Güncelleme Tarihi:
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan raporda, kademeli olarak üniversite giriş sınavının ve SBS'nin kaldırılması ile iki yıllık ücretsiz okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi, erken okul terklerinin önlenmesi, kapsamlı ve nitelikli bir temel eğitim ve ortaöğretimin tüm vatandaşlara sağlanması gibi başlıklarla, isteyen tüm vatandaşlara anadil öğrenimi olanağının sunulacağı ifadeleri dikkati çekiyor.
Toplam 67 sayfadan oluşan ve geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu, tarafından açıklanan rapor, CHP'nin eğitim alanındaki hedeflerini içeriyor.
Eğitim'in, beslenme kadar vazgeçilmez bir ihtiyaç ve temel bir insan hakkı olduğu vurgulanan raporun girişinde, “Çağımızda sosyal açıdan adil, ve ekonomik açıdan başarılı bir toplum yaratmanın başlıca yolu eğitimin en üst düzeye taşınmasıdır. İnsan odaklı politikayı düşünce ve faaliyetlerinin merkezine koyan CHP için eğitim, sağlayacağı ekonomik, kültürel ve siyasi yararların ötesinde, kendi başına bir amaçtır. Eğitim hakkının evrensel olarak ülkemizin her yurttaşı için karşılanması CHP'nin öncelikli siyasi hedefidir” deniliyor.
Türkiye'deki toplam öğrenci sayısının yaklaşık olarak 22 milyona ulaştığı belirtilen raporda, okul öncesi, ilk, orta ve üniversitedeki eğitim sorunları da ayrıntılı olarak aktarılıyor.
MERKEZİ VE TEKNİK EĞİTİM CAZİP HALE GETİRİLECEK
Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki payının yüzde 39 olduğu vurgulanan raporda, “Mesleki ve teknik eğitim ülkemizde, erkek teknik öğretimi, kız teknik öğretimi, ticaret ve turizm öğretimi ve din öğretimi olmak üzere, başlıca dört alt alanda yürütülmektedir. Mesleki eğitim küresel ekonomide yalnızca rekabetçilik, iş performansı ve yenileşmeyi desteklemek için değil, aynı zamanda eşitlik, uyum, kişisel gelişim ve aktif yurttaşlığın geliştirilmesi için de büyük öneme sahiptir. Mesleki ve teknik eğitimin cazibesini ve yetişkin eğitimine katılımı artırarak tüm yurttaşlar ve her eğitim kademesi için yaşam boyu öğrenme fırsatlarının artırılması bu anlamda büyük önem taşımaktadır” ifadelerine yer veriliyor.
Türkiye'deki sınavların ve bu sınavların ortaya çıkardığı sonuçların ayrıntılı bir şekilde irdelendiği raporda, Özellikle ÖSYM'nin, YGS 2011 sürecindeki şifre iddialarıyla başlayan olumsuz gelişmeleri topluma açıklamakta güçlük çektiği vurgulanırken, sınav yapan kurumların, adayların memnuniyetlerini artırması gerektiğinin önemine dikkat çekiliyor.
OKUR YAZAR OLMAYAN ÇOCUK, GENÇ VE YETİŞKİN KALMAYACAK
Türkiye'nin, 21. yüzyılın başında hala okumaz yazmazlık sorunuyla karşı karşıya bulunması düşündürücü olduğu belirtilen raporda, “CHP, bir yandan okumaz yazmaz yetişkinleri okur yazar kılmak için tüm olanaklarını seferber ederken, öte yandan okumaz yazmazlığın kaynağını kurutmak için, okul öncesi eğitim ve ilköğretime devam etmeyen ve okur yazar olmayan çocuk, genç ve yetişkin bırakmayacaktır” deniliyor.
Toplumun eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşması amacıyla, zorunlu eğitim süresinin 12 yıl olacağı vurgulanan raporda, CHP'nin kamusal harcamalarda önceliğinin eğitim olacağı kaydediliyor.
Öğretmen ve yöneticilerin yüksek standartlara sahip olmasının teşvik edileceği, 2 yıllık ücretsiz okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirileceği, ilköğretimin aktif yurttaş yetiştirme işlevinin ön plana çıkacağı ve ayrıca ilköğretimden ortaöğretime geçişte uygulanan SBS'nin kaldırılarak, geçişlerin sınavsız gerçekleştirileceği belirtiliyor.
Ortaöğretimde okul türlerine dayalı yapılanmanın da ortadan kaldırılacağı ifade edilen raporda, üniversiteye giriş sınavının aşamalı olarak kaldırılacağı yer alıyor.
DERSHANELER ÖZEL OKUL STATÜSÜNE GEÇİRİLECEK
Dershaneler konusunda da ayrıntılı değerlendirmenin yapıldığı raporda, dershanelerin öğrenci başarısına önemli katkı getirmediğinin çeşitli araştırmalarla doğrulandığı vurgulanıyor.
Dershane gerçeğine ciddi bir çözüm getirmek ve dershaneleri eğitimin gündeminden çıkarmak gerektiğinin altı çizilen raporda, şunlar kaydediliyor:
“ÖSYS'de yapılacak çok yönlü iyileştirmeler ve yükseköğretim kapasitelerinin genişlemesiyle birlikte, yükseköğretime geçiş sürecinde öğrenciler, aileler, öğretmenler ve okul yöneticileri üzerindeki aşırı kaygı ve baskılardan kaynaklanan dershanelere yönelim azalacak, böylece daha güvenilir bir seçme süreci ve daha iyi işleyen bir ortaöğretim sistemi oluşacaktır. Diğer yandan dershanelerin öğretmenler için önemli bir istihdam alanı oluşturduğu bir gerçektir. Okul, eğitimin merkezi haline getirilirken, dershanelerde var olan öğrenim birikim ve deneyiminin en yararlı biçimde, israf edilmeksizin değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Dershanelerin özel okul statüsüne geçirilmesi ya da meslek okul ve kurslarına dönüştürülerek üniversiteye devam edemeyen gençler için ciddi bir seçenek oluşturması amacıyla gerekli çalışmaların yapılması, orta ve uzun vadede alınacak önlemlerdendir.”
Raporda, çalışan, özel ihtiyaçları olan, engelli, hapiste bulunan gençler, mevsimlik göçmen ailelerin çocukları gibi dezavantajlı öğrencilere eşit fırsatlar sunmak için, daha esnek eğitim yaklaşımları uygulanacağı, bu kapsamda, hayat boyu öğrenme, yaygın eğitim, uzaktan öğrenme, elektronik öğrenme ve 'akran eğitimi' gibi yeni sistemlerin destekleneceği bildirildi.
“TALEP EDEN TÜM YURTTAŞLARA ANADİL ÖĞRENİMİ OLANAĞI SUNULACAK”
“Risk altındaki öğrencileri tespit eden erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, niteliğe ve öğretmen eğitimine odaklanan okullar arası içerme stratejilerinin oluşturulması yoluyla erken okul terklerinin önüne geçilecektir” denilen raporda, şunlar kaydediliyor:
“Zorunlu eğitim yaşında olup ilköğretime hiç devam etmemiş ya da ara sınıflardan ayrılmış çocukların ilköğretime dönmeleriyle ilgili telafi eğitimi programları veya tamamlayıcı programlar yaygınlaştırılacaktır. Talep eden tüm yurttaşlara anadil öğrenimi olanağı sunulacaktır. Eğitim sisteminin dışında kalan dezavantajlı kesimlere ulaşmak için, yenilikçi rehberlik yöntemleri ve diğer sosyal hizmetler ve sivil toplumla işbirliği benimsenecektir.
Özel eğitime muhtaç çocuk ve gençlerin örgün ve yaygın eğitim fırsatları genişletilecek ve daha geniş kitlelere ulaşılacaktır. İlk ve ortaöğretimde sosyoekonomik yönden dezavantajlı çocuklara, okul sonrası saatlerde ve hafta sonlarında düzenli ve ücretsiz olarak akademik yönden destekleyici kurslar verilecektir.”