İşte Hizbullah raporu

Güncelleme Tarihi:

İşte Hizbullah raporu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2000 00:00

Haberin Devamı

Amaç Kürt-İslam devleti kurmak

Hürriyet Hizbullah hakkında hazırlanan ve devletin zirvesine sunulan 21 sayfalık son istihbarat raporunu ele geçirdi. Örgütün tüm yapısının ayrıntılarıyla sunulduğu rapor, Hizbullah'ın gerçek amacının bir Kürt-İslam devleti kurmak olduğunu ortaya çıkardı.

Kelime anlamı olarak Hizbullah, 'Allah'ın partisi' anlamına geliyor. Hizbullah Terör Örgütü mensupları kendilerini 'Allah'ın askerleri' olarak nitelendiriyorlar. Örgüte karşı mücadele eden herkesi ise 'Hizbuşeytan' olarak tanımlıyorlar.

Hizbullah Terör Örgütü'nün amacı, mevcut anayasal düzeni yıkarak yerine İran rejimini esas alan şeri hükümlere dayalı bir devlet kurmak. Örgüt, amacına ulaşmak için Hizbullahi Mücadele Metodu'nu seçmiş. Bu metod, Caferi mezhebine mensup Ayetullahların geliştirdiği bir mücadele sistemi.

Hizbullah Terör Örgütü'nü diğer islami örgütlerden ayıran temel neden cami eksenli olması. Amaç; kitleleri cami çevresinde ve camiye bağlı olarak örgütlemek ve örgütlenme içinde silahlı birimler tesis ederek 'İslami Devrim'e ulaşmak.

Hüseyin Velioğlu ve arkadaşları, 1980 yılından önce Milli Selamet Partisi (MSP) içinde bir islam devletinin legal siyasi parti mücadelesi ile kurulabileceği düşüncesini taşıyorlardı. Bu düşüncelerle, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nde okudukları yıllarda, MSP'nin gençlik kolları olan Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) içerisinde parti adına çalışmalarda bulunmuşlardı.

MÜSLÜMAN KARDEŞLER

1980 yılından sonra bu düşüncelerinin hayata geçemeyeceğini gören Hüseyin Velioğlu, illegal bir İslami cemaat kurma fikrine kapıldı.

Velioğlu bu fikri, Suriye'de büyüyüp gelişen İhvan-ı Müslümin örgütünün Türkiye kolundan aldı. İhvan-ı Müslümin üyelerinden, 1982 yılında Suriye'nin Hama kentinde meydana gelen ayaklanmalardan kaçarak Türkiye'ye gelen ve Mardin Kızıltepe'ye yerleşen Molla Ahmet ile muhatap oldu.

Müslüman Kardeşler Örgütü Mısır'da Hasan El Benna tarafından kurulan bir örgüt. Anayasa ve çalışma şeklini, biraraya gelen dört şahıs oluşturuyor. Şahısların herbiri tekrar 4 şahıs ile irtibata geçerek, kendi fikir ve davalarını anlatıyor. Kabul edenleri de kendisine bağlıyor. Bağlanan şahısların herbiri de tekrar yeni 4 kişi bulmak zorunda. Bu çalışma şeklinde ihtilalci bir özellik bulunmayıp, ilim ve kültüre ağırlık veriliyor.

Hüseyin Velioğlu ve arkadaşları, 80 sonrası cemaat (örgüt) fikrini benimseyerek, Diyarbakır'da 'İlim Kitabevi' adında bir dükkán açtılar ve çalışmalarını burada başlattılar. Bu arada, kendilerinden kopan bir grup, 1984 yılında, başını Mehmet Ali Bilici'nin çektiği, Mısır'da faaliyet gösteren Ettekfir Vl-Hicre örgütünden esinlenerek, Müslüman Kardeşler Örgütü içerisinde radikal düşüncelere sahip olarak yeni bir oluşumla Batman ilinde ortaya çıktı. Grubun düşünceleri arasında kendileri dışında herkesin kafir olduğu, devlet kontrolünde bulunan camilerde namaz kılınamayacağı, cami imamlarının kafir olduğu da yer alıyordu.

Bu grubun başını Ali Bilici, Şefik Polat, Ekrem Baytab, İhsan Deniz gibi isimler çekiyordu. 84 yılından beri varolan bu grup İslami Hareket Örgütü adını almış ve Bahriye Üçok, Turan Dursun ve Çetin Emeç cinayetleri ile gündeme gelmiştir.

1985- 1986 yılları arasında Hüseyin Velioğlu'ndan kopan ve başını Diyarbakırlı Molla Yasin Ekinci ve oğlu Molla Abdulvahap Ekinci'nin çektiği bir molla grubu Hüseyin Velioğlu'nun liderliğinde bir islami mücadele olmayacağını ileri sürerek, 'Vahdet' isimli yeni bir grup oluşturmuştu. Bunları organize eden 'Rabıtatül Alemül İslami Örgütü' adındaki, Afganistan'da Taliban ve Çeçenistan'daki Şamil Basayev gruplarının organizatörüdür.

Hüseyin Velioğlu kendisinden kopmalar olmasına rağmen Diyarbakır ilinde İlim Kitabevi çevresinde faaliyetlerini Müslüman Kardeşler Örgütü'nün programı çerçevesinde aralıksız sürdürüyordu. 1980 ve 1990 yılları, Hüseyin Velioğlu'nun kurduğu ve yönettiği örgütten yeni kopmalarla ve yeni oluşumların meydana gelmesiyle gelişti. 1989 yılında Velioğlu'na bağlı İstanbul İl Sorumlusu Hasan Şengül ve örgütün ikinci adamı Fidan Güngör, örgütten ayrılıp birlikte 'Menzil' grubunu kurdular. 1991 yılında da Batman'da başını Molla İhsan Yeşilırmak ve Abdurrahman Ensari'nin çektiği bir grup, Menzil'e katıldı.

PKK-HİZBULLAH ÇATIŞMASI

1992-93 yıllarında güvenlik güçlerinin PKK'ya karşı operasyonları yoğunlaştırmasından yararlanan Hizbullah örgütü, Batman başta olmak üzere Diyarbakır'ın Silvan, Mardin'in Kızıltepe ve Nusaybin İlçesi'nde örgütlenme faaliyetlerine başladı. Örgüt, buradaki faaliyetlerinde özellikle PKK'ya yakınlığıyla bilinen kişilere karşı savaş açtı. PKK, 1991 yılının ikinci yarısında Mardin'in İdil İlçesi'nde, Hizbullah Örgütü mensubu bir şahsı basıp, ev sahibi ve eşini öldürdü. Bu olay, Hizbullah Örgütü İlim Kanadı'ndan kopmaların durmasına neden oldu. Velioğlu PKK'ya karşı bir taktik geliştirdi. PKK ve HADEP'in şehir merkezlerindeki belli başlı adamlarına korkunç katliamlar başlattı. Silahlı eylemlerin yanısıra bıçaklı ve satırlı saldırılarla da gündeme geldi. Güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla PKK örgütünün kırsal ve kent merkezlerinde kontrol edilebilir hale getirilmesiyle, gözler bu kez Hizbullah'a çevrildi. PKK bu kanlı döneminde, devlete karşı yürüttüğü propaganda çalışmalarında Hizbullah Terör Örgütü'nü, kontrgerilla olarak nitelendirdi.

Menzil grubu ile Hizbullah-İlim Grubu arasında karşılıklı suçlamalarla gerginleşen ilişkiler Menzil Grubu'nun Batman'da saldırıya geçmesi ile başladı. İki grup arasındaki anlaşmazlık noktaları şunlardı:

- Hizbullah-İlim Grubu PKK ile savaşının, İslám- káfir savaşı olarak tüm gruplarca tanınmasını istiyordu.

- Hizbullah- Menzil Grubu ise PKK ile çatışmanın devlete yarayacağını söylüyordu.

Neticede Menzil ile İlim gruplarının çatışması Menzil Grubu'nun Güneydoğu bölgesinden silinmesi ile noktalandı. İstanbul'da İlimcilerce yakalanan Menzil Grubu lideri Fidan Güngör'ün akıbeti ise hálá bilinmiyor.

Örgüt içinde yaşananlar, karşılaşılan olaylar, Velioğlu'nun durum değerlendirmesi yapmasına neden oldu. Askeri kanadı batı illerine göç ettirerek işe başladı. Türkiye Cumhuriyeti ile fiili çatışmanın ilk olayları 95 yılında başladı ve bugüne kadar sürdü. Bundan sonra amacı batı illerindeki alt yapısını tamamlayarak, tahmini zor bir taktikle Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı harekete geçmek olacaktır. Eylem yapsa da kabullenmeyerek, dikkati üzerine çekmemeye çalışacaktır.

Hizbullah Terör Örgütü'nün, diğer illegal ve radikal dini esaslara dayalı örgütlerle bağlantısı yok diye biliniyor. Yasal siyasi parti ve dernek ilişkisi de tespit edilemedi. Alınan duyumlarda kapatılan Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın 1996 yılında Başbakan olduğu dönemde, Iraklı K.İ.P (Kürdistan İslam Partisi) Lideri ve Barzani'nin yakını Şıh Osman ile görüştüğü saptanmıştı. Ayrıca İranlılar'ın Batman iline ve Şırnak'ın İdil ilçesi Tepe Köyü'ne gelerek Hizbullah Terör Örgütü elemanları ve sempatizanları ile görüştükleri yakalanan örgüt mensuplarının ifadelerinden de anlaşılmıştı.

Kayseri ve İstanbul illerinde 89 yılından itibaren örgütsel faaliyetleri devam etmekte. Diğer batı illeri olan Ankara, İzmir, Bursa, Manisa, Muğla, İzmit, Adapazarı ve Konya da da taban çalışmaları sürüyor. Karadeniz'de de üniversite öğrencileri düzeyinde örgütsel bir çalışması var. Güneydoğu, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde deşifre olan örgüt mensupları, hızla batı illerine göç ettirilerek buralarda örgüt faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Örgüt içinde, eylemlerde deşifre olmuş veya yakalanması muhtemel örgüt mensupları tedbir olarak başka illere zorunlu olarak göç ettiriliyor. Bu yer değişikliğine örgüt terminolojisinde 'Hicret' deniyor.

Psikopat-yankesici militanlar

Raporda örgüte son dönemlerde, ‘‘psikopat, yankesici, hırsız v.b. şahısların’’ alındığı da vurgulandı. Son dönemde örgüt içinde 1970-1974 yılları arasında doğumluların çoğunluğu oluşturduğu ifade edildi.

YARIN: HÜSEYİN VELİOĞLU İRAN GİZLİ SERVİSİ TARAFINDAN EĞİTİLDİ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!