Güncelleme Tarihi:
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’na bağlı Risk Analiz Birimi ekiplerinin terör örgütleri DEAŞ ve YPG/PYD-PKK’ya katılmak için dünyanın farklı ülkelerinden gelen teröristleri yakalama süreci tüm ayrıntılarıyla görüntülendi. Terör polisinin gözle yaptığı taramayla başlayan takip, şüphelinin görüşme odasına götürülerek sorgulanmasıyla devam ediyor, pasaport incelemesiyle de tamamlanıyor. Şüphelinin yabancı terörist olduğu belirlendikten sonra ülkesine geri gönderiliyor. Aranan bir terörist olduğu belirlenirse yargı süreci başlıyor. TEM verilerine göre 2014 yılından bugüne kadar havalimanlarından Türkiye’ye ve buradan da çatışma bölgelerine geçiş yapmak isteyen DEAŞ, PKK/KCK, El Kaide, El Nusra, gibi terör örgütleri üyesi ya da bağlantılı bulunan 7 bin 123 terörist inad (ülkeye sokulmamak), 179 terörist ise deport (sınırdışı) edildi. Risk Analiz Birimi, 5 yılda toplam 7 bin 302 yabancı teröristi durdurdu.
YOLCULAR ARASINDAKİ TERÖR POLİSİNİN GÖZ TEMASIYLA TAKİP BAŞLIYOR
Yabancı teröristlerle ilgili çalışmalar üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama kesintisiz göz takibiyle başlıyor. Risk Analiz Birimi ekipleri sivil kıyafetleriyle, terör örgütlerine katılımın yoğun olduğu belirlenen ülkelerden gelen uçakların yolcuları arasında dolaşıyor. Uzmanlaşmış ekipler yabancı teröristlerin profiline uyan şüpheli yolcunun yanına yaklaşarak önce kendisini tanıtıyor. Terör Şube polisi şüpheli gördüğü kişiyle ayaküstü kısa bir konuşma yapıyor. Polisin ilk tespitleri süreci başlatıyor. Şüpheli görülen kişi göz bebeklerindeki büyümeden, sık sık yere bakmasına, sesindeki titremeden sürekli yüksek sesle konuşmasına, konuşurken ellerini ovuşturmasından, çıkış noktalarını aramasına kadar birçok bedensel tepkiyle kendini ele veriyor. Polis ilk değerlendirmesinde yabancı terörist olabileceği kanaatine varırsa şüpheli özel bir odaya götürülüyor.
GÖRÜŞME ODASINDA ŞAŞIRTMALI SORULAR
İkinci aşama da risk analizi konusunda özel eğitim alan uzman terör polislerinin şüpheli görülenler ile mülakat odasında görüşme yapmasıyla devam ediyor. Risk Analiz Birimi ekibi şüpheliye bir dizi soru soruyor. Bunlar arasında kim olduğu, nerden geldiği, nereye gittiği, mesleği, medeni durumu gibi temel sorular da bulunuyor. Ancak güvenlik gerekçesiyle açıklanmayan özel sorularla şüpheli görülen kişi çözülüyor. Aynı sorunun tekrar tekrar sorulması, yaşadığı ülke, mesleği gibi konularda ayrıntılı sorularla şaşırtma tekniği uygulanıyor. Mülakat sonrası şüphelinin yabancı terörist olup olmadığı açığa çıkartılıyor.
PASAPORT TARAMASIYLA KEMİK YAPISI BİLE EŞLEŞTİRİLİYOR
Üçüncü aşamada ise pasaportun sahte olup olmadığı ile ilgili teknolojik cihazlarla inceleme yapılıyor. Ultraviyole ışınla taranan pasaportlardaki en ince detaylar inceleniyor. Pasaporttaki fotoğrafla şüpheli görülen kişinin aynı insan olup olmadığı kemik yapısı ölçümüyle de kontrol ediliyor. Pasaport ve güncel fotoğrafların karşılaştırılmasında farklılıklar ortaya çıkarılıyor. Bu üç aşamadan oluşan çalışma sistemiyle yakalanan yabancı teröristler ülkelerine geri gönderiliyor. Haklarında arama/yakalama kararı olan teröristler hakkında ise yargı süreci başlatılıyor.
TERÖRİSTLER YAKALANMAMAK İÇİN 'HİCRET EL KİTABI' BASTIRDI
Terör örgütlerinin en etkili elaman kazanma yöntemlerinden biri olan Yabancı Terörist Savaşçılardan (YTS) binlercesinin Risk Analiz Birimi tarafından yakalanması terörist DEAŞ’ın yöntem değiştirmeye zorladığı öğrenildi. Terör örgütü, risk analiz biriminden kurtulmak için, Suriye’ye geçiş yapacak sempatizanlara yönelik ‘Hijrah to The Islamic State’ (İslam Devletine Hicret) isimli bir el kitabı hazırladı. El kitabında terör örgütünün sempatizanlarına yolculukta tercih etmeleri gereken yol ve yöntemlerden, yanlarında neler bulunması gerektiğine kadar ayrıntılı bilgi aktardığı ortaya çıkarıldı. Terör örgütüne katılmaya gelen yabancı erkek teröristlere sakallarını kesmeleri, küpe takmaları, batılı gibi giyinmeleri, kadın teröristlere ise saçlarını açmaları, etek bluz giyinmeleri şüphe çekmeyecek görüntü vermeleri talimatları verildi. Teröristler hangi ülkelerden geldiklerinin anlaşılmaması veya dikkat çekmemesi için önce Avrupa ülkelerine gidip, bu ülkelerden Türkiye’ye giriş yaptıkları belirlendi.