birinciliği Mehmet Aksoy'un heykeli kazandı. Ama jürideki onur üyesi Kenan Evren, ‘‘
Atatürk kalpaklı, kalpak solculuk belirtisi’’ diye itiraz etti. Bunun üzerine Aksoy'a ikinciliği verdiler.ÜNLÜ heykeltıraş Mehmet Aksoy'un hayatını konu alan ‘‘Heykel Oburu-Mehmet Aksoy'un Kitabı’’nda yakın tarihimizin sanat ve siyaset ilişkilerinin ilginç örnekleri yer alıyor. Gazeteci Aydın Engin'in hazırladığı ve İş Kültür Yayınları tarafından yayınlanan kitapta Yayladağ'dan Londra'ya, oradan da Berlin'e uzanan ve heykelin peşinde geçen bir ömrün acı tatlı durakları anlatılıyor. Aksoy'un sanatçı-siyasetçi çekişmesine neden olan son çalışması 'Periler Ülkesinde' adlı heykeli olmuştu. Hani şu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in 'içine tükürürüm' deyip kaldırttığı heykel. Kitapta Aksoy'un başının bu tür siyasi nedenlerle daha önce de belaya girdiğinin örnekleri yer alıyor. Bunların en önemlilerinden biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önüne dikilmek üzere yapılacak Atatürk heykeli yarışması sırasında yaşanıyor. Mehmet Aksoy'un heykeli birinci olarak seçiliyor. Yarışmanın birincisi oduğu Mehmet Aksoy'a iletiliyor, ancak yarışmanın onur jürisinde bulunan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Atatürk heykeli kalpaklı olduğu için bu sonucu değiştirtiyor. Çünkü kalpaklı Atatürk solculuk işidir diye niteleniyor o zaman. Mehmet Aksoy, dürüst bir sanatçıya yakışan tavırla, sevdiklerini, sevmediklerini eleştiriyor kitabında. Anlattığı pek çok olay da onun bu kişiliğini yansıtıyor zaten. Kitaptan bazı bölümleri aktarıyoruz...Kalpaklı Atatürk komünist işi1979 yılıydı. Yurt dışına gidip geldim. Akademi'de öğretim üyesi görevlisiyim. Meclis'in önüne dikilecek bir Atatürk heykeli yarışması açıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önüne bir anıt dikilecek. Büyük bir yarışma bu ve Türkiye'deki bütün heykeltraşlar katıldı. İki yüzden fazla proje verildi.Katılanların arasından yedi kişi seçildi.Hüseyin Gezer, Şadi Çalık, Ai Teoman Germaner, Tamer Başoğlu, Haluk Tezonar, Hüseyin Anka. Jüri Meclis'te toplanıyor. Beni birinci seçiyorlar.Kazanmak büyük onur. Büyük Millet Meclisi'nin önüne büyük bir heykel çakacaksın. O zaman İstanbul'da Arnavutköy'deyim, arkadaşlarla birlikte balığa çıktık.Karaya döndüğümde seni polis arıyor dediler. İndim polis bana yaklaştı, Hocam tebrik ederim, dedi. O müjdeyi verdi, TBMM'ye benim heykelim dikilecek. Dolmabahçe Sarayı'ndan Arnavutköy karakoluna telefon edip
haber vermişler. Adama sarıldım havada döndürdüm, eve götürdük zorla bir bira içirdik. Tam o sırada haberler başladı. Hepimiz heyecanla bekliyoruz. Bir kez daha havaya fırlayacağız.Ama o da ne, sonuç açıklandı ve Hüseyin Gezer birinci ilan edildi. Ben ikinci olmuşum, kalakaldık tabii. Jürinin üstünde bir de onur jürisi var. Kenan Evren de üye.Bak diyor, Evren, Atatürk kalpaklı, bu komünist işi, deyip beni ikinci yapıyorlar.Açlık grevinde gizli
yemek yiyenler Berlin Türk Öğrencileri BirliÄŸi seçimlerine girdik. Öğrenci birliÄŸinde yönetimi almak için Maocularla kavga ettik. Benim elim kırıldı. Tam o günlerde Deniz GezmiÅŸ'ler için idam kararı çıktı. Denizler'in idamına karşı Öğrenci BirliÄŸi'nde açlık grevi baÅŸlattık. Ben de kırık elle açlık grevine yattım. Açlık grevi ama tam açlık. Ölüm orucu gibi. Bende bu saflık var ya, her yerde ortaya çıkıyor. Hiçbir ÅŸey yemiyorum. Yalnız su ve ÅŸekersiz çay.Ben yedinci günde fena oldum, yedi mi sekiz mi bilmiyorum, doktor geldi, kontrol etti. Ama ben dayanmaya kararlıyım. Dokuzuncu gün mü neydi bir de baktım, bizimkiler, yani benimle birlikte açlık grevi yapanlar güreÅŸ tutuyorlar. Canları sıkılıyor ya. Hakkı Keskin'le birisi güreÅŸ tutuyor açlık grevinde. MeÄŸer Hakkı Keskin de, ötekiler de gündüz açlık grevine yatar, akÅŸam yemek yerlermiÅŸ. Hakkı Keskin'i ordan tanırım. AkÅŸamları kendi odasında yatıyordu zaten. MeÄŸer yemek yiyormuÅŸ. Tabii yesin. Beni ilgilendirmez. Ama grevdeyim demesin Allahsız herif.Â
button